Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Suç Sosyolojisi

Hüseyin Akın, suçun hep var olduğunu; işlenen suçun niteliği ve oranı o toplumla ilgili sosyolojik birtakım veriler de sunduğunu ve bu anlamda örneklerle bir “Suç Sosyolojisi”nden bahsetmek de mümkün olduğunu belirtiyor.

Suç Sosyolojisi

Suç, bidayetten beri var olan insani bir olgu. Literatüre geçmiş olanı kadar hiç literatüre geçmemiş olanı da vardır. Suç sadece işleyeni ve mağduru ilgilendirmekle sınırlı değil, aynı zamanda bütün toplumu etkileyen bir gerçeklik. Toplumu en iyi biçimde bu yönüyle okuyabilirsiniz. İşlenen suçun niteliği ve oranı o toplumla ilgili sosyolojik birtakım veriler de sunar. Bu anlamda bir “Suç Sosyolojisi”nden bahsetmek de mümkün.

Basit bir araştırma ile oturduğunuz yerden bile bu sosyolojik suç ya da suç sosyolojisi nevinden verilere ulaşabilirsiniz. Örneğin bir gazetede sadece bugün öne çıkan suçlara bakmanız bunun için yeterli olacaktır. İşte günlük bir gazeteye yansıyan suçların dünden bugüne yansıyan örnekleri:
“Doğum günü partisi kanlı bitti”

2 yaşında bir kız çocuğunun düğün salonunda yapılan doğum günü partisinde iki grup birbirine girmiş. 5 kişi bıçaklarla yaralanmış. 2 yaşında bir kız çocuğunun doğum günü partisi salonda yapıldığına göre bu ailenin seveni çok demektir. İyi de nasıl ve hangi saikle bir anda gruplaşıp birbirlerinin üzerlerine bıçakla yürüyüp hastanelik edebiliyorlar? 2 yaşındaki çocuğun doğum günü kutlamasında bile gruplaşma sebebi çıkarıp pasta kesilmesi gereken bıçakla yanımızda yöremizdekileri öldürmeye kalkabiliyoruz; pes doğrusu! Bu manzarayı gören yavrucak, büyüklerinin bir doğum günü pastasından bile savaş çıkarması karşısında eminim bir yaşına daha girmiştir!Advertisement

“Kocaeli’nde Tufan Korkmaz isimli şahıs, misafirliğe gittiği evde vurularak öldürüldü. Söz konusu davaya ilişkin tutuklanan çocukluk arkadaşlarının yargılanmasına başlandı. Sanıklardan şikâyetçi olan anne, “Oğlumu 5 bin lira için öldürdüler. Yıllarca bana ‘anne’ dediler.” ifadelerini kullandı.”

Misafirlik için gittiğin evde vurularak öldürülmek! Üstelik katilinin çocukluk arkadaşın çıkması! Katilin en yakını olan çocukluk arkadaşını 5 bin lira için öldürmesi! Neresinden tutmaya kalksan elinde kalacak bir vaka. Misafir ettiğin kişiyi, üstelik çocukluk arkadaşın olan kişiyi, üç beş kuruş için öldürebilmek nasıl bir nasıl bir kalpsizliktir? Bu soru üzerinde durmak bir yana, toplum olarak nasıl bir değerler aşınması yaşadığımıza dair çok önemli bir göstergedir. Bir toplumda çok sıradan ve sudan sebeplerle insanlar en yakınlarını bile öldürmekten çekinmeyecek hale gelmişlerse alarm zilleri çalıyor demektir.

“Kocaeli’nde, bir geri dönüşüm tesisinde çalışan İ.Y., kendisini işten çıkaran patronu Servet Temurtaş’ı silahla vurdu. Hastaneye kaldırılan Temurtaş, hayatını kaybetti.”

Nasıl bir öfke ya da ne menem bir hak arayışıdır bu? İşi veren şahıs işten çıkarınca bu durumu çözmek için hakkını aramak ya da yeni bir iş aramak varken kalkıp işverenini öldürüyorsun. Bu cinayetle sadece kendine değil, başına da yeni bir iş açmış oluyorsun: Hapishaneye girmek! Ne bireysel ne de toplumsal akıl bunu tasvip eder. Geri dönüşüm tesisinden geri dönüşümü olmayan bir yere gitmek nasıl bir şeydir?
“Kocaeli’de dün boşanma aşamasındaki eşi ve kayınpederini öldüren katil zanlısı ile ilgili insanın kanını donduran detaylar ortaya çıktı. Ömer Sorguç adlı caninin, karısına ölüm tehdidinde bulunduğu ve Beyza Sorguç ile babasının, şikâyet için polis merkezine gittikten sonra katliamın yaşandığı öğrenildi.”

Bir insanın eşini ve kayınbabasını öldürmesi sadece kan donduran bir olay değil, bir o kadar da öldüren şahsın gözü dönmüşlüğüne ve kanının donmuşluğuna dair bir delildir. İnsanlar evlilik anlaşmazlıklarının mahkemede çözülebileceğine neden inanmazlar? Ölmenin de, öldürmenin de çare olmadığı apaçık iken çareyi yine de orada aramaya kalkmak toplumsal bir vicdan tutulmasıdır.

Son zamanlarda adeta ciddi suçlar ve kabahatler arasına giren insanî refleks ve hatalar ne yazık ki cinayet sebebi olabiliyor. İstediği şarkıyı söylemedi diye bir şarkıcıyı acımasızca öldürmekten tutun da yan bakma sebepli fındık kabuğunu doldurmayan cinayetlere kadar daha birçok adli vaka, suç sosyolojisi üzerinde yeniden düşünmemizi gerekli kılmaktadır.

Toplumun tomografisini biraz da son zamanlarda işlenen cinayetler ve sıradan suçlar üzerinden çekmek, böylelikle nereden nereye geldiğimizi anlamak ve teşhis etmek gerekiyor.



Anahtar Kelimeler: Sosyolojisi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz