Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Suudi Arabistan´ın Çin ve Rusya´yla ilişkileri taktik mi strateji mi

Suudi Arabistan, Kral Selman bin Abdulaziz´in yönetime geçmesinden bu yana ABD´nin desteğini arkasına almak için Çin ve Rusya ile olan ilişkilerini geliştirme taktiği izliyor.

Suudi Arabistan´ın Çin ve Rusya´yla ilişkileri taktik mi strateji mi

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz´in 2015´te iktidara gelmesinden bu yana Suudi Arabistan ile Rusya ve Çin arasındaki ilişkilerde hızlı bir dönüşüm yaşandı.

ABD merkezli CNN´nin 5 Haziran tarihli haberine göre, Beyaz Saray, Riyad yönetiminin, Pekin´in desteğiyle balistik füze programı geliştirme konusunda hızlı adımlar atmaya başladığı yönünde istihbarat bilgilerine ulaştı. Bu durum ise ABD´nin son yıllarda bölgede balistik füzelerin yayılmasını sınırlandırma çalışmalarıyla çatışıyor.

Suudi Arabistan, Kral Selman bin Abdulaziz´in yönetime geçmesinden bu yana ABD´nin desteğini arkasına almak için Çin ve Rusya ile olan ilişkilerini geliştirme taktiği izliyor.

Söz konusu haberde, Suudi Arabistan´ın, Çin´le yaptığı büyük anlaşmalar kanalıyla balistik füze alanındaki teknolojik kapasitesini geliştirdiği ve altyapısını genişlettiği ifade edilirken, istihbarat kaynakları bunu Riyad yönetiminin, nükleer bombaya sahip olma çalışmasıyla ilişkilendirdi.

Pekin´in, altyapı ve teknolojik destek sunması ikili ilişkilerde büyük bir gelişme yaşandığını gösteriyor zira Suudi Arabistan özellikle 2007´den bu yana Çin´in balistik füzelerinin müşterisi sayılıyor. Ancak atılan son adım, alışveriş sözleşmelerini fazlasıyla aşan bir çeşit "ortaklık" eğilimini yansıtıyor.

ABD, İran ile ilişkilerin gerildiği bir ortamda Suudi Arabistan ile ilişkilerinin bozulmasını istemediğini ifade ederken Riyad yönetimi de bölgesel meselelerde ABD´nin oynayacağı role bel bağladı.

ABD 1990´lı yıllarda, Çin´in, bu füzeleri üretebilme kabiliyetini Pakistan´a ihraç etme çalışmalarına yaptırım uygulamıştı. Çünkü bu füzelerin yayılımı ABD nezdinde hassasiyete sebep oluyor ve dış politikada önemli bir yer işgal ediyor. Bu da Riyad yönetiminin, attığı bu adımla ABD´nin kırmızı çizgilerini aştığı anlamına geliyor.

Aslında ABD için, Suudi Arabistan-Çin yakınlaşmasında bundan daha tehlikeli gelişmeler de yaşandı. İki ülke geçen yıllarda ticari işlemlerde (2017 yılı itibarıyla ticaret hacmi 47,4 milyar dolar) dolar yerine yuan ve riyali kullanma konusunu ciddi bir şekilde gündeme almaya başladı, bu da ABD ulusal para biriminin uluslararası sahadaki prestijini sarsan bir durum.

Bunların yanı sıra Kral Selman Çin´e resmi ziyarette bulunan ilk Suudi Arabistan kralı oldu. Mart 2017´de gerçekleşen ziyarette taraflar, aralarında Suudi Arabistan´da insansız hava araçları (İHA) üretecek bir Çin fabrikası kurulmasının da olduğu 65 milyarlık anlaşmalar imzaladı.

Kral Selman Çin´in ardından aynı yıl ekim ayında Rusya´ya tarihi bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaret, iki ülke, Suriye´de karşı saflarda yer almalarına, petrol piyasasındaki mücadeleye ve Suudi Arabistan´ın Sovyetler Birliği´ne karşı "mücahitleri" desteklediği 1979-1989 Afganistan savaşı döneminde yaşanan düşmanlığa rağmen gerçekleşti.

Taraflar Moskova´da, silahlanmanın 3 milyar dolarla aslan payını oluşturduğu bir dizi anlaşmaya imza attı. Suudi Arabistan bu anlaşmalarda, Rus savunma teknolojilerini ülkeye getirme ve ABD´nin, Türkiye´nin elde etmesini istemediği S-400 savunma sistemlerini satın alma üzerinde odaklandı.

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz