Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Siyaset ve dünya başka olacak, doğru. Ama kimler için?

Salgının etkileri artarak devam ediyor.

Siyaset ve dünya başka olacak, doğru. Ama kimler için?

 

Kimseyi kayırmayan bu virüs salgını çok şeyi değiştirecek. Öncelikle kimseyi kayırmamasıyla çok şeyi değiştirecek. Bir anda insanlık eşit olduğunu anladı. Sokaktaki Ahmet amca ile İngiltere’nin Başbakanı Boris Johnson’ın insan varlığının nasıllığı bakımından farkı yok. İkisi de virüs karşısında eşitler. Tabii ki, bakım şartları ve durumları açısından farklılıklar var. 

Yaşadığım ülke Almanya’da esas olan şimdi. Şimdiyi iyileştirme adına yapılan destekler ve krediler. Merkel’in de açıklamasında değindiği gibi ‘normalleşmeye geçiş ve bunun ne zaman olacağı’ konuları gündemde. 

Türkiye’de durum biraz farklı sanırım. 

Kısaca özetleyelim: 

İlk günlerde durumun vehameti topluma çok yansıtılmadı. Bu sebeple de, insanlarımız olayın ne kadar ciddi olduğunu iyi algılayamadılar. Bunu yadırgamamak lazım, çünkü insanlar böyle bir pandemiyi daha önce yaşamadılar ve dünya geneline yayılmış bir salgın hastalık tecrübesi hepimiz için yeni bir durum. 

Daha sonraki günlerde ise önerilen teklifler zamana yayıldı. Şehirlerin ve bölgelerin ‘karantina’ya girme hızı yavaştı ve insanlar, vefat sayıları arttıkça durumun ciddiyetini anladılar. 

İstanbul için önerilen hastane teklifi de anca bugün açıklandı ve hayata geçirileceği duyuruldu. 

Belediyelerin yardım ve bağış toplama konusuna girmek dahi istemiyorum. Neden mi? 

Küresel bir salgında bile niyet okuma ve ‘prim yapmasınlar’ diye engel koymayı dünyanın başka ülkesinde göremezsiniz. 

Peki ya ekonomi? 

Resmi makamların beyanına göre, büyüme hızı normal seyrinde devam edecekmiş ve hatta daha da iyi olacakmış. 

Madem bu kadar iyi durumdayız da, neden ihtiyaç sahibi insanlarımız için kesenin ağzını açmıyoruz. 

Madem bu kadar iyiyiz de, neden ‘Tekâlif-i Milliye’ ibaresi I. Dünya savaşı zamanından çıkarak günümüze taşınıyor acaba? 

Tekalif-i Milliye, kısaca, savaş durumundan dolayı halktan bütün kaynaklarıyla orduya destek olmasının istenmesi. 

Söylediklerime itiraz edip, akıl ve mantık dışı bulanlar olacak, bunu da biliyorum. Ama siz itiraz edecekleri aklınızda tutun, sonra tekrar ele alacağız. 

 

Benim dikkatimi çekti ama sizleri bilemem. Virüs ve salgın gündem olduğundan beri belli başlı ülkeler bunu ‘savaş’ olarak nitelediler. 

Başta tabii ki ABD ve Trump. 

Fransa ve Emmanuel Macron. 

Sanıyorum iki gün önce de Numan Kurtulmuş. 

Maddeleyelim: 

Durum tespiti, 

Önlemler, 

Önlemlerin zamanlaması ve tekliflerin kimlerden geldiğine bakılarak, beklenmesi, 

Maddi destekler ve paketler, 

Kamuoyuna yapılan açıklamalar, 

Savaş nitelemesi, 

Salgın sonrası dünyayı betimleme ve kendine pay çıkarma…

En kısa değerlendirmeyle şunu söyleyebilirim: Bu maddelere bakarak ülkelerin durumlarını ve yaklaşımlarını sizler de zihninizde kıyaslayabilirsiniz. 

Dikkat ettim, başından beri Angela Merkel ‘savaş’ gibi bir tabir kullanmadı. Hakkını vermek lazım ki, bu süreci iyi yönetiyor ve karşısında olanlar bile kendisi hakkında böyle düşünüyorlar. 

Evet, savaş değil. 

Çünkü virüs.
Bilimsel araştırmalarla Dmitri Ivanovsky’nin 1892’de virüsleri keşfinden önce de virüsler yaşayan organizmalar olarak kainattaydılar. 

Varlık dünyasına çıkmış bir organizma ile savaşmak, hayata bakış noktamızı ortaya koyar. 

Virüsle savaşılmaz, ‘virüsle birlikte zarar görmeden nasıl yaşanır’ bu araştırılır ve bulunmaya çalışılır. 

14. yy’da dünyayı kasıp kavuran büyük veba salgınında da insanlar ölmüştü, hatta dünya genelinde 200 milyon. 

Ve insanlar veba oldukları için yakılmışlardı. O zamanki Katolik Kilisesi vebaya sebep olduklarını iddia ederek Müslümanları, Yahudileri ve yabancıları cezalandırma yoluna gitmişti. 

Bu veba salgınından sonra hayat ve sosyal yapı çok değişmişti. Bugün de aynısı olacak. Bu salgından sonra da hayat, anlayışlar, sosyal yapı ve hatta sistemler sorgulanacak ve değişecek. 

Ama bu değişim kimler tarafından yapılacak? 

‘Öğrenmeye açık, tecrübelerden dersler çıkaran, adapte olma yeteneği yüksek, çözümler sunabilen insanlar tarafından’. 

Hani az önce aklınızda tutun demiştim ya, hah şimdi onu düşünün. 

Tek taraflı bakıp, en doğru benimkisi diyen, başka doğruları göremeyen, kalıplaşmış zihinler için dünya farklı olmayacak. 

Sevgi ve Bilgiyle kalın 

(Bu akşam Berat kandili olarak eda edilecek. Eda etmek isteyenlerin gecelerini kutluyorum ama şunu da belirtmek isterim ki; Hz. Peygamber zamanında bu gece ‘kandil’ olarak kutlanmıyordu.) 



Anahtar Kelimeler: Siyaset dünya başka olacak doğru. kimler ?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER