Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

SURİYELİ ALİ’NİN ÖLÜMÜ VE KORONA TEDBİRLERİ

Ahmet TAŞ'ın Yazısı;

SURİYELİ ALİ’NİN ÖLÜMÜ VE KORONA TEDBİRLERİ

Geçen günlerde Adana'da duyanları bu kadarı da olmaz dedirten bir olay yaşandı. Seyhan ilçesinde Sucu zade Mahallesi'nde Korona virüs tedbirleri çerçevesinde kontrol noktası oluşturan güvenlik güçleri, içinde Suriye uyruklu olup ikamet izni olan Ali El HAMDANİ'nin de bulunduğu bir aracı durdurarak kontrol yapmak istedi.

O bölgede yoğun olarak bulunan tekstil atölyelerinden birinde işçi olarak çalışan Suriyeli 19 yaşında Ali El HAMDANİ, 20 yaş altında olanların sokağa çıkma yasağının muhatabı olmasının mı, yoksa kimliğinin üzerinde olmamasının mı telaşı ile arabadan inip arka sokaklara doğru kaçmaya başlıyor. Polis memurlarından biri peşinden gidiyor ve dur ihtarına uymayıp kaçmaya çalışan Ali El HAMDANİ’ye silahıyla ateş ediyor. 19 yaşındaki Suriyeli Ali, göğsünden aldığı kurşunla oracıkta hayatını kaybediyor.

Basın yayın organlarına yansıyan acı olayın ardından Adana emniyet yetkilileri, İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN polis kurşunu ile hayatını kaybeden Suriyeli Ali'nin babasını arayarak taziye dileklerini ve olaydan duydukları Üzüntüyü dile getirdiler. Bu arada Adana Valiliği Ali’yi vurarak ölümüne sebep olan polis memurunun görevden uzaklaştırılarak cezaevine konulduğunu kamuoyuna duyurdu.

Ortada hukuken ve vicdanen asla kabul edilmeyen acı, bir o kadar da düşündürücü bir olay var. Polis memurlarının dur ihtarına uymayan veya kaçan vatandaşı hedef alarak ve ölümüne sebep olacak şekilde silah kullanma hakkı var mı? Yoksa havaya ateş etmek, ayaklarına sıkmak gibi müdahale usulleri varken neden ve hangi psikolojiyle göğsüne ateş ederek kaçan şahsın ölümüne sebep olabiliyor.

Elbette Adana'da ki olay, devletin memurunu koruma refleksi ile değil de adalet anlayışı ile enine boyuna sonuna kadar soruşturulmalı. Adalet kurumu gerekli cezayı vermelidir ama bir yanda hayatını kaybeden Ali'nin acısı, diğer yandan hayat kurtarması gereken, vatandaşın hayat güvenliği için görev yapan, görevi öldürmek değil yaşatmak olan polis memuru, hangi psikoloji ve görev anlayışı ile bu olayı yaptı ve kendi ömrünü de bitirdi. Aklı Selim ile düşünüp çözülmesi gereken konular diye düşünüyorum.

Çok eskilerde ülkemizde ortaokul ve lise mezunları da polis olurlardı. İnsanlarımızda pedagojisi ve insani ilişkiler eğitimi almayan polis memurlarımızın kaba ve dayatmacı davranışlarından toplum olarak şikayetçi olurdu ama son yıllarda polislerimiz Polis Meslek Yüksek okullarından toplumla ilgili bilgi ve davranışlarla donatılmış olarak mezun oluyorlar diye biliyoruz ama; demek ki polislerimiz de duygu, düşünce, meslek sorumluluğu ve psikoloji olarak takip edilmeleri, göreve insan katletmek için değil de yaşatmak için gönderilmeleri, vatandaşın onlara düşman değil korunması gereken insanlar olarak anlatılması gerekiyor galiba diyorum.

Korona virüs ile mücadele çerçevesinde 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı insanların sokağa çıkmaları yasaklandı. Bunlar iyi niyetle alınan tedbirlerdi ama; 65 yaş üstü vatandaşlarımız başka insanlarla bir araya gelmeden bahçesinde bağında, hayvanlarının bakımında bulunmalı, ayrıca 20 yaş altı gençlerin memur, işçi, pazarcı, çoban ya da özel sektörde işçi olarak çalıştığı dikkate alınmayınca bunlara dayalı birçok sıkıntı ortaya çıktı.

Bunların bir kısmı ekonomi, üretim, tarım ve ticaret de görülen sıkıntılarla kaldırıldı. Ama ne yazık ki bir kısmı devam ediyor. 65 yaş üstü vatandaş tarlasında neden çalışamaz, hayvanlarını neden otlatamaz, bahçesini neden işleyemez, 20 yaş altı genç neden pazarda tezgahını açamaz, neden Suriyeli Ali gibi tekstil atölyesinde çalışmaz, neden sanayideki torna tezgahında çalışamaz var mı bir izahı bilen varsa söylesin.

Sosyal mesafeye uymak, başka insanlarla bir arada olmamak kaydıyla 65 yaş üzeri ve 20 yaş altına getirilen kısıtlamanın gevşetilmesi hem ekonomik hem de insanlarımızın psikolojik rahatlamalarına, hem de evde hareketsiz kalması sebebiyle İleri günlerde görülecek rahatsızlıklara çare olacaktır.

Umarım bunlar dikkate alınır, korona virüs ile ilgili politikaya yön veren bilim kuruluna çarşı pazarı iyi takip eden, toplumun içinden insanlar dahil edilir ve böylece sınama yanılma ile iş yapılmamış olur.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER