Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

SÜRİYE'DE EN ZOR DÖNEM

TAHA Akyol; BM Genel Sekreteri Guterres, Suriye Anayasa Komitesi’nin oluşturulduğunu açıkladı. Bu, karmakarışık ve tehlikeli Suriye tablosunda Türkiye lehine bir gelişmedir.

SÜRİYE

BM Genel Sekreteri Guterres, Suriye Anayasa Komitesi’nin oluşturulduğunu açıkladı. Bu, karmakarışık ve tehlikeli Suriye tablosunda Türkiye lehine bir gelişmedir.

Komite’yi oluşturan örgüt ve grupları Türkiye, Rusya ve İran birlikte isimlendirmişler, Ankara’daki “Üçlü Zirve”de son şeklini almıştı.

Rusya’nın PYD’yi katma girişimlerini Türkiye önlemişti.

BM Genel Sekreteri, açıklamasında, bu listeyi Şam’ın ve muhaliflerin onayladığını ve kesinleştiğini bildirdi.

Üçlü Zirve’nin onayladığı bir listeyi, Şam’ın ve meşru kabul edilen muhaliflerin reddetmesi zaten söz konusu olamazdı.

Komite, Cenevre’de BM gözetiminde çalışmalara başlayacak…

GÜVENLİ BÖLGE: ASKERİ ÜSLER

Öbür tarafta Türkiye ABD ile görüşmelerle Fırat’ın doğusunda ortalama 30 km. derinliğinde, 440 km. uzunluğunda bir “Güvenli Bölge” oluşturmak için müzakereler yürütüyor. Biraz mesafe de alındı. Akçakale’de harekât merkezi kuruldu, Türk-ABD ortak devriye uçuşları başladı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye gazetesinde Batuhan Yaşar’a yaptığı açıklamada şunları söylüyor:

Fırat’ın doğusuna devriye üsleri kuracağız. Bu üsleri kurarsak, teröristler de oradan çekilirse bu büyük bir kazanım olacak. Bir rahatlama sağlanacak. Sonra duracak mıyız? Hayır durmayacağız, bizim amacımız sınır hattı boyunca 30-40 kilometrelik güvenli bir bölge oluşturmak…”

Akar’ın şu sözleri, düşünülen güvenli bölgenin askeri niteliğini açıklıyor:

“Bunlar Türkiye ile ABD’nin ortak üsleri olacak. Daimî olmasını istiyoruz. İhtiyaca göre sayıları belirlenecek. Devriye yaparken, arazi şartlarına göre sayı tespit edilecek. İdlib’dekiler gözlem noktası. Fırat’ın doğusundakiler üs bölgesi olacak…”

Amerika ile Türkiye arasında bu konuda tam mutabakat sağlanırsa, Fırat’ın doğusunda böyle bir askeri üsler kuşağı meydana gelecek, Türkiye’deki Suriyeliler oraya iskan edilecek. Böylece sınır boyunca Türkiye’ye dost bir nüfus kuşağı da oluşturulacak.

Proje mükemmel fakat sahada karşılaşacağı zorluklar da büyük…

 

PUTİN NE DİYOR?

Evvela ABD Türkiye’nin bu talebini bütünüyle kabul edecek mi? Washington ikircikli tavırlarıyla güven vermiyor. Erdoğan’ın Putin’le yapacağı görüşme çok önemli.

Dahası, ABD ile tam anlaşma olsa bile Moskova Türkiye’nin ABD ile “daimi üsler” kurmasına ne diyecek?

On gün önce Ankara’da Erdoğan, Putin ve Ruhani tarafından açıklanan bildiride şöyle bir madde vardı:

“Suriye’de gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişim reddedildi.”

Türkiye’nin İsteğiyle bildiriye konulan bu madde, PKK’nın “özyönetim” kurmasını reddediyor fakat Türkiye’nin ABD ile birlikte “güvenli bölge” kurması konusunda bir şey yok!

Ama Moskova’nın çok keskin açıklamaları var:

Dışişleri Bakanı Lavrov: “Suriye’nin kuzeyi rejimin kontrolünde olmalı.” (16 Ocak 2019)

“Türkiye-Suriye sınırına Rus askerî polisi yerleştirilebilir.” (24 Şubat 2019)

Putin: “Suriye nüfuz alanlarına bölünemez” (28 Ağustos 2019)

Ve Putin’in Ankara Zirvesi’nde söyledikleri:

“İstikrarın sağlanması bölgenin kontrolünün Suriye hükümetine geçmesiyle mümkün olacaktır… (Barış sağlanınca) bütün yabancı askeri birlikler Suriye’den çekilmelidir.” (16 Eylül 2019)

İran zaten karşı…

DİPLOMASİNİN ÖNEMİ

Anayasa Komitesi çalışmaları başladığında, bu konu siyaseten daha sıcak hale gelecek. Türkiye’nin etkisindeki Komite üyeleri “güvenli bölge”ye imkan veren, ama diğer üyeler buna karşı çıkan bir anayasa yazımı isteyecekler…

Belki Ankara bu sebeple Eylül sonuna kadar ABD ile durumu kesinleşmezse, daha fazla gecikmeden Fırat’ın doğrusuna gireceğini söylüyor.

Bunun Zeytindalı ve Fırat Kalkanı’ndan daha zor bir harekat olacağı bellidir. O iki harekata Rusya da ABD de karşı değildi.

İşte bu askeri ve bilhassa siyasi tablo sebebiyle Suriye meselesinin Türkiye açısından “en zor dönem”e girdiğini düşünüyorum.

Ankara tabii ekonomik durumu da dikkatle gözetmek zorunda.

Askeri güç önemli, diplomasi belki daha önemli. Türkiye, projesine uluslararası camiadan, özellikle Avrupa’dan destek sağlamalı.

 



Anahtar Kelimeler: SÜRİYE' DÖNEM

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER