Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Zulmünüzün kanında boğulun!

ADNAN ÖKSÜZ- 06.08.2018

Birkaç yıl önceydi. Sanıyorum 2015?

Henüz 15 Temmuz hain ve alçak işgal harekâtı olmamış, ABD´nin rolü ve yeri henüz sorgulanmaya başlamamıştı. Her askeri darbede Amerika´nın dibine kadar dahli olduğu artık apaçık ortada?

O dönem milligazete.com.tr editörü olan, şimdilerde ise TV5 kadrosunda yer alan Abdussamet Karataş, harika bir analize imza attı. Neydi o analiz? Bir göz atalım mı;

?Sözde insan hakları, özgürlük, demokrasi zırvalarıyla 12 yıl önce işgal ettiği Irak topraklarında maddi, manevi ve ahlaki anlamda çok büyük tahribatlar yapan Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Müslüman Irak halkına zulmetmeye devam ediyor.

2 milyona yakın insanın; öldürüldüğü, sürgün edildiği ya da sakat bırakıldığı Irak´ta fiziki şiddetle birlikte ahlaki yozlaşmanın dozu da her geçen gün artıyor. Müslümanların azılı düşmanı ABD, bölge halkının petrolünü, madenlerini ve tüm zenginliklerini sömürdüğü yetmezmiş gibi şimdi de ahlaki sömürü modelini uyguluyor.

 

Irak´ta geçtiğimiz gün bu tezin haklılığını ispat eden bir gelişme yaşandı. Asırlar boyunca yüzlerce sahabeye, İslam âlimine, cihat komutanına ev sahipliği yapmış bereketli topraklarda yüz kızartıcı bir batıl icraat sahneye konuldu.

Irak´ın başkenti Bağdat´ta 43 yıl aradan sonra güzellik yarışması adı altında günah sergisi düzenlendi. Hıristiyan Haçlı işgalcilerin karşısında  sadece Müslüman hanımların bedenleri değil, ümmetin yerlere düşen onuru ve vicdanı sergilendi.

Utanç verici yarışmanın organizatörü H. Ubeydi  Irak´ta 1972´den beri böyle yarışma düzenlenmediğini söyleyerek bu günah sergisini öve öve bitiremedi. Cahilce açıklamalarını sürdüren Ubeydi, yarışmayla dünyaya Bağdat´ta sadece terör ve savaş değil, yaşam ile sanatın da olduğu mesajını vermek istedikleri´ safsatasını savundu. Utanç yarışmasına Bağdat´ta bulunan batılı işgalci kuvvetlerin temsilcileri, ABD güdümündeki kukla  bakanlar, siyasetçiler ve sanatçılar katıldı.

Irak işgalinde Türkiye topraklarındaki ?İncirlik Üssü´nü Haçlılara açan´, ?Irak´ta savaşan Amerikan askerlerine dua eden´, ?Kadim dost, fikir ortağı, güvenilir müttefik´ methiyeleriyle karanlığın merkezi ABD´yi imaj çalışmalarıyla ?ak´lamaya çalışan alnı secdeli Müslüman idareciler, bu utanç vesikaları karşısında ellerini vicdanlarına götürür mü, acaba!?

 

***

Bu cümlelerden sonra şunu ifade etmek istiyorum; 

* ?Ey İslam coğrafyası üzerinde 30-50 sene sonrasını planlayan karanlık eller! Ey Amerika! Ey İsrail! Ey Rusya! Ey İngiltere! Zulümle âbad olmaz! ?Kesintisiz zulüm´ bilinen tüm insanlık değerlerine aykırıdır. Zulmünüzün kanında boğulacağınız günü bekleyin!

* ?Ey halkına zulmeden Ortadoğu ülkelerinin yönetimleri! Kendi öz benliğinize dönmediğiniz sürece, asli değerlerinizle kuşanmadığınız müddetçe asla ve kat´a burnunuz b..´tan kurtulmayacaktır??

İLK ?BİMARHANE?Yİ (AKIL HASTANESİ)  TASARLAYAN KADIN KİM?

BİLMEM dikkatinizi çekiyor mu; Milli Gazete tarafından aylık olarak okurlara verilen Maaile dergisinde son birkaç sayıdır çarpıcı bir köşe daha başladı; Öncü Kadınlar?

Öncü Kadınlar dosyası, Rümeysa Kocamaz Akgün tarafından hazırlanıyor. Ağustos 2018 sayısındaki dosyaya bir göz atalım mı;

* Gevher Nesibe Hatun, Selçuklu Hükümdarı 2. Kılıçarslan´ın kızıdır.

* Sarayın baş sipahisine gönül veren Gevher Nesibe Hatun, bu sevdayı evliliğe dönüştüremez ve hikâyesi de burada başlar.

* Nesibe Hatun´un ağabeyi olan Gıyasettin Keyhüsrev, bu evliliğin gerçekleşmesine mani olur. Gerekçesi de hükümdar kızının bir sipahi ile evliliğini uygun görmemesidir.

* Ve bu baş sipahi savaşta derin bir yara alır,  saraya geri döner ancak çok geçmeden vefat eder.

* Nesibe Hatun üzüntüden saraydaki odasına kapanır. İnce hastalığa yakalanır. Günden güne erir gider.

* Gıyasettin Keyhüsrev´e vasiyetini açıklar. Gıyasettin hemen sarayın mimarını çağırır. Görkemli bir şifahane ve medrese yapılması talimatını verir.

* Medrese ve şifahane tam iki yılda bitirilir.

* Gevher Nesibe Hatun ne yazık ki şifahanenin bitimini göremeden ebedi hayata irtihal eder. * Şifahanede kullanılan mimari son derece muazzamdır; Şifahanede mangal, soba, kömür gibi duman verecek bir şey yakılmaz. 

* Isıtma sistemi şifahanenin dışına kurulan kazanlar ile ısıtılan sular ile yapılır.

* Dünya tarihinde ilk kez yerden ısıtma sistemi burada uygulanır.

* Küçük dehlizlere koyulan akıl hastalarına ney ve musiki dinletileri yapılır.

 

* Şifahanenin tam ortasında bulunan havuzdan gelen suyun sesi ile hastaların şifa bulmaları amaçlanır.

* Burası belki ilk şifahane, ilk medrese değildir ancak akıl ve ruh sağlığı alanında çalışmalar yapan ilk ?Bimarhane? (Akıl Hastanesi) olma vasfına sahiptir.

* Kayseri´de, 1206 yılında yapımı tamamlanan medrese,  1890 yılına değin maksadına uygun olarak hizmet verir.

* Ve son ilginç bir anekdot; 1993 senesinde NASA (Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi) tarafından kadının tasvir edildiği Venüs gezegeninde bir tepeye Gevher Nesibe Hatun´un ismi verildi.

***

Nasıl ama gerçekten de ilginç değil mi?

Ben, Maaile´deki dosyalara bayılıyorum. Daha doğrusu okuya okuya bitiremiyorum.

Peki, ya siz?

MESAJ PANOSU

Esselâmü aleyküm. Günhan Çağlı, Mehmet Karakaya, İsmail Meydan gibi büyüklerimizi,  onların ihlâs ve samimiyetle davalarına sadakatlerini bizlerle paylaştığın için şükranlarımı arz ediyorum. Biyografi çalışması yapmaktan bahsetmişsiniz ya! Kanaatimce bu biyografi çalışmasını daha da geniş tutarak Türkiye´nin çeşitli bölgelerinde, illerinde bu davaya büyük katkıları olmuş ama hep bu işin mutfağında kalmış mücahitleri/mücahideleri bizlere tanıtırsanız hem hayır dualarımızla onlara vefa borcumuzu ödemeye çalışırız ve hem de ileriye yönelik çalışmalarımızda bizlere hatıralarıyla mihmandarlık yapmış olurlar. Selametle kalınız.

(Muhammet Uzun)



Anahtar Kelimeler: Zulmünüzün kanında boğulun

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz