Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Faysal Mahmutoğlu


“Sorma Gir Hanı”

Yazarımız Faysal Mahmutoğlu'nun "yeni" yazısı...


Kuzey Kıbrıs adeta Türkiye’nin arka bahçesidir. Sosyal siyasal ve ekonomik yapı, Türkiye’deki iktidar odaklı olarak şekillenmektedir.

1980’ler Özallı yıllardı, bu yıllarda offshore bankacılığın önü açıldı, böylece kara para aklama süreci de başlamış oldu. 90’ların sonunda bankalar krizi ile offshore dönemi de kapandı.

Türkiye’de 1998’de kumarhanelerin, 2006’da da online bahis sitelerinin yasaklanması ve bunların Kuzey Kıbrıs’ta açılmaları ile Türkiye’deki bütün organize suç örgütleri Ada’da üs kurdu. Kıbrıs’ın kuzeyi bahis ve kumar adası haline getirildi.

Saygı Öztürk köşesinde, Rauf Denktaş’ın kızı Ender Hanım’ın kendisine; “Ada’da en önemli konu güvenlik oldu. Memlekette kim nedir belli değil. Adeta KKTC, ’sorma gir hanı’na döndü. Yani KKTC, güvenlik yönünden eski KKTC değil. Bunu söylediğim için çok üzgünüm.” dediğini yazdı.

Bugün dünyanın birçok ülkesinde suç örgütleri sadece yeraltında değil, yerüstünde de faaliyet göstermektedir. Mafya yapılanmaları yasadışı işlerinden elde ettikleri kazançları, yasal işlerde yatırım yapmak için de kullanırlar. Hatta çokça sosyal yardım dağıtmakta, hayır kuruluşlarında görev almakta ve bazı sosyal sorumluluk projelerine öncülük etmektedirler ki, bu sebeple hayırsever iş insanı olarak görülebilirler.

Bunun yanı sıra, kazandıkları paralarla itibar ve prestij kazanma çabası içine girmektedirler. Ellerindeki kirli parayla ülkelerindeki kimi siyasi figürler üzerinde baskı kurabilmektedirler.

KKTC, uluslararası platformda tanınmayan bir devlet olması nedeniyle yasadışı işlerin kolayca yürütülebileceği bir yer haline gelmiştir. Uluslararası hukuk ve kurallar uygulanmamaktadır.

Sedat Peker’in geçen sene yaptığı açıklamalarla ismiyle ilk kez tanıştığımız Halil Falyalı, Kıbrıs’ın en tanınmış isimlerinden biridir. Daha açıkçası, ismi kumar ve uyuşturucu ticaretiyle anılan bir mafya babasıdır.

TMT mensubu bir öğretmen çocuğu olarak 1969’da çatışmaların ortasında dünyaya gelen Halil Falyalı, liseyi bitirir bitirmez 1990’da iş hayatına atıldı. 2000’li yıllardan itibaren de işlerini büyüttü. Son 20 yıl içinde çok büyük bir servete sahip oldu. İddiaya göre, yasa dışı işlere uyuşturucu kaçakçılığıyla başlamıştı. Mersin, KKTC ve İngiltere’yi kapsayan bir uyuşturucu rotası izlediği söylenmektedir. Ayrıca Falyalı’nın kara paranın transferi için de döviz büroları ağını oluşturduğu öne sürülmektedir.

KKTC’nin devlet olarak tanınmaması, Falyalı’yı dokunulmaz kılıyordu. Bu yüzden, Kıbrıs’tan dışarı çıkmıyordu.

Halil Falyalı’yı yeraltı dünyasının önemli bir aktörü haline getirmeyi sağlayan, esas olarak yasadışı bahis oldu. Türkiye, Ukrayna, Belarus ve hatta Moldova’daki kârlı bahis sektörünü elinde tutuyordu.

Türkiye’de yılda 5 milyon civarında insanın yasadışı bahis oynadığı ve bunun parasal hacminin 150 milyar TL olduğu düşünülüyor.

Sedat Peker, hakkında Amerika’da kara para aklama soruşturması bulunan Halil Falyalı’nın elinde Kıbrıs ve Türkiye’deki siyasilerin otelinde çekilmiş şantaj kasetleri olduğunu ve bu arşivin kendisine geçtiğini iddia etti. Hatta KKTC Başbakanı Ersan Saner’in Amerika’nın takibindeki ve arşivindeki bir görüntü siyasi yaşamını bitirdi. İstifa etmek zorunda kaldı.

Falyalı, yakın zamanda casinosundaki bir çalışana işkence ettiği iddiasıyla tutuklanmıştı. Kısa süre sonra tahliye edilmişti. Bu tahliyeyi sağlayanın, bu şantaj kasetleri olduğu iddia edilmişti.

Halil Falyalı bir otelden evine giderken, Girne Çatalköy’de evine çok yakın bir noktada pusu kuran kişi veya kişilerce katledildi. Tıpkı 26 yıl önceki kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayeti gibi. O da evine giderken, ıssız bir yerde, önceden hazırlanmış bir plan dahilinde profesyonelce katledilmişti.

Falyalı cinayeti, 6 Temmuz 1996 gecesi katledilen gazeteci Kutlu Adalı cinayetinden sonra Kıbrıs’ta işlenen en ses getiren cinayettir.

Susurluk Raporu’ndan çıkan sonuca göre, Topal’ın yerüstü-yeraltı ilişkilerinin sürdürülemez bir noktaya geldiği için öldürüldüğüydü. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, Susurluk Raporu’nda Topal ile ilgili bölümü böyle noktalıyordu: “Şayanı şükrandır ki Topal engellendi.”  Bir devlet müfettişi Topal cinayetine şükrediyor. Muhtemeldir ki, aynı şey Falyalı için de söylenmiştir.

Bu cinayet 25 yıl önceki Susurluk karanlığını hatırlattı… Mafya-siyaset-ticaret bağlantılarını gündeme taşıdı. Nitekim KKTC’de Falyalı’nın iktidardaki UBP ile yakın ilişki içinde olduğu Kıbrıs’ta bilinmektedir. Hatta Falyalı’nın UBP’nin seçim kampanyalarını finanse ettiği iddialar arasındadır.

Halil Falyalı’nın infazının, organize suç yapılanmalarının “yeni bir düzene” geçiş için yaptıkları bir operasyon olduğu düşünülmektedir. Anlaşılan, Türkiye bağlantılı yeni bir dönem dizayn edilmektedir.

Bu infazla ilgili farklı okumalar yapılmaktadır. Ayrıca bunun bir alan temizliği olduğu düşünülmektedir.

 KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Falyalı için hayırsever bir iş adamı diyerek övgüler yağdırdı.

Tabutu Türkiye ve Kuzey Kıbrıs bayraklarıyla örtüldü. Bunun, iki devlete önemli hizmetleri nedeniyle bir itibar göstergesi olarak okunabilir. Falyalı tekbir sesleriyle uğurlandı. Falyalı’ya şehit protokolü uygulandı.

Cenaze törenine UBP tam kadro katıldı. Covid-19’a yakalanan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar cenazeye katılamazken, eşi Sibel Tatar, Başbakan Faiz Sucuoğlu, şantaj kasetiyle istifa ettiği iddia edilen eski Başbakan Ersan Saner, Meclis Başkanı ve birçok Bakan katıldı.

 

Kaynak: farklibakis.net

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR