Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Seyfi Pınarbaşı


İDEAL İNSAN

Yazarımız Seyfi Pınarbaşı'nın "konuya dair" analizi...


Onlar ki hem bolluk, hem de darlık zamanında Allah için infak ederler, öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler. Çünkü Allah iyilik yapanları sever (Ali İmran 134)

Ayeti kerimede ideal insan tarifinin yapıldığı üç vasıf aynı anda zikrediliyor

1.Allah için infak etmek

2.öfke kontrolü

3.insanları affetmek

İnfak, vahyin en temel kavramlarından biridir. İnfak kelimesi; ne-fe-ka kökünden türemiştir. Lügat olarak, tükenmek, azalmak anlamlarına gelir. “Nafaka” harcanan para veya ihtiyaçların tamamı için gerekli kazanç anlamında kullanılır. İnfak ise; malı veya benzeri ihtiyaç maddelerini hayır yolunda harcamak, tüketmek anlamındadır. Allah yolunda harcamaya infak denir. Kur'an, yaklaşık 45 yerde doğrudan türevleriyle birlikte 73 yerde infak kavramına dikkat çeker. İnfak kelimesi 12 yerde “infak edin!”,infak etsinler!” gibi emir olarak zikredilmektedir. Diğer yerlerde ise genellikle olumlu fiil olarak zikredilmektedir.

Arapça, iki ucunda iki deliği olan yer altı geçidine enfak denir. İki yuvası olan jerboa faresine münafeka denir. İkiyüzlü olan kimselere ise münafık denir. Dolayısıyla infak, iki yüzü olan bir verme çeşididir. Nasıl ki münafık Allah için yapıyor gibi görunmesine mükabil aslinda kendi menfaatine yapar, infak ise kaybettiriyor gibi olsada hakikatte kazandıran bir özelliğe sahiptir.
Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. (Bakara 3)

Öfke, insan hayatında yaşanılan diğer tüm duygular gibi normal ve doğadaki tüm canlı türlerinde görülen bir duygudur. Öfke, aslında kişinin herhangi bir tehdit karşında gösterdiği doğal bir tepkidir. Son derece insani bir durum olan öfke, kontrol altına alınmadığı takdirde hayatın birçok alanında olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Günlük hayatta yaşanılan stresler ve bastırılmış duygular da buna eklenince insanlar öfkelerini kontrol altına almakta zorlanabiliyorlar.

Dünyanın bugün içinde bulunduğu zorlayıcı yaşam koşulları, güvenliğin ve sosyal güvencelerin yetersiz oluşu, ekonomik koşulların insanları zorlaması, küresel emperyalizm tarafından insanların tek merkezli sosyo ekonomik bir sisteme razı edilmek istenmesi, insanları mutsuzluğa sürükleyerek, daha gergin, sıkıntılı, çaresiz ve engellenmiş hale getirmektedir. İnsan bu engelleme sonucunda kronik olarak uyarılmış ve gerilmiş hale gelmektedir.

Öfke aslında yeni öğrenmeler için motivasyon kaynağıdır. Duygusal bir tepki ve uyarıcıdır. Düşmanlığı kırıp, acıyı tatlıya, öfke ve kini kucaklaşma ve sevgiye dönüştürmek sabır, af ve ihsan yolunu seçenlerin yapabilecekleri erdemli bir tavırdır. Öfke halindeki insanlara karşı af yolunu seçip ihsan sergilemek, en azılı düşmanları bile, sıcak bir dost haline getirebilir.

İyilikle kötülük bir olamaz, sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav. O vakit seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur. (Fussilet 34)

Kur'an afv Sözcüğünü Affetmek ve ihtiyaçtan fazla mal anlamlarında kullanmaktadır. Bir şeyi elde etmeye yönelik niyet, Fazlalık, artıp çoğalma, çirkinlik ve kötülüğü görmezlikten gelme

gibi anlamları olan afv Kur'an'da türevleriyle birlikte 40 civarın da yerde geçer.

Af, Allah'ın niteliklerinden biridir Allah’ın güzel isimlerinden biri de Afiivv (çok bağışlayıcı) ismidir. Kur'an bu sıfatı daha çok Gafur (günahları bağışlayıcı) sıfatıyla birlikte kullanır.

Ancak erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan müstaz'aflar olup hiç bir çareye güç yetiremeyenler ve bir yol (çıkış) bulamayanlar başka. (nisa 98)

Umulur ki Allah bunları affeder. Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.(nisa 99)

Allah'ın affı, onun rahmetinin bir eseri olarak sürekli işlemektedir. İnsan eğer, sürekli işleyen Allah’ın affı ve rahmetiyle korunmasaydı, kötülük ve nankörlükleri onu batırırdı.

Yeryüzündeki bozgun ve fesadın arkasında, insanın kendi eliyle ürettikleri vardır. Allah, insan elinin ürettiği kötülüklerin bir kısmını affıyla silmektedir.

Kur'an, kötülüğe aynıyla (fazla ileri gitmeden) karşılık verme ilkesini koyar. Bu, kula verilmiş bir haktır. Bir yanağına vurana ötekini çevirmek diye bir zorunluluk yoktur. Böyle bir tutum, zillet adını alır ve zillet Kur'an insanına yakışmaz,

Ancak Kur'an, insan onuruna saygı duyarak verdiği bu hakkı, affı kullanmasını tavsiye eder. Eğer ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin ve eğer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayırlıdır. (Nahl 126)                                                                      

Bir yanağına vurulanın, vuranı bağışlaması, onun mecburiyeti değildir; lütfu, büyüklüğüdür. Size yapılan zulüm ve kötülüğe misliyle mukabele hakkınız vardır ama bu hakkı kullanmaz, sabır ve af yolunu seçerseniz, Allah bundan memnun kalır ve sizi ödüllendirir

Af konusunda önemli Kur'an ilkelerden biri de affın, ancak hak sahiplerince kullanılabileceğidir. Başka bir ifadeyle, affetmek, hakkı çiğnenen kişinin tekelindedir.

Affetmek, Kur'an'ı hayat kitabı olarak tanıyan insan için bir onur, bir yüceliktir. Bu yüzden, Kur'an, ideal insanın bir vasfını da insanları affetmek' olarak belirlemiştir.

Onlar ki hem bolluk, hem de darlık zamanında Allah için infak ederler, öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. (Ali İmran 134)

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR