Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Oyuna gelmemek

Mustafa Kaya, durulduğu düşünülen suların giderek ısındığı bir dönemde, Azeri elçiliğine yönelik saldırıya, Mısır’ın Ermenistan ziyaretine ve İsrail’de mevcut iktidara karşı muhalefetin çabalarına dikkat edilmesine parmak basıyor.

Oyuna gelmemek

Karabağ Savaşı’nın ardından bölgede durulması beklenen sular kimi gelişmelerle bu beklentileri boşa çıkarttı. Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı neticesinde bir güvenlik görevlisinin hayatını kaybetmesi de bölgedeki tansiyonun artışının ardından gelmesi olup bitenlerin üzerine tuz biber ekti.

Elçiliğe düzenlenen saldırıda Kalaşnikov (AK-74, tam otomatik) kullanıldı. Saldırgan içeride bir elçilik çalışanının girişimiyle ancak durdurulabildi. Saldırının ardından İran basını saldırgandan demeç aldı (Seher TV). Saldırgan, ''Eşimle tartışmıştık, o da Azerbaycan elçiliğine sığınmıştı. Ben de defalarca elçiliğe müracaatta bulundum ancak yanıt alamadım. 8 ayın sonunda elçiliğe saldırdım'' diye açıklama yaptı. Elçilik ise böyle bir vakanın yaşanmadığını açıkladı.

Bu röportaj Azerbaycan'da büyük bir tepkiye neden oldu. Saldırıdan 1 gün sonra elçilik çalışanları, yaralılar ve vefat eden güvenlik görevlisinin cenazesi Bakû’ye getirildi. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı elçiliğin çalışmalarını askıya aldı.

Diğer taraftan İran'ın İsfahan, Tebriz, Azerşehr ve birçok şehirlerindeki askeri tesis ve lojistik merkezlere peş peşe drone saldırıları gerçekleşti. Saldırıların geniş bölgelere yayılması ve radarlara yakalanmayacak kadar yeni olması akla " İsrail ve ABD yaptı" iddialarını getirdi. Saldırılar sonucu yerel kaynaklara göre 4 kişi hayatını kaybetti. İran reddediyor ama bazı tesislerin zarar gördüğüne dair iddialar belki de özellikle yayılıyor. Jerusalem Post ve NY Times gibi önde gelen gazeteler saldırının Mossad tarafından yapıldığını manşetlerine taşıdılar. İsrail resmi kaynakları tekzip yayımlamadı. Bu durumda haberler özellikle mi yaptırıldı soruları da akıllara geldi.

İçeride sıkışan Benyamin Netenyahu başbakanlığında kurulan İsrail’in en aşırı sağcı iktidarı bu türden dış operasyonlara başvurma ihtimali beklenen bir gelişme. Yargının bazı yetkilerini meclise devretmeye hazırlanan iktidara karşı insanlar günlerdir meydanlarda protesto gösterileri düzenliyor. Bu aslında İsrail siyasetini doğru anlamak adına önemli bir başlık durumunda. Siyonist ideolojinin bütün renklerini içine alan Netenyahu koalisyonu içerideki tepkileri hafifletmek adına bu türden veya daha farklı planlar içinde olabilir. Karartma girişimlerinde bulunabilir. Gözleri farklı yönlere çevirmeyi hedefleyebilir.

Bu gelişmelerin yanında Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi’nin Ermenistan ve Azerbaycan ziyaretlerinin acaba İsrail ile bir ilgisi olabilir mi sorusunu da buraya bırakmak gerekir. 30 Ocak günü Ermenistan’ı ziyaret eden ilk Mısır Cumhurbaşkanı olması da ayrıca ilginç bir noktadır. İran ve Mısır arasında diplomatik ilişkilerin çok da derin bir geleneğe sahip olmadığı düşünülürse, İran için sıkıntılı bir dönemde Sisi’nin yaptığı bu ziyaretler bazı kuşkuları da beraberinde getirdi. Bilindiği gibi İran ve Mısır arasında yakın tarihte yapılan en önemli birliktelik D-8’in altına birlikte imza koymalarıydı.

Bu yaşananlar da gösteriyor ki Güney Kafkasya’da yeni bir sürece geçiş hamleleri yapılıyor. Başta Türkiye sonra da bölge ülkeleri gelişmeleri yakından takip etmek ve ön almak zorundadırlar. Suriye sorunu nasıl çözülecek sorusunun cevabını ararken bir sabah kalktığımızda kuzey doğumuzda yeni ve daha karmaşık bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Bu sorun çok daha farklı tehdit ve tehlikeleri de beraberinde getirir.

Bir taraftan Azerbaycan ile İsrail arasındaki işbirliği, diğer taraftan İran ile Ermenistan’ın yakın siyasi ve ticari ilişkiler içine girmesi bu iki komşu arasında alttan alta bir çekişme olduğu iddialarını uzun zamandan beri gündeme taşıyordu. Bu durumda öncelikle herkes birer adım geriye çekilmeli ve yaşanan gelişmeleri bir de o noktadan değerlendirmelidir. Ayrıca yaşananlarla ilgili açıklamalardaki dil için aşırı hatta abartılmış özenli bir dile ihtiyaç var. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkinin hangi boyutlarda önemli ve değerli olduğunu söylemeye gerek yok. Türkiye bu ilişkiyi tansiyonu düşürmek ve diplomasiyi güçlendirmek için kullanmalıdır. Bu coğrafyada pis bir oyunun kokuları geliyor. Herkes uyanık olmak zorundadır. Oyuna gelenler kaybeder. Rekabet içinde dayanışmanın yollarını bulamayanlar süreçten büyük zarar görür.



Anahtar Kelimeler: Oyuna gelmemek

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz