Rus ordusunun, Ukrayna’da kurtarıcı gibi çiçeklerle karşılandığına hala inanan Ruslar var.
Ukrayna halkının, kendi askerleriyle bir olup içlerindeki neo-Nazilere karşı savaştığını zannediyorlar.
Kiev’de, Bucha’da ortaya çıkan katliam görüntülerininse Rus ordusunu karalamak için uydurulduğu kanaatindeler.
Rusya’daki eş dostlarıyla yazışan Ukraynalıların paylaşımlarından takip ediyorum.
Ordularının, başlarına bomba yağdırdığını, Rus dostlarına anlatamıyorlar. Ya da onlar anlamak istemiyor, katı bir defans duvarı örüyorlar gerçeklerle aralarına.
Her şeye bir açıklama, haklılaştıran bir gerekçe bulduklarını hayretle görüyorsunuz.
Kesin inançlı Ruslar; Rus ateşi altındaki Ukraynalılara akıl vermeye kalkıyor bir de. Batı propagandasının etkisinde kalmamaya filan çağırıyorlar.
Hatta “Rus ordusu yapmaz, vurmaz kardeş Ukrayna halkını, Batı sizi kandırmasın, haberleri Rus medyasından izleyin, diğerleri yanıltıcı” diyorlar.
Katliam suçlarının, düşman tarafından işlenip Rusların üstüne atılmadığına, mümkün değil ikna edemezsiniz böylelerini.
Neyse ki Türkiye, bir açık toplum. Zam yağmurunun sorumlusunun, zamcının kim olduğunun farkında hamdolsun millet.
Onu da iktidar medyasından takip ediyorsunuzdur.
7 ay önce, ekonomide yeni bir model deneyeceğini söyleyen değilmiş sorumlu.
‘Seyredin, bakın şimdi faizi düşürerek enflasyonu ne yapıyorum’ deyip enflasyonla doları birlikte uçuran, faizcilere bayram ettiren kimse; o da değilmiş.
Yeni model 6 ayda sonuç alacaktı, 3 aya kalmadan çökünce...TL’yi korumak için yepyeni modele geçen, faizin üstünü dolara Hazine’den tamamlatmaya başlayan kimse; işte o hiç değilmiş.
Muhalefetin uydurmalarıymış bunlar...
Haliyle “Milletimiz markette, pazarda alışık olmadığı derecede yüksek fiyatlarla karşılaştığında, Avrupa ülkelerinde durumun daha vahim olduğunu” bildiğinden şükrediyor haline.
Canına tak ettiğindeyse kimi suçlayacağı, aziz millete gayet iyi hedef gösteriliyor.
Misal, geçen İstanbul’da metrodan metrobüse, taksiden dolmuşa her şeye zam geldi, tam yüzde 40.
Ulaştırma Bakanlığının hesabına göre “fahiş ve kamu yararına aykırı” bir orandı bu.
İktidar engellemeye çalıştı ama gözü dönmüş halk düşmanı İmamoğlu’nu durduramadı.
Zaten Botaş’la EPDK’nın, doğal gazla elektriğe zorunlu yansıttığı yüzde 100’lük artışların arkasında da önce küresel enflasyon belası, sonra da İmamoğlu İBB’si ve CeHaPe Zihniyeti yer alıyordu.
İstanbulluya taşımayı yüzde 40 pahalandırmak için akaryakıta yüzde 100 zammı yansıtan, yine dış güçlerle işbirlikçileri muhalefet çıkmasın mı!
İktidar medyasının da azıcık yardımıyla seri zamcı sonunda deşifre oldu, kendini ele verdi.
Vay iktidara rağmen fiyatları ucuzlatmayan zamcı İmamoğlu vay!
EĞER İLE MEĞER EKONOMİSİ
Farsçadan geçen bir deyimdir; “eğer ile meğeri evlendirmişler, onlardan keşke doğmuş.”
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, bunları yeniden evlendirmeye uğraşıyor şimdi.
Eğer “kur stabil olduysa, faiz de gündemden çıktıysa, enflasyonu da er ya da geç birlikte alaşağı edeceğiz.”
Ne ala!
Şartlı birleşik cümleyle sıkı bir hüküm veriyor. Adı üstünde, şartlı önerme. “Böyle olur” yargısı, “şöyle olursa” şartının gerçekleşmesine bağlı.
Gerçek mi peki?
Değilse, er ya da geç ardından gelecek cümle belli. Meğer “kur stabil olmamış, faiz de gündemden çıkmamış, enflasyonu da o yüzden alaşağı edemedik.”
E bu izdivaçtan hangi hayırsız evladın dünyaya geleceğini söylemeye gerek yok artık.
Keşke ile hayıflanıp diz dövmektir sonrası.
