Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

WSJ'den Biden-Erdoğan görüşmesi öncesi analiz: Türkiye daha modern olmaya ve umalım ki daha demokratik olmaya devam edecek ancak daha "Batılı" olmayacak

The Wall Street Journal gazetesinde ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yaklaşan görüşme öncesi bir analiz kaleme alındı.

WSJ

The Wall Street Journal gazetesinde ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yaklaşan görüşme öncesi bir analiz kaleme alındı. Türkiye ve ABD'nin son dönemde yaşadığı fikir ayrılıklarına rağmen ortak çıkarlarının sürdüğü hatırlatılan makalede, değişen bölgesel dengelerle birlikte Washington-Ankara ilişkisinin "yeniden tanımlanması" gerektiği belirtildi. Makalede "Türkiye daha modern olmaya ve umalım ki daha demokratik olmaya devam edecek. Ancak daha 'Batılı' olmayacak. Ankara'nın dış politikası daha bağımsız ve az öngörülebilir olmaya devam edecek." ifadeleri yer aldı.

The Wall Street Journal'da ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında 14 Haziran'da gerçekleşecek görüşme öncesi Walter Russel Mead imzalı, "Bu, dedenizin dönemindeki Türkiye değil" başlıklı bir analiz kaleme alındı.

"Türkiye, ABD'nin en önemli müttefiklerinden biri ancak ABD'ye NATO'nun bütün müttefiklerinden daha fazla zorluk çıkarıyor" ifadeleriyle başlayan makalede, ABD'nin son olarak Gazze'de yaşanan çatışmalarla ilgili Erdoğan'ın sözlerine verdiği tepki; Lİbya, Suriye, ve Azerbaycan'da Türkiye'nin hamleleri; Rusya'dan hava savunma sistemi satın alınması ve demokratik ve Avrupa değerlerinden uzaklaşıldığı hatırlatıldı. Mead, "Başkan Biden, Erdoğan'la görüşmeden önce bu önemli ilişkiyle ilgili yeni bir düşünce biçimi geliştirmeli" yazdı.

Türkiye'den çeşitli üst düzey yetkililerle görüşmeler yaptığını belirten Mead, "Türkler de memnun değil. Yalnızca Türkiye'nin S-400 almasının ardından ABD'nin uyguladığı yaptırımlar ya da Biden'ın 1915 olayları için "Ermeni soykırımı" ifadesi kullanması değil, Türkler ABD'nin YPG'ye desteğine tepki gösteriyor" yazdı.

ABD ve Türkiye arasındaki ana zorlukların "yapısal" olduğuna değinen Mead "Türkiye ve komşuları, Washington-Ankara ilişkilerini hem daha önemli hem de daha karmaşık hâle getirecek şekilde değişti. Ancak Washington yeni bir ortaklığın nasıl yürütülebileceği konusunda vizyon geliştirmedi" ifadelerini kullandı.

Değişen Türkiye-Rusya ilişkilerini değerlendiren Mead, şunları yazdı: "Türkiye çevresindeki bölge Soğuk Savaş'tan bu yana radikal bir biçimde değişti. Rusya, Vladimir Putin'in çabalarına rağmen eski Sovyetler Birliği'nden daha zayıf bir güç konumunda. Ankara'nın hâlâ endişeleri olsa da Rusya'nın düşüşü, Türkiye'nin kuzeydeki eski düşmanıyla ilgili daha az baskı hissetmesine ve ABD'ye yakından bağlı olmaya daha az ihtiyaç duymasına neden oluyor"

"Ankara'nın hesaplarını değiştiren tek düşüşteki güç Rusya değil" diyen Mead, İran'ın ekonomik yaptırımlar altında zor durumda olduğu; Libya, Irak ve Suriye'nin zayıf ve savaş etkisinde olduğu, Mısır'ın eskisi gibi bölgesel güç durumunda görünmediği değerlendirmesini yaptı. Washington'un da ABD'nin Orta Doğu'daki etkinliğini azaltma yolunda olduğunun altını çizen Mead "Türkiye'nin kendi güneyi ve doğusundaki güç boşluklarından neden baştan çıktığı ve tehdit edilmiş hissettiği anlaşılabiliyor" yazdı.

Mead, tüm çevresel gelişmelerin yanında Avrupa'yla Ankara ilişkielrinin de kötüye gittiğini hatırlattı.

"Günümüzde uzaklaşmış olmalarına rağmen ABD ve Türkiye'nin ortak çıkarları var" yazan Mead, şöyle devam etti: "İki ülke de Libya, Suriye ve Irak'ta barış ve düzen görmek istiyor. İki ülke de İran etkisinin kırılmasını istiyor. İki ülke de Rusya'nın Orta Doğu, Karadeniz ve Kafkaslar'daki gücünün sınırlanmasını istiyor. ABD de Türkiye' de Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerin Rus ve Çin etkisine direnmesini bekliyor"

Mead'in makalesi şu ifadelerle sürdü:

"Erdoğan'a ve İslamcı hareketine ne olursa olsun Türkiye daha modern olmaya ve umalım ki daha demokratik olmaya devam edecek. Ancak daha "Batılı" olmayacak. Ankara'nın dış politikası daha bağımsız ve az öngörülebilir olmaya devam edecek. Eğer Washington, ABD'nin Hollanda, Norveç ve İspanya gibi davranmasını bekliyorsa bu iki tarafı da zor durumda bırakır. Eğer Beyaz Saray, Türkiye'yi Vietnam ve Hindistan'daki ortakları gibi görmeye başlarsa hem Ankara'nın gerçek jeopolitik değerini görür hem de çıkacak gerilimleri daha kolay idare eder.

Biden'In Erdoğan'la görüştüğünde işi eski ABD-Türkiye müttefikliğini kurtarmak değil, yenisi için zemin oluşturmaktır" 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz