Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Prens Harry ve İngiltere’nin Afganistan’daki suç dosyası

Selçuk Türkyılmaz Yazdı;

Prens Harry ve İngiltere’nin Afganistan’daki suç dosyası

İngiliz kraliyet ailesi üyelerinden Prens Harry’nin önümüzdeki günlerde piyasaya sürülmesi beklenen kitabında Afganistan’ın işgal edildiği dönemde yirmi beş kişiyi (Müslüman Afganistanlılar) öldürdüğü ve bundan pişmanlık duymadığı ifade edilmiş. Bu ifadelerin dikkat çekeceği ve büyük bir tartışmaya sebep olacağı çok açıktır. Aslında haberin basınımızda işlenme biçimi de incelenmelidir fakat bu yazıda daha çok bu cümlelerin ne anlama geldiği üzerinde durmak istiyorum.

İngiltere kraliyet ailesi üyelerinden birinin Afganistan’ın işgal edildiği dönemde yirmi beş kişiyi öldürdüğünü itiraf etmesinin çok önemli sonuçlarının olacağı açıktır. En azından bu itiraftan sonra İngiltere’nin İslam dünyasında, özellikle 1990’lardan sonraki rolü tekrar mercek altına alınacaktır. Bilindiği gibi bu dönemde yürütülen büyük askerî operasyonlar inanılmaz yıkımlara yol açmıştı. Bu dönemde İngiltere, ABD öncülüğündeki bütün işgal girişimlerini desteklemiş ve hatta 2003’te Irak ikinci defa işgal edildiğinde düzenli bir şekilde yalan üretmişti. Tony Blair döneminde üretilen bu yalanlarla modern Haçlı İttifakı’nın yayılmacı faaliyetlerine kılıf oluşturulmuştu. İttifak üyeleri Afganistan’da benzer bir tutum takındı. ABD, Afganistan’ı işgal ettiğinde neredeyse bütün Batı ülkeleri, Batı ülkelerinin askerleri Müslümanlara yönelik ortak bir tutum takınmakta zorlanmadı. Bilindiği gibi daha önce Alman ve Avustralya askerlerinin Afganistan’daki cinayetleri gündem olmuştu fakat Prens Harry gibi temsil kabiliyeti yüksek kişilerin tanıklığı gündeme gelmemişti. Peki, Prens Harry’nin sözleri ne anlama gelir?

Cumhuriyet’in haberine göre Afganistan’da İngiliz birliklerinin komutanlığını yapmış olan Albay Richard Kemp, Prens Harry’yi arkadaşlarına ihanet etmekle suçlamış. Albay’a göre Prens Harry, birlikte görev yaptığı arkadaşlarının hayatını tehlikeye atmış. Çünkü intikam saldırısı olabilirmiş. Aynı kişiye göre Prens, İngiliz ordusunun güvenliğine yönelik tehditleri de artırmış ve ayrıca kendi kişisel güvenliği de tehlikeye girmiş. Aynı gazeteye göre Prens Harry, Taliban üyelerini ve dolayısıyla öldürdüğü kişileri insan olarak görmediğini de beyan etmiş.

Cumhuriyet’in haberi Prens Harry’nin itiraflarının İngiltere açısından ne anlama geldiğini gösterecek nitelikte. Richard Kemp’in Prens Harry’ye yönelik ifadelerinde arkadaşlarına ihanet, İngiliz ordusunun güvenliğine yönelik tehdit ve Prens Harry’nin kişisel güvenliği öne çıkıyor. Bunlar elbette çok önemli tespitlerdir. İlk ikisi çıkarıldığında Prens Harry’nin kişisel güvenliği çok daha somut bir durumdur. Bu somut durumdan hareket edildiğinde eski asker, Prens Harry’ye yönelik somut bir saldırı ihtimalinden mi bahsediyor yoksa örtük bir tehdit mi var sorusunun cevabı açıkta kalıyor. Üstü örtük bir tehdit sonucu hiç de yabana atılmamalıdır. Zira bu itiraf ile İngiltere’nin İslam coğrafyasındaki kirli işlerinin üstü açılıyor. Bunların çok önemli bir kısmının ABD’nin peşine takılarak yapılması da önemlidir. Bilindiği gibi Afganistan, İkiz Kuleler olayından sonra işgal edilmişti.

Prens Harry’nin itirafını cesaret gösterisinde bulunmak için hırsızlıklarını itiraf etmek kategorisinde görmemek gerekir. Hatta bu sözler, İngiltere kraliyet ailesi içindeki taht kavgasının dışa vurulmasından da ibaret değildir. Prens Harry’nin Afganistan’da işlediği cinayetler kişisel bir sorun olmanın çok ötesindedir. Bu da Prens Harry’nin itiraflarının İngiltere açısından ne anlama geldiğini ortaya çıkarmakla yetinmemek gerektiğine işaret eder. Hatta bu ifadeleri yirmi yıl önceki bir olayın sorumlularının ortaya çıkarılması bağlamından çıkarıp küresel bir hesaplaşmanın merkezine yerleştirmek de mümkündür.

İngiliz komutanın Prens Harry’ye yönelik eleştirel ifadelerinde şu cümleler de önemlidir: “Afganistan’da savaşan Harry hem orduda hem de ülkede çok güçlü bir itibar kazandı. Bu itiraflar, bu itibara zarar verecek ve ben de dâhil olmak üzere daha önce ona büyük saygı duyan insanlar tarafından aynı gözle bakılmayacak.” Bu cümleleri bir İngiliz askerin ifadeleri olarak kabul etmenin bize yeterli bir bakış açısı sunmayacağı çok açıktır. Dolayısıyla Prens Harry’nin itiraflarını çok daha farklı bağlamlar içinde düşünmek gerekir. Örneğin Prens Harry’nin ve genel olarak İngiliz ordusunun Afganistan’daki kirli işlerinin bizzat o ordu mensupları tarafından bilinmesine rağmen itibardan söz etmeleri farklı bir psikolojiye işaret ediyor. Bu da içerideki İngiliz-sever takımı için önemli bir mesele olsa gerektir.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz