Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

SUUDİ ARABİSTAN ZİNDANLARINDAKİ HAMAS REHİNELERİ

Suudi Arabistan’da Tutuklular yaklaşık altı aydır tutuluyor ve serbest kalmaları için en ufak bir umut ışığı yok. Birçoğuna yöneltilen suçlama onların direnişi destekleyen fikirlere sahip olması ve Filistinlilere yardım ulaştıran kurumlarla çalışmaları.

SUUDİ ARABİSTAN ZİNDANLARINDAKİ HAMAS REHİNELERİ

Hilmi Asmar’ın Al Arabi El Cedid’de yer alan bu makalesi Mepa News tarafından tercüme edildi.

Suudi yönetiminin hiçbir suçlama ve yargılama olmadan 60 Ürdün ve Filistin vatandaşını tutukladığı bilgisi sızdırıldı. Garip koşullar altında tutuklanan kişilerden aylardır haber alınamadı. Sonrası ise yetkililer, ailelerin tutukluları belli periyotlarda ziyaret etmesine ve beş ile yirmi dakika arasında telefon görüşmesi yapmasına izin verdi. Ancak sonrası ailelerin ziyaretleri ve telefon görüşmeleri ani bir kararla yasaklandı. Mahkumlar yada ‘rehineler’, hiçbir açıklama ve haber sunmayan yetkililerin sessizliğinin arkasında kayboldu.

Tutuklama ve gözaltı şartları hakkında istediğimiz yorumu yapabiliriz ancak hukuk ve anayasal hakların olmadığı bir ülkeden bahsediyoruz. Ülke yazılı ve sözlü geçici talimatlarla idare ediliyor. Her şey kralın iki dudağının arasında ve onun heva ve heveslerine hizmet etme üzerine. Prens Selman, kral olma yolunda Cemal Kaşıkçı’nın cesedini parçaladı ve onu asitte yakmasına rağmen hiçbir problem yaşamadı.

Ayrıca sevmediği şeyleri söyleyen kişileri susturması yada onları bir bodrum zindanına atması onun için zor değil. Ayrıca krallığın sabitelerin ayaklar altına alsa da efendileri her ne diyorsa onu yaptı. Değerleri, ahlak ve geleneği hiçe saydı, ordusunu saldı, İsrail’in işgal suçlarını övdü, Netanyahu’nun gururunu okşadı, Filistin’e ve onun halkına sövdü. Önemli olan efendilerini memnun etmesiydi ve onlar da mutlak kraliyete giden yolun taşlarını onun için döşeyeceklerdi.

Şimdi akıbetleri bilinmeyen Cemal Kaşıkçı gibi 60 kişi var. Aileleri onlardan haber alamıyor. Haklarındaki kararı tek bir kişi verecek. Onları koruyan herhangi bir yasa yok. Bu yazı kaleme alınmadan önce başlarına bir şey gelmiş olabilir. Tutukluların ailelerini saran korku kelimelerle anlatılamaz. Ürdünlü tutukluların aileleri kendi devletlerinden bu konuda yardım istedi fakat nafile. Ürdün hükümetinden herhangi bir resmi cevap dahi gelmedi. Yetkililerden aldıkları cevap, “Yetkili makamlarla konuyu takip ediyoruz.” oldu. Fakat gerçekte hiçbir çalışma yapılmadı.

Aynısı Ürdün Temsilciler Meclisi, Ürdünlü Gazeteciler sendikası ve diğer kurumlar için de söylenebilir. Söyledikleri hep boş sözlerdi. Sanki Suud ailesi herkesin fişini çekmiş gibiydi. Birkaç sızıntı haber, tweetler ve birkaç insan hakları organizasyonunda tek tük cümleler dışında sanki herkes dilini yutmuş gibi. Suudiler tutukluları Filistinli gruba üye olmak suçladıktan sonra Hamas’tan dahi herhangi bir açıklama gelmedi.

Gazzeli tutuklulara gelince, kimse onları savunmadı ve Gazze yönetimi bu konuda Ürdün hükümetinden bile daha aciz. Ramallah’taki Filistin yönetimi ise bu konuda Suud yönetimi ile işbirliği yapmış olabilir.

Tutuklular yaklaşık altı aydır tutuluyor ve serbest kalmaları için en ufak bir umut ışığı yok. Birçoğuna yöneltilen suçlama onların direnişi destekleyen fikirlere sahip olması ve kuşatma altındaki ve yurtdışındaki Filistinlilere yardım ulaştıran hayır kurumları ile birlikte çalışmaları. Bazı tutukluların yaşları ileri ve bunları çoğu tedavi isteyen hastalıklara sahip.

Suudi Arabistan’daki Ürdün Elçiliği’ne sızdırılanlar hariç, tutuklular hakkında resmi düzeyde bir açıklama yapılmadı. Medya, Suudi yönetiminin Ürdün yönetimine tam olarak ne ilettiğini bilmiyor.

Bu kişilerin bizzat Hamas’la organik bağlarının olup olmadığını bilmiyorum ancak tutukluların hepsinin veya çoğunun direniş konusunda onurlu vatansever bir anlayışa sahip olduklarından eminim. Çünkü bu kamuya açık bir bilgi ve Suudi krallığı bunu yıllardır biliyor. Bu tutukluların Filistin’e yönelik çalışmaları kraliyetin desteği ve bilgisi dahilinde gerçekleşti. Onlar yaşadıkları ülkenin güvenliğini tehdit etmediler. Buna rağmen korkutucu bir akıbet ile yüz yüzeler, demir parmaklıklar ardında kayboluk gidecekler ve hiç kimse onlar için ses çıkarmıyor.

Her otorite ve kalemin desteğine muhtaç bir kamu, özgürlükler ve savunmasız tutuklularla ilgili bir mesele bu. Elektrikli testere çetesine karşı dik durmak gerekiyor. Cemal Kaşıkçı’yı dehşet bir şekilde katledenler için hiçbir şey zor değil. Belki bu sefer daha profesyonelce icra edecekler. 

Suudi hapishanelerinde 60 Hamas rehinesi hapsedilmiş olabilir. Fakat onlar kraliyetin emriyle verilecek bir ölüm kararından kurtarılmak için her çaba ve desteği hakediyorlar.

 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER