Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

YEŞİM KUYUMCU: EĞİTİMDE AHLAKİ DEĞERLER KIRMIZIÇİZGİMİZDİR!

Yazarımız Ziya Gündüz Eğitim Mil- Sen İstanbul İl Başkanı Yeşim Kuyumcu ile Sendikanın kuruluş gayesi ve çalışmaları hakkında konuştu

YEŞİM KUYUMCU: EĞİTİMDE AHLAKİ DEĞERLER KIRMIZIÇİZGİMİZDİR!

Filozof Sokrates’in “Eğitim kıvılcımla ateş yakmaktır. Boş bir kabı doldurmak değildir.” Sözü önemli bir inceliğe işaret eder. Eğitimde bir kıvılcım yakma çabası içerisinde olan Eğitim Mil- Sen İstanbul İl Başkanı Yeşim Kuyumcu ile Sendikanın kuruluş gayesi ve çalışmaları hakkında konuştuk. Yeşim Kuyumcu, “Biz, sendika için memur değil, memur için sendika anlayışıyla yola çıktık” dedi.

 

Röportaj: Ziya Gündüz

 

Öncelikle hocam şu sorudan başlamak istiyorum. Eğitim Mil - Sen neden ve niçin kuruldu?

Eğitim MilSen, MİLSEN Konfederasyonuna bağlı olarak 1 yıl önce kurulmuş bir eğitim çalışanları sendikasıdır. MİLSEN, Milli-İlkeli-Liyakatli sendikacılık anlayışı ile tam da bu ilkeler noktasında kamu kurumlarında yaşanansıkıntılar nedeniyle kurulmuş bir sendikalar birliği. Kadim Milli Görüşün büyük çatısı altında, milli-manevi ve ahlaki değerlerimizin kırmızı çizgimiz olduğu, bu çizgi ile birlikte tüm siyasi görüşlerin temsil edildiği, partizanlığın, kutuplaşmanın olmadığı ve son dönemde elzem bir hal almış bir birlik ve birleşmedir.

 

SENDİKACILIKTA BİR ROL MODEL OLUŞTURMA ÇABASINDAYIZ

Peki, sendikanızın misyonu ve vizyonu nedir?

Misyonumuz, eğitim çalışanlarının temel hak ve hürriyetlerinin korunmasını önceleyen, istisnasız her eğitimcinin çağdaş yaşam standartlarına kavuştuğu, insan hakları çerçevesinde millet iradesinin üstünde hiçbir beşeri gücün olmadığı, inanç ve düşünce özgürlüğünün korunma altında olduğu, hukukun üstünlüğünün ilke edildiği, katılımcı demokrasinin kalıcı olarak yerleştiği ve bu bağlamda sendikacılıkta bir rol model oluşturmak.

Vizyonumuz, eğitimin gücünü önemseyen ve bu gücü kullanarak ülkemizin ve milletimizin gelecekte adil bir dünya düzeninin kurulmasında odak rol üstlenerek tarihteki örnekleriyle birlikte yeniden güçlü ve lider konumuna gelebilmek için çalışmak.

Biz, sendika için memur değil, memur için sendika anlayışıyla yola çıktık. Eğitim Mil-Sen ailesine beklenen güzel hizmetleri üretirken, aynı zamanda diğer sendikaları da güzel hizmet üretme yarışına davet ediyoruz. Mevcut sendikalar ile bizlerin mücadelesi ancak hayırda ve hizmette yarışmak olarak değerlendirilmelidir.

SONUÇ ODAKLI ÇALIŞIYORUZ

Ne gibi ilkelere sahipsiniz?

Profesyonel bir yönetim anlayışını benimseyerek, bilimsel yöntemleri kullanarak, doğru ve stratejik planlama yapmak suretiyle, güçlü ve yetişmiş kadrolarla, takip ve sonuç odaklı çalışmak.

Milli ve manevi değerlere bağlı, yetişmiş, ilkeli duruş sergileyen, liderlik vasfı olan ve adaleti üstün tutan kadroların işbaşına gelmesi için mücadele etmek.

Güçlüden değil haklı ve doğrudan yana tavır sergileyerek adil olmak.

Toplumda bugün sendikacılık olgusuna karşı sarsılan güveni yeniden tesis etmek.

 

FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ YAPILANMASINA MİLLİ EĞİTİMDE BAŞLAMIŞTI

Sendikanın ne gibi faaliyetleriniz var?

Biz merdiven altlarında sahadayız.

Eğitimin ve eğitimcinin sorunlarını tek tek isim isim not alıyoruz, üzerinde çalışıyoruz ve icazet bekliyoruz.

Malum FETÖ terör örgütü yapılanmasına Milli Eğitimde başlamıştı ve bu örgüte bağlı kurulmuş olan bir eğitimci sendikası vardı. 15 Temmuz darbe süreci sonrasında bu sendikaya üye olan tüm öğretmenler ihraç edildi.

Bugün sadece eğitim kolunda yaşanan bu olumsuzluk nedeniyle öğretmenlerimiz haklı olarak yeni bir sendikaya üye olmaya çekiniyorlar, çekinmeyenlere de bilinçli olarak bu süreç hatırlatılıyor ve korkutuluyor, üye olmaları engelleniyor. Ve maalesef bu hatırlatmaları yapanlar zamanında bu terör örgütü ile kol kola gezmiş, yemiş içmiş kimseler. Bizler de onlar onlarla kol kola gezerken, bu adamlar yanlış, bunlardan hayır hâsıl olmaz dediğimiz için linç edilmiş, cezalar almış, itibarsızlaştırılmış fakat doğruyu söylemekten korkmamış olanlarız.

Şimdi ben size soruyorum, bu çarpık zihniyetin atadığı liyakatsiz yöneticilerin yönettiği eğitim sürecinden ne hayır beklersiniz?

Tüm bu olumsuzluklara rağmen görevini hakkıyla ifa etmeye çalışan eğitim gönüllüsü yönetici ve öğretmenlerimizin yaşadığı mobinge de şahit oluyoruz

Bugün gelinen noktada öğrencinin, velinin ve dahi tüm toplumun gözünde öğretmen, maaşına zam isteyen, aslında çok da iş yapmayan bir konumda. Oysa ki öğretmenin sadece maddi değil manevi ve mesleki olarak da tatmine ihtiyacı var. Öğretmenler toplumda hak ettiği saygınlık ve konumda olmadıklarını düşünüyorlar.

SENDİKALAR HAKK’IN VE HAKİKATİN SAVUNUCULUĞU İÇİN VARDIR

Sizce eğitimciler Sendikanıza neden üye olmalıdırlar?

Çünkü onlar EĞİTİMCİ ve insanı eğitenin elinde toplumu imar etme, şekillendirme gücü vardır. Toplumda herkesten önce yanlışa yanlış deme,yanlışı doğrultma sorumluluğu vardır.

Bir öğretmen öncelikle kendi hakkını henüz bir üst amirinden yani müdüründen korkup talep edemedikten, yanlışa tavır göstermedikten sonra toplumun kalan kesiminden bu davranışı beklemek abesle iştigaldir.

Çocukluk çağında baba evinde bir göz odada yokluk içinde büyümüş kimselerin, masrafları tamamen üyelerinin sırtından karşılanan altlarındaki makam araçları ve yanlarındaki korumalarla yine kendi üyelerinin haklarını gasp ettiklerine bugün maalesef sıkça şahit oluyoruz.

Netice itibariyle bu haksızlığı yapacak gücü elinde bulunduranların dayanağı sahip oldukları üye sayısı ise; o sayı içinde olan ve olmaya devam eden bir öğretmenin yaşadığı haksızlıklardan şikayet etme hakkı yoktur.

İşte bu yüzden herkesten önce bir eğitimcinin Kurucu Genel Başkanımız Sayın Mücahit Çelik’in de dediği gibi;

“Biz kendimize zarar geleceğini bilsek dahi doğruları söylemekten, Hakk’ı savunmaktan imtina edemeyiz.”

Demesi şarttır.

Biz diyoruz ki; sendikalar üyelerinin menfaatleri, Hakk’ın ve Hakikatin savunuculuğu için vardır, birilerinin ikbali ve bazı kimselerin bu sayede elde ettikleri statüyü korumak için değil.

 

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK UYGULAMALARI KALDIRILMALI

6- Bir eğitimci olarak Size göre ideal eğitim nasıl olmalı?

1-Tarihi kültür ve ilim mirasımız temelinde bir Maarif Manzumesi oluşturulmalıdır.

2-Eğitim-öğretim sürecinin mimarı öğretmenlerimiz bu temelde yetiştirilmeli, maddi ve manevi her anlamda toplumda hak ettiği konuma eriştirilmelidir.

3-Öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen ücretli/sözleşmeli öğretmenlik uygulamaları kaldırılmalıdır.

4-Milli eğitim aynı zamanda bir güvenlik meselesidir. Eğitim yöneticileri, ehliyet ve liyakat öncelikli devlete ve millete hizmeti şiar edinenler arasından atanmalıdır.

5-Ahlak ve değerler eğitimi tüm okul programlarında uygulanmalı ve anaokulu seviyesinde başlatılmalıdır.

6-Seçilmiş okul-seçilmiş öğrenci uygulaması kaldırılmalıdır.

7- Özel okul-özel öğretim-parsane uygulamaları lise seviyesine kadar kaldırılmalıdır.

OKUDUĞUNU ANLAMAK VE YAŞAMAK

Röportaj yaptığım konuklara klasik bir soru soruyorum onu size de sormak istiyorum. Kitap okuma konusunda neler söylemek istersiniz?

Biraz pragmatist bir anlayışla faydalı ilim diyorum. Her şeyi okumak, okumak için okumak, hep kitaptan okumak değil; okuduğunu anlamak, yaşamak ve hakikatine ulaşmak diyorum. Hayattan, insandan, tabiattan, beladan, musibetten, hayırdan, şerden okumak diyorum.

Yeşim Kuyumcu kimdir?

Yeşim Kuyumcu bir öğretmendir. Öğreteni de her yerden her şeyden okuyabilen kendi nasibince öğrenebilen bir öğrencidir. Çok Şükür.

 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER