Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Sedat Peker’le ‘Fesuphanallah’ dedik

Sinan Eskicioğlu, Refah Partisi’nin 1994’te İstanbul’la başlayan yerel ve ulusal iktidar serüveninin, AK Parti döneminde gelinen noktada umutsuzlukla noktalandığına işaret etmektedir.

Sedat Peker’le ‘Fesuphanallah’ dedik

Denizin kenarında oturup ışıklarla süslenmiş sahili izlerken önümde laptopum açıktı. Doğal olarak ülke gündemini takip ediyordum. 

Hem Türkiye’deki hem de Yunanistan’daki orman yangınları…

Gündeme kaya gibi düşen Sedat Peker’in açıklamaları…

Kulağıma gelen müzikle ülke gündeminin ne kadar da ağır ve yorucu olduğunu daha da hissettim sanırım.

Eğlenceli ve hoş müzik nameleri insanın içini kıpır kıpır yapıyordu.

‘Bu melodiyi tanıyorum’ dedim kendi kendime.

Evet, tanıyordum.

Kulaklarıma çalınan müzik beni 1994 yılına götürdü.

Beni o yıllara götüren melodiler Erkin Koray’ın ‘fesuphanallah’ şarkısıydı. Hareketli müzikle başlayan parça aslında o kadar da eğlenceli değildi.

‘….

Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah

Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah…’

Aslında düzene bir başkaldırı ve çözüm arayışıydı.

Beni 1994 yılına götürmesi ise eğlenceli bir partide keyif yaparken duymuş olmam değil.

Erkin Koray’ın Fesuphanallah parçası 1994 Refah Partisi’nin seçim şarkısıydı.

1994 yılında Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi için canla başla çalışılmıştı. Ben de o hummalı çalışmadaydım.

Ailemden izinsiz İstanbul’a afiş asma çalışmasına katılmak için gitmiştim.

Bu yüzden Fesuphanallah seçim şarkısını bilmiyorum kaç sefer dinlemiştim. Hep aklımda o soru vardı:

‘Yok mu çaresi dostlar fesuphanallah?’

Cevap da hemen ardından geliyordu:

‘Var. Recep Tayyip Erdoğan.

Genç, dinamik…….’

Hey gidi günler hey.

Aradan geçen yirmi yılda çözüm diye gelen kadrolar bugün ne hallere geldiler.

Suç örgütü lideri diye sıfatlandırılan kişinin ifşalarıyla neler neler döndüğünü öğreniyoruz.

Burhan Kuzu’dan Ziraat Bankası’ndaki kredi aldatmacalarına.

Ve hatta en çok güvenilmesi gereken ‘Adli Tıp Kurumu’nun nelere alet olduğunu da öğrenmiş olduk…

Heyhat.

Sedat Peker açık açık anlatmış:

‘Burhan Kuzu’nun adli tıptan para karşılığında rapor çıkardığından haberdar mıydınız?

Tüm bunların ötesinde eski İran Cumhurbaşkanı’nın akrabasının konteyner içinde, İskenderun limanının serbest bölgesine konteyner dolusu para geldiğinden haberiniz var mıydı?’

Ak Parti’nin ve Külliye’nin HUKUK işlerini yöneten Burhan Kuzu’dan bahsediyoruz.

Allah affetsin ne diyelim.

Öldü gitti ama hala kendinden bahsettirmeyi becerdi.

Öldü gitti dedim ama öldü mü, öldürüldü mü onu da bilmiyoruz.

‘Alemin keyfi yerinde yine maşallah’ diyordu Erkin Koray. Evet, alemin keyfi yerinde diye uyuttular, kandırdılar bizleri.

‘Bize de bir gün kader güler, güler inşallah’ dendiğinde biz de hukuk ve insan haklarının, özgürlüklerin kaderin gülmesiyle bize de geleceğini sanıyorduk.

‘Böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah’ dendiğinde, böyle gitmeyecek derdik.

Ama yanılmışız.

Böyle gelmiş ve böyle gidermiş.

Kader birilerinin yüzüne ‘kasa dolusu parayla’ gülecekmiş, biz bilemedik.

‘Yok mu çaresi dostlar?’ denince de hep bir ağızdan haykırmıştık.

Var.

Artık olmadığı kanıtlandı.

Ne diyelim.

Büyük şaşkınlık anlarında söylenen nidayı söylüyoruz.

‘FESUPHANALLAH’…

Sevgi ve Bilgiyle kalın

(Not: 1994 yılı Refah Partisi seçim şarkısını dinleyebilirsiniz: https://youtu.be/AVf4jByLRNk

 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz