Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Sülün Osman ile Raki´yi kıskandıracak çapta dolandırıcılık öykülerinden geçilmiyor ülkemizde?

Fehmi KORU´nun Analizi;

Sülün Osman ile Raki´yi kıskandıracak çapta dolandırıcılık öykülerinden geçilmiyor ülkemizde?

İlginç günlerde yaşıyoruz, bu kesin. 

Başlatan galiba ünlü sosyologumuz merhum Prof. Şerif Mardin´di; o söyledi diye günler ve haftalar boyu ?Yoksa Malezyalaşıyor muyuz?? sorusu eşliğinde ?eksen kayması´ konusunu tartışmıştık. 

Hatırladınız herhalde.

Malezyalaşma bizim için söz konusu olmadı, ancak Malezya, son zamanlarda, o tartışmayı sürdürdüğümüz AK Parti´nin güçlü ve başarılı göründüğü dönemindeki Türkiye gibi olmaya başladı.

Resmen ve alenen Rusya ile yakınlaştığımız, buna karşılık 1950´lerden beri kendimizi içinde bulduğumuz NATO ile aramıza mesafe giren ve bir zamanlar ?stratejik ortağı´ olmakla övünülen ABD´yle sürtüştüğümüz bir durumun içindeyiz; ancak bakıyorum, ?Yoksa eksenimiz mi kayıyor?? sorusunu soran tek bir Allah´ın kulu çıkmıyor.

Kendimize güvenimiz arttığı için olmalı.

Televizyon yorumcularına, gazetelerde köşeleri olanlara göre şimdi olanın sebebi bu: Kendimize güveniyoruz?

Öte yandan kendisine güveni artan milletimizin fertleri aldanıyor ve aldatılıyor. Her gün gazetelerde, birileri tarafından aldatılan insanların iç yakan öykülerine dair haberler okuyorum. Geçmişte Sülün OsmanRaki gibi isimler taşıyan ünlü dolandırıcılarımız vardı; Milliyet´in polisiye romanlar da yazan adliye muhabiri Ümit Deniz onlarla ilgili hoş aldatma haberleri yapardı. Şimdi o tür haberler de, dolandırma öyküleri de sıradanlaştı.

Bu sabah bir gazetede (Türkiye), biri bir köşe yazısı (Yücel Koç imzalı) içerisine gömülmüş, diğeri haber sütunlarında yer alan ve sizinle paylaşmak istediğim iki dolandırıcılık haberiyle karşılaştım. 

FETÖ´cü dolandırıcılar

İsterseniz köşe yazısından alıntıyla başlayayım.

Okuyalım:

?FETÖ´nün teşvik vurgunu

Aslında herkesin bildiği ve konuştuğu bir meseleyi yüksek sesle toplumun önüne koyduk. / Perşembe günü gazetemizin manşetiydi. / FETÖ´cülerde şeytanlık, ihanet bitmez malum / Kapıdan kovarsınız, bacadan girerler. / SGK´dan atılanlar da öyle yapmış? / Zaten işi ve kurumu biliyorlar? / Sistemin açıklarından faydalanmışlar. / Hele de geçen sene iş yeri sahiplerine ?geçmiş 10 yılda kullanmadıkları teşvikten yararlanma hakkı´ tanınması bu hainlere büyük fırsat kapısı olmuş. / Devletimizin iyi niyetle piyasaları canlandırmak, iş yeri sahiplerine destek olmak için açtıkları teşvik, FETÖ´cülerin de zenginleşmesinin yolunu açmış. / Esnafı, KOBİ´leri tek tek dolaşıp, ?Bakın siz şundan, şundan yararlanmamışsınız. Size bu teşvikleri çıkaralım, yarı yarıya paylaşalım´ demişler. / Vatandaş ne bilsin karşısındaki bukalemunun kim olduğunu? / ?Tamam´ diyenlere, hak ettikleri teşviki çıkarmışlar. / SGK nakit ödeme yapmayıp, bunu işletmelerin sigorta prim borçlarından düşüyor malum? / İşletme sahipleri, borcun düştüğünü görünce, kalan meblağı FETÖ´cülere elden veriyormuş, böylece takibi ve tespiti neredeyse imkânsız hâle geliyormuş.

Şu şeytanlığa bakın??

Gerçekten de büyük şeytanlık. Bu şeytanlığı yapanların SGK´dan atılan FETÖ´cüler olduğu kanaatinde yazar. FETÖ´ye karşı topyekün mücadele verilen bir ülkede, FETÖ kisveli birilerinin böyle bir dolandırıcılığa kalkışmaları?

Neyse?

FETÖ kullanılarak dolandırma

İkinci öyküde de yine FETÖ ayrıntısı var.

Onu da aynı gazetenin haber sütunlarından aktarayım:

?İzmir´de, kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcılar, telefonla ulaştıkları Ö. D.´nin (70), önce evinde bulunduğunu öğrendikleri 40 bin TL, 1800 dolar ve 20 gram altınını, üzerinde FETÖ/PDY üyelerinin parmak izlerini araştıracakları yalanıyla kandırıp elinden aldı. Ardından ise Tapu Müdürlüğü´ndeki FETÖ üyelerini bulmak için yardım etmesi gerektiği, aksi halde ceza alacağı yalanıyla korkutup piyasa değeri yaklaşık 5 milyon TL olan tripleks villasını 1 milyon 600 bin TL´ye sattırdı ve o parayı da elinden aldı.?

Yaşı kemale ermiş, yalnız yaşıyan bir kadının 40 bin TL, 1800 dolar ve 20 gram altını var ve kadın bunları bir finans kurumunda, bankada değil de evinde saklıyor?

Ağızlarda hep dolaşan ?yastık altı´ denilen şey bu herhalde. Bu kadar çok parayı altına saklamada kullanılan yastık hayli büyük olmalı.

Kadın bankacılık sistemine güvenmiyor, ancak kendisine akıl almaz iddialarla -paraların üstünde parmak izi tespiti yapacakları iddiasıyla- yaklaşan kişilere güveniyor. Kadın üstelik uzun yıllar avukat yanında çalışmış biri imiş, ama yastık altından bir 10 TL çıkarıp ?Bunu alın, parmak izini belirleyin? demek yerine elinde avucunda ne varsa dolandırıcılara verebilmiş.

Nasıl dolandırıcılarsa bu kişiler?

Dolandırıcılar orada dursa iyi. Hayır, kadının iki villası varmış, onlardan 5 milyon TL değerinde olan birini üçte birden az fiyata satıp o parayı da iç etmişler?

İnsan sormadan edemiyor: Neden villaların yalnızca birini? Neden ikisini birden değil?

Tapu Müdürlüğündeki FETÖ elemanları yakalandı mı bari?

En başta ?İlginç günlerde yaşıyoruz? demiştim ya, bunlar ülkemizin ilginçliklerinden bu güne denk düşen iki olay.

Bu olayların ?eksen kayması´ ile ne ilişkisi mi var?

Düşünün bakalım, ilişkiyi bulabilecek misiniz?

????



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz