Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyfi Pınarbaşı


      İNSAN BEYNİ VE KAVRAMLAR   

Seyfi Pınarbaşı'nın yazısı;


İnsan beyni nöronlarla (sinir hücreleriyle) donatılmış olarak dünyaya gelmekte, daha sonra her bir nöron kişinin zamanla elde ettiği bilgiler sayesinde diğer nöronlarla bağlantı kurabilmektedir. Hatırlama olarak tabir ettiğimiz bu durum aslında bağlantıların canlanmasıdır. Bağlantının canlı kalmasının yolu da yeni öğrendiğimiz bir bilginin yerleştiği nöron hücrelerinin, yakın bilgileri ihtiva eden diğer nöronlarla birleşecekleri Snaptik (İki sinir hücresi arasındaki bağlantı) alanları oluşturmaktan geçmektedir. Çünkü bilgiyi diğer nöral hücrelere aktaracak olan geçiş istasyonları bu Snaptik alanlardır. Dolayısıyla beynin işleyişini düşündüğümüzde de kavramların kök anlamlarının bilinmesi öğrenme, hatırlama ve öğrenilen bilginin pekiştirilmesi noktasında önemlidir. Tüm bu bilgileri göz önüne aldığımızda hitapta kullanılan kelimelerin köklerine hâkim olmanın muhatabın konuyu anlamasına sağlayacağı katkı inkâr edilemez. Hatta en önemli aktör olacağı düşüncesi, üzerinde durulması gereken bir gerçekliktir.                                                                                                           

Etimoloji (köken bilim) hakkında kısaca bilgi vermek konunun anlaşılması için faydalı olacaktır. Etimoloji “Bir dildeki kelimelerin şekil yapıları ile anlamları arasında bağlantı kuran, o kelimelerin yapı ve anlamlarını kökenlerine doğru izleyerek ilk defa hangi köklere dayandıklarını hangi kavramları yansıttıklarını ve zaman içinde hangi evrelerden geçerek ne gibi gelişmeler gösterdiklerini inceleyen ve köken bilgisi ile ilgili diğer konuları araştıran dil bilimi dalı” şeklinde tarif edilir.                                                                                                                        

Etimoloji bilimi ile Semantik bilimi birbirine karıştırılmamalıdır. Etimoloji kelimenin aslî manası hakkında bir ipucu verirken semantik analiz daha derinlere inmektedir.                                                                                                

İnsan beyninde bir nöro - devreyi ne kadar çok çalıştırırsa, o devre o kadar çok güçlenir. Pratik mükemmelleştirir. Bu söz boşuna söylenmiş bir söz değildir.              

Ne kadar çok pratik yaparsanız, (bir dili konuşmak, gibi) ona ait devreler o kadar çok güçlenir. Öğrenme becerisini geliştirmek için Önce yüreğe dokunacağız, sonra pratik yapacağız. Bu yüzden, yeni şeyleri öğrenmenin yolu pratik çalışmaların merkezinde yer almaktır.                                                                                                   

Beynimizin daha fazla öğrenebilmesi için yeni bağlantılar kurmada ve güçlendirmede beynimize fiziksel yer açmamız lazım eski bilgileri yıkma becerisi göstermek bize bazı kullanılmayan bağlantıları temizleme ve yeni kavramları anlamada yer açma şansı verir.                                                                                                                                                                                                                                    

Doğru anlamak ve yaşanan hayatla doğru ilişkiler kurmak ne kadar önemli ise, kavramların neye tekabül ettiklerini ortaya koymak da o kadar önem arz etmektedir. Bir kelimenin anlam bilim açısından ele alınması kavramla ilgili sağlam bilgilere ulaşmada etkili rol oynamaktadır. Kavram ve anlam kargaşasından kurtulmak kavramları, konuları ve genel mesajları bir bütün olarak ele almaktan geçmektedir. İnsanoğlunun yeryüzünde yaşamaya başladığı ilk günden bu yana kelimeler ile kavramlar konuşma ve anlaşmanın vazgeçilmez araçları olarak karsımıza çıkmaktadır.                                                                              

Kelimelerin birden fazla anlamı olabilmektedir. Aslında terimleşen bir kelimeye o anlamı bağlı bulunduğu dünya görüşü, ideoloji veya din yükleyebilmektedir. Çünkü ideolojiler ve dinler temel kavramlarını oluştururken genellikle sıradan kelimeleri seçmektedir. Kimi zaman anlamlarında genişletmeler yaparak onurlandırırken kimi zaman da anlamını daraltarak itibarsızlaştırabilmektedir. Böylece kavramlar bazı anlam kayıplarına uğrayabildikleri gibi, bazense anlam kazançları elde edebilmektedir. Kur’an-ı Kerim işaret ettiği şek ve şüphe olmayan kesin bilgilerle insanlığı mutluluğa ulaştıran, doğru yolu bulmasına yardımcı olarak iman esaslarına dayalı erdemli bir yaşamı gerçekleştirmek için Allah tarafından Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla gönderilmiştir. Kur’an vahiy yoluyla, inananların ruhi ihtiyaçlarını, ibadetlerinin temelini ve davranışlarının belirleyicisi olmuştur. Kısaca yaşamın tüm yönlerini düzenleyen yol göstericilik görevini üstlenmektedir.                                                                                                       

Bu, kendisinde şek ve şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir kitaptır. Bakara/2. Bu bakımdan Kur’an-ı bir ırkla, millet ile veya kabile ile sınırlamak doğru değildir.                                                                                                         

Hidayet ve rahmet kaynağı olarak indirilen Kur’an, inmeye başladığı ilk günden itibaren okunup anlaşılmaya çalışılmıştır. Bütün insanlığa hitap eden evrensel mesajlar vermesi nedeniyle Kur’an'ı anlama çalışmaları ilim adamlarımızın gayretleri ile günümüze kadar gelmiş gelecek kuşaklarda anlama çalışmalarına devam edeceklerdir.                                                                                                                              

Kur'an'ın evrensel mesajlarının insanlara düzgün bir şekilde ulaşması için onu doğru anlamak ve yorumlamak gerekir. Zira hem dünyada hem de ahirette mutlu olmanın yolu Kur'an'ı doğru anlamaktan geçmektedir.

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR