Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


ALIN TERİ EMEK

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


                     

         Emek meselesi biz Müslümanların çok da gündemine girmemiş bir kavramdır. Hâlbuki bu mesele gerek Kuran’da gerekse Sünnet’te çokça ele alınmış. Mesele etraflıca anlatılmıştır.

         Bu çok çok önemli bir konuyu mutlaka ele almamız, masaya yatırmamız son derece elzemdir!

         Emeğe; bir şekilde bedel ödemek, alın teri dökmek, çabalamak, gayret etmek, ekmek, aş mücadelesi de diyebiliriz.

         Alın teri dediğimiz şey kutsal, yüce bir şeydir. Onu hafife asla alamayız. Onu kutsayıp hakkını vermek zorundayız. Hatta alın teri döken kişinin daha alın teri kurumadan.

         Elbette bu hayatta herkes patron olacak, işveren olacak diye bir kaide, kural söz konusu değildir.

         Birileri patron, işveren olurken diğer birileri de işçi, ırgat, çalışan olacaktır. Rabbimiz bu durumu böyle yaratmış. Anadolu da meşhur bir söz var. Sen ağa ben ağa bu ineği kim sağa diye. Gelişmenin, ilerlemenin olması için çalışmak, üretim yapmak, mücadele etmek şarttır.

         İnsan çalışıp gayret gösterirken bir alın teri çıkar işte bu ter en kutsal, mübarek bir terdir. İnsanın evine helal ekmek götürebilmesi en güzel, en nadide, en kutsal bir emektir, eylemdir.

         Şu hayatta her şeyin bir hırsızı vardır, ancak en aşağılık, basit, fasit, bayağı hırsız ise emek ve alın teri hırsızıdır.

         İnsanlar ihtiyaçları olduğu için çalışır, çaba gösterirler. Yani bu durum keyfi değil zaruridir. Bir işi yapmak zordur, zahmetlidir, yoğun bir çabayı, gayreti, mücadeleyi gerektirir.

         İnsan çalışıp emek verir, ekmek kazanıp alın teri dökerken; aynı zamanda da hayaller kurar gelecekle ilgili. Siz ey patronlar emekçilerin emeğini, alın terini çalıp sömürürken, aslında onların geleceğini, hayal, hülya, rüyalarını da çalıyorsunuz demektir.

         Nasıl olsa karşınızda zayıf, hakkını savunacak sözü ve gücü olmayan, örgütsüz, çoğu zaman sendikasız insanlar, kitleler var.

         Bu dünya da yaşamak, yemek, içmek sadece sizin hakkınız. Sizler Allah’ın seçkin! Mübarek (!)  has kullarısınız!

         Emekçi de kim oluyormuş! Ne hakkı ne hukuku, ne alın teri, ne emeği geç onları,

         Pe ki bu zavallı; evine helal bir lokma götürme peşindeki emekçi, işçi kardeşim olmasa sizler işlerinizi nasıl yapacaksınız.

         Bu dünya da yemek, içmek, eğlenmek, ultra tatiller yapmak sadece sizin hakkınız.

         Bu dünya da her istediğini almak, sınırsız alışveriş yapmak, gezmek, tozmak, hava atmak, caka satmak, her çeşit yemekler, partiler, arabalar, zevki sefa sizin eşlerinizin hakkı!

        En büyük üniversitelerde okumak, en pahalı elbiseler giymek, en lüks mahallelerde oturmak, en güzel kızlarla gezmek tozmak sizin çocuklarınızın hakkı.

        Sizler sözde İslamcı entel zenginler !!!

        Sonrada müminler kardeştir! Artık bu millet bunları yemez beyler. Bu emekçi fakir fukara işçinin de bir Rabbi (cc)var.

        Bu hayatın bir hesabı var. Sizler Rabbimizin vermiş olduğu her nimetten sorulacaksınız.

         Her şeyden kısın ama sakın alın terinden, işçi hakkından, emekten kısmayın.

        Emekçi kardeşlerinize yedirdiğinizden yedirin, içtiklerinizden içirin, giydiklerinizden giydirin.

        Unutmayın onlarda bir insan, onlarında bir nefsi, onuru, gururu, ailesi, çoluk çocuğu var!

        Ey işçi! Emekçi kardeşim şunu hiçbir zaman unutmayın ki; patronunun verdiği ücret senin en doğal helal hakkındır. Bu bir ulufe bahşiş değildir. Öyleyse hakkını sonuna kadar savun. Bu savunmayı bireysel yapamazsın. Onu örgütlü yap. Ama burada da sendika sömürüsü sözkonusu!

        Şu yaşadığımız kapitalist, sömürü dünyasında ey Müslüman işadamı kardeşim sen diğerlerinden farklısın. Farklı olmak zorundasın. Sen Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsun. Sen adil olmak zorundasın unutma.

         “Allah (cc) Rızıkta, Kazançta, Kiminizi kiminizden üstün kıldı, Kazançta üstün kılınanlar,

Zenginler, işverenler yahut özel olarak ücretle bir iş yaptıranlar,

Kazançlarından, ellerinin altında çalışan işçilerin, hakkı olan ücretini tam olarak vermeden, eşit olmazlar,

“İşverenler yahut özel olarak ücretle bir iş yaptıranlar, İşin ve İşçinin, ücretini tam olarak vermezse,

Allah (cc) sizin kazancınıza, açlık ve korku elbisesi giydirecektir,” der (16/NAHL SURESİ 71, 112)

  Sahabeden Abdullah Bin Ömer (r.a) anlatıyor, Allah Rasulü (SAV)

“İşçi çalıştıranlar yahut özel olarak ücretle bir iş yaptıranlar, İstifade ettiğiniz İşin ve İşçinin Ücretini,

İşçinin, İşi Yapanın, Alın Teri Kurumadan önce, Acele ederek verin, Sallamayın,” dedi der, ( İBNİ MACE HADİS No 2443)

  Sahabeden Ebu Hureyre ve İbni Abbas (r.a) anlatıyor, Allah Rasulü (SAV),

“Kim, İşçisinin ücretinde ve çalışma şartlarında Haksızlık yaparsa, Onun Bütün Ameli boşa gider, (METE ALİ BUL ALİYE HADİS No 1446)

 

Cennete giremeyeceği gibi, Cennetin Kokusundan dahi Mahrum bırakılacaktır,” dedi der

   Sahabeden Ebu Zer (r.a) anlatıyor, Allah Rasul (SAV),

“Yanlarınızda çalışanlarınız Sizin kardeşlerinizdir. Allah onları sizin emrinizle Size hizmet etmektedirler,

Kimin yanında çalıştırdığı Hizmetçisi, personeli, İşçisi varsa, ona yediğinden yedirsin giydiğinden giydirsin

Onlara güçlerinin yetmeyeceği bir işi ona yüklemesin, şayet güç bir işi ona yüklerse,

O işte ona yardım etsin, Yardımcı olsun,” dedi der,  ( TİRMİZİ HADİS No 1945)

         Bu dünya da Müslüman bir işçinin, işverenin diğerlerinden farkı olmalıdır. Bu dünya bir imtihandır sınavdır. Onun için her işveren, işçi kendi ölçeğinde sınav vermektedir.

         Bugün bu ülkede maalesef bir kira en ucuz 1500_2000 TL arasında

Bir asgari ücret ise 2850 tl bu şekilde bir insan insanca yaşayabilir mi?

         Şuan Türkiye’yi birkaç bin zengin(!) dünyayı ise birkaç aile sömürüyor!  

         İşçi hakları, emek, alın teri, sendika, işçi ve iş güvenliği meselesi sadece solcuların meselesi gibi bir algı var piyasada biz Müslümanlar olarak bu yanlış algıyı mutlaka kırmalıyız, yıkmalıyız.

         Maalesef her şeye para bulan kimi kamu kuruluşları söz konusu işçi hakkı, emek deyince para bulamamaktan, bütçe yetersizliğinden dem vurmaktadırlar. Ama ıvır, zıvır, ipe sapa gelmez şeyler için milyonları pervasızca kullanmaktan da geri durmuyorlar.

         İslam bu emek, alın teri meselesine ne batının kapitalizmi gibi bakar nede doğunun sosyalist, komünizmi gibi bakar bu izimler tamamen indirgemeci birisi; insanın emeğini sonuna kadar sömürürken(kapitalizm), diğeri ise fıtrata tamamen ters olan bireyin mülk edinme, mülk sahibi olma hakkını elinden tamamen almaktadır.

İslam ise; hem emeğe sahip çıkar, saygı gösterir, onu yüceltir. Hem de bireyin çalışarak mülk edinmesinin önünü açar. Doğrusu da, fıtrata uygun olanda budur. Ancak bugün uygulama da böyle mi elbette hayır.

         Emek yok sayılıyor, sömürülüyor, kişinin elde ettiği ile bırakın mülk edinmeyi asgari geçimini bile yerine getirebilmesi bile mümkün görünmüyor.

                                      Alın teri ve emeğe saygı lütfen

                                      Selam ve dua ile

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR