Aylardır süren 6’lı masa toplantılarının en fazla merak edilen konusu kimin başkan adayı olacağı.
Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tabi ki önemli, ancak 6’lı masanın önündeki en önemli konu seçimi kazanmaları halinde ülkeyi nasıl yönetecekleri.
Masanın bugüne kadar genel geçer hak, hukuk, adalet söylemlerinin ötesinde detaylı bir demokratikleşme programı yok.
Dindar-laik gerilimi, Kürt sorunu ve Alevilerle ilgili çözüm odaklı bir çözüm önerisi henüz gözükmüyor.
Aynı şekilde halen tüm halkın bir numaralı şikayet konusu olan geçim sıkıntısı ve işsizlikle ilgili de somut bir proje ortaya konulabilmiş değil.
Mevcut başkanlık sistemine alternatif olarak öne sürülen parlamenter sistemin nasıl işleyeceği meçhul.
Bana göre bunların hepsinden de önemlisi siyasi partiler kanunu ile seçim kanunu.
Mevcut siyasi partiler kanunu ile seçim kanunu doğru düzgün demokratik bir şekilde değiştirilmeden öbür konuların esaslı bir çözüme kavuşturulması mümkün değil.
Bu konuya ise iktidarı ve muhalefeti ile hiçbir parti yanaşmıyor.
Ne kadar sıkıştırırsanız sıkıştırın ‘duymadık, görmedik, bilmiyorum’ modundan çıkmıyorlar.
Şu anki lider sultasını, padişahlığı değiştirerek yetkiyi halka devretmek hesaplarına gelmiyor.
Ankara’da oturarak ilçe başkanlarından milletvekili adaylarına; en alttan en üste kadar her makamı kendileri belirlemek istiyorlar.
Halk tabiri ile ilk düğme yanlış iliklendikten sonra otomatikman diğer tüm düğmeler de yanlış ilikleniyor.
Onun için siyasilerin içi boş söylemleri halkta bir heyecan yaratmıyor.
Bekliyoruz!
İlk adım olarak yetkiyi gerçekten seçmene devredecek bir siyasi partiler kanunu ile seçim kanununu bekliyoruz.
Kaynak: Farklı Bakış
