Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Türkiye göçmenler için toplama kampı mıdır?

Türkiye Afganistan’da kalmaya devam edecekse kendi iradesi ve kendi yol haritasıyla, Afgan halkının ortak talebi üzerine, huzur ve barışın inşası amacıyla orada kalmayı sürdürmelidir.

Türkiye göçmenler için toplama kampı mıdır?

Mustafa Kaya yazdı;

İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Mail on Sunday gazetesinde Pazar günü yayımlanan yazısında, “İçişleri Bakanı ile birlikte bir sonraki aşamayı planlıyoruz. Bu ülkeye getirme yükümlülüğümüz olan Afganlar için Afganistan’ın dışındaki bölgede işlem merkezleri oluşturacağız” ifadesini kullandı. Bu yazının ardından aynı gazetenin bazı yazarları Afganistan dışındaki işlem merkezlerinin Pakistan ve Türkiye olduğunu, Savunma Bakanlığı’nın bu görüşmeleri yürüttüğüne dair yorumlar yaptılar. Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bir açıklamayla “böyle bir talebin olmadığını, olsa da kabul edilmeyeceği” bilgisini içeren resmi bir paylaşımda bulundu. Yani Türkiye bu yazıyı ciddiye aldığını böylece göstermiş oldu.

Diğer taraftan mülteci, sığınmacı, göçmen tanımlamaları her ne kadar uluslararası hukukta farklı anlamlar içerse de ülkemiz toplumu bu sıfatları aynı görüyor. Hukuki olarak Türkiye 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne göre Batı ülkelerinden gelenleri mülteci olarak kabul ediyor ama doğudan gelenler için bu hakkı tanımıyor. Dolayısı ile dışarıdan gelenlerin vatandaşlık talepleri ile ilgili yürütülen süreçler, kanunlarda belirlenen prosedüre tabi tutuluyor. Suriye’den gelenler sığınmacı olarak işlem görürken, Afganistan’dan gelenler ise göçmen olarak kabul ediliyor. Resmi açıdan Suriyelilerin geri dönüşü ile ilgili fiiliyatta zorluklar olsa da dönüşleri yasal olarak mümkünken, Afganistan’dan gelenler açısından bu süreç çok daha karmaşık bir hâl alıyor.

Bunun yanında önce Amerika Birleşik Devletleri ( ABD) tarafından yapılan, ABD adına ve STK’ları için çalışan Afganların Türkiye’de tutulmasıyla ilgili talepler, şimdi de İngiltere Savunma Bakanı’nın yazısı üzerine yapılan çıkarımların sıradan söylentiler olduğunu düşünmek doğru bir yaklaşım olmaz. Ayrıca Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına göre böyle bir talep şu ana kadar gelmemiş. Bu yazıdan ve yorumlardan anlaşılan şey ise yakında bu konuların önümüze geleceğidir. Böyle taleplere evet demek, Türkiye için büyük bir tehdit ve tehlike anlamını taşıyacaktır. Bu gelişleri sıradan insani hareketlilikler olarak tanımlamak ise en basit ifadesiyle saflık olur.

Sonuç olarak Türkiye göçmenler için toplama kampı değildir. Türkiye’nin küresel güçlerin arkasını toplamak gibi bir görevi de yoktur. Türkiye insani ve siyasi açıdan bir dengeyi ayarlamak zorundadır. Aksi takdirde sorun yönetilemez boyuta doğru hızla gitmektedir. Demografi değişimi ile hedeflenen temel amacın alan boşaltma ve sorunu diğer ülkelere yaymak olduğu gerçeğini akıllardan çıkarmamak gerekir. Türkiye öncelikle dışarıdaki sorunları kendi içine taşıyacak yanlış adımlar atmamalıdır. Buradan sorunlara karşı kayıtsız kalsın anlamı da çıkarılmamalıdır. ABD, İngiltere İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğup, sonra da bizim adamlarımıza bekçilik yapın diyemez. Böyle bir konu masaya gelse de bu talep karşılık bulmamalıdır. Türkiye Afganistan’da kalmaya devam edecekse kendi iradesi ve kendi yol haritasıyla, Afgan halkının ortak talebi üzerine, huzur ve barışın inşası amacıyla orada kalmayı sürdürmelidir. Oyunun bu kadar büyük olduğu ortadayken,  kimse göçmenler konusunda cehenneme giden yolu iyi niyet taşlarıyla döşemek gibi ölümcül bir hataya düşmemelidir.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz