Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Siyasette Neler Değişir? Almanya´da ve Başka Ülkelerde?

Sinan ESKİCİOĞLU - 15. 10. 2018 Pazartesi

Siyasette Neler Değişir? Almanya´da ve Başka Ülkelerde?

15.10.2018 Pazartesi

İki önemli olay bu haftaya damgasını vurdu.

Birincisi kuşkusuz Bavyera Eyaleti´ndeki seçimler, ikincisi de Berlin´de yapılan yürüyüş.

Dün yapılan seçimlerin sonuçları demokrasi adına sevindirici. Bir önceki seçimlerde katılım oranı %63 iken, bu seçimlerde katılım oranı %72,5 seviyesine ulaşmış durumda.

Katılım oranının artması seçime katılımın az olduğu Almanya´da sevindirici. Bu oranlar, insanların siyaset kurumundan beklentisinin azalmadığı aksine arttığı yönünde. Tabii bunun çeşitli sebepleri var, sadece demokrasiye inancın artması olarak değerlendirilemez. Gençler arasında yapılan araştırmalarda, demokrasiye inancın sürekli düşüşte olduğu göz önünde bulundurulduğunda iyi bir gelişme.

Seçimin kaybedeni hiç şüphesiz (CSU) Hristiyan Sosyal Birliği. Kendi memleketi olan Bavyera´da %12´lik kayıpla oylarını 37,2 seviyesinde sabitleyebildi. Oranlara baktığımızda (SPD) Sosyal Demokrat Parti daha fazla oy kaybına uğramış gibi görünse de, CDU´nun kendi memleketinde bu oranda oy kaybı yaşaması çok daha önemli bir konu.

Suçlu Seehofer mi?

Oy kaybı yaşanınca suçlu aramak her ülkede yaşanan en doğal bir sonuç. CDU´daki oy kaybının sebebi en açık şekliyle Seehofer´ın kendisi.

Sığınmacılar, göçmenler ve en genel tabirle yabancılarla ilgili söyledikleri ve tutumu sebebiyle çok tepki çekmişti. Bu tepkiler de sandıklara yansıdı. Bunun aksi olarak Almanya için Alternatif (AfD) %11 oy oranıyla meclise girmeye hak kazandı da denebilir. Ama zaten bu durum diğer bütün eyaletlere bakıldığında beklenen, normal bir sonuçtu. CDU´nun oyları AfD´ye kaydı mı, evet kaydı. Zaten söylem olarak temelde çok abartılı farklı oldukları söylenemez. Seçim sonuçları incelendiğinde AfD´nin bütün partilerden oy devşirdiği de doğru. Milliyetçilik sadece Almanya´da değil, Avrupa´nın her yerinde yükselişte. Bavyera eyaleti de bundan nasibini aldı.

Seçimin kazananı ise ?Yeşiller´ oldu.  AfD 2013 yılındaki seçimlerine katılmamıştı ve ilk defa bu seçimlerde katıldığı için, aldığı oy ne olursa olsun zaten artı durumunda. Bundan dolayı Yeşiller seçimin galibi oldu. Oylarını %9 arttırarak Meclis´te 38 sandalye sahibi oldu.

Hür Seçmenler Partisi de %11´lik oy oranını yakalayarak Meclis´deki varlığını güçlendiren partiler arasında.

Oy dağılımına göre CDU Meclis´teki salt çoğunluğu kaybetmiş oldu. 2013 seçimlerinde 180 sandalyeden 101´ini kazanırken, Pazar günü yapılan seçimlerde sandalye sayısı 85´e düştü. Bu durumda görünen manzara koalisyon. Kiminle yaparlar şu an belli değil ancak Yeşiller ile yapmayacakları kesin gibi.

Bu sonuçların etkileri ülke siyasetine de yansıyacak muhakkak. Merkel için durum biraz karışık gibi. Berlin´de siyaset duvarında taşlar değişecek. Bu değişimi de önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Sadece Merkel için değil tabii. Sosyal Demokratlar da bu sonuçlardan olumsuz etkilenecekler. Büyük Koalisyon´da da değişiklik olur mu bilinmez.

Seçim sonuçlarını, Yeşiller´in oy oranlarını arttırmalarını biraz da Berlin´de yapılan yürüyüşle birlikte değerlendirmek gerekir. Başta ifade ettiğim konu, Berlin´de gerçekleştirilen yürüyüş. Dışişleri Bakanı Maas´ın ve Sosyal Demokratların destek verdiği yürüyüş ?Irkçılığa karşı´ yapıldı.

?Parçalanamayız´ (Unteilbar) mottosu ile birleşen 250.000 kişi Berlin Alexanderplatz´dan Leipzig Caddesi üzerinden Potsdam Meydanı´na ve oradan tarihi Brandenburg Kapısı´na yürüdüler. Bu yürüyüş için beklenen kişi sayısı 40.000-50.000 civarında idi ama katılım öyle çok oldu ki, yürüyüşü görenler bu durumdan çok memnun oldular. Bizler de çok memnun olduk. Neden mi? Çünkü bu yürüyüş Almanya Dışişleri Bakanı Maas´ın şöyle bir mesaj yazmasına imkan sağladı: ?Farklı kökenler, ten renkleri, dinler ve yaşam tarzları bir tehdit değil, zenginlik??

İntegrasyon konuları uzun zamandır konuşuluyor, hepiniz de biliyorsunuz. İntegrasyonun yeterli olmadığını bunun yanında aynı zamanda ?katılımcılık´ (Partizipation) da olmalı diye düşünenlerdenim.

Katılımcılık (Partizipation), ülkede yaşayan her bireyin toplumdaki ?oluşum´a katılması ve mozaik gibi bütünlük göstermesi olduğu için.

Katılımcılık, Dışişleri Bakanı Maas´ın ifade ettiği ?zenginlik´ olduğu için.

Bu, sadece Almanya için önemli olan bir kavram değil, aynı zamanda hem Avrupa ve hem de Orta Doğu için de geçerli olan bir kavram. ?Öteki´lerle beraber, bir arada ve bütünleşerek yaşama ortamını isteyen bu çeyrek milyon insan aslında Berlin´de tarih yazdılar.

Bavyera´da yapılan seçimler ve Berlin´de yapılan yürüyüş Siyaset´e önemli etkiler yapacak. Partilerin yönetimlerinde değişiklikler yapacağı gibi aynı zamanda Siyaset kurumuna olan güven ve destek de artacak diye umuyorum.

?Parçalanamayız´ diyerek yola çıkan yüzbinler Almanya için bir umut olacak. Bu konuda yabancıların da neler yapabileceklerinin tartışılacağı günler yakındır diye düşünüyorum. Olumsuzlukların sürekli dillendirildiği ve yaygınlaştırıldığı bir zamanda, böyle güzel gelişmeler de oluyor ve güçlenerek artıyor. Umarım sadece Almanya´da kalmaz ve diğer ülkelere de yayılır.

Sevgi ve Bilgiyle kalın



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz