Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Muhalefet nihayet cumhurbaşkanı adayı konusunu konuşmaya başladı.. Aranan formül bulunmuş olabilir mi?

Fehmi Koru Yazdı;

Muhalefet nihayet cumhurbaşkanı adayı konusunu konuşmaya başladı.. Aranan formül bulunmuş olabilir mi?

Uzaktan görünene bakılırsa, iktidar cephesini oluşturan Cumhur İttifakı’nın, rakibi Millet İttifakı’na dönük duaları kabul görecek gibi. Muhalefetin merkezini oluşturan altı partili ittifaktan ha bugün ha yarın dağılacağı görüntüsü alınıyor çünkü.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da o ittifakın içerisinde ve dün ondan “İki liderin bu masayı dağıtmaya hakkı yok” açıklaması geldi.

‘İki lider’ diye andığı, CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti’nin genel başkanı Meral Akşener.

Davutoğlu’nun içinde ‘dağıtma’ sözcüğü de geçen açıklamasını yaptığı dün, Kılıçdaroğlu ile Akşener sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi.

‘Sürpriz’, çünkü Ankara/Ahlatlıbel’de buluştukları duyulana kadar, görüşecekleri, her iki liderin dünkü programları içerisinde yer almıyordu.

Akşener ile buluşabilmek için, Kılıçdaroğlu’nun, bir TV programını iptal etmek zorunda kaldığı anlaşılıyor.

Buluşup görüşmeleri sonunda iki taraftan da ne konuştuklarına dair bir açıklama gelmedi. 

Bu sebeple, aralarında bazı temel konularda farklı görüşler bulunduğu izlenimi alınan CHP ile İYİ Parti’nin, ihtilaflarını geride bırakıp bırakmadıkları kanaatine varmak kolay değil.

İhtilaflı temel konuların başında ‘cumhurbaşkanı adaylığı’ konusu geliyor.

‘6’lı masa’da temsil edilen partiler arasında en kalabalık milletvekiline kendilerinin sahip olduğunu ileri süren CHP, liderleri Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiği görüşünde; buna karşılık İYİ Parti adına görüş açıklayabilecek isimler, önceden tespit edilmiş ‘seçilebilecek aday’ ölçüsünü hatırlatarak, onların görüşüne karşı çıkmaktalar.

Oysa, CHP lideri Kılıçdaroğlu, başlangıçta adaylığı üzerine alınmazken bu görüntüsünü geride bırakmış, bir süredir sanki kendi adaylığı ‘6’lı masa’ onayına sahipmiş gibi davranıp konuşuyor.  

Davutoğlu’nun “İki liderin masayı dağıtmaya hakkı yok” cümlesiyle kast ettiği, adaylık konusundaki görüş farklılığının yol açabileceği sonuç.

Bir hafta sonra -5 Ocak günü- için belirlenmiş yeni yılın ilk buluşması ertelenebilir veya son buluşma haline dönüşebilir endişesi seziyorum Davutoğlu’nun açıklamasında…  

Endişesi gerçeğe dönüşürse, iktidarın beklentisi yerine gelmiş ve Meclis’te temsilcisi bulunan farklı eğilimlerdeki muhalefet partilerinin birlikteliği sona ermiş olur.

O durumda, her iki seçimin -genel ve cumhurbaşkanı seçiminin- sonuçlarını etkileyebilecek bir gelişmeye erkenden tanıklık edebiliriz.

Yapılan kamuoyu yoklamalarında, iki ittifakın muhtemel oyları birbirine çok yakın görünüyor; muhalefet cephesindeki birlikteliğin bozulması dengenin iktidarın lehine değişmesini getirebilir.

Buradan vardığım sonuç şu: ‘6’lı masa’ dağılmaz. 

Dağılmasını doğuracak sonuca yol açacak olan parti, seçmenlerden en ağır cezayı alacağı için, dağılmaz. 

Peki de ne olacak? CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylık dayatması mı, İYİ Parti’nin ‘seçilebilir başka bir aday’ görüşü mü ortadan kalkacak?

CHP ve Kılıçdaroğlu açısından, dayatmada ısrarın diğer partilerce CHP liderinin adaylığının kabulünü getirmesi ve seçimde İYİ Parti’nin ‘farklı aday’ görüşünü haklı çıkaracak bir yenilgiyle karşılaşılması durumu her bakımdan bir siyasi felakete yol açar.

Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığı tartışmalı hale gelir.

Unutmayalım, son yerel seçimde İstanbul ve Ankara ile birlikte yedi büyükşehir belediye başkanlığını kazanana kadar, Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında, tam 10 seçimden yenilgiyle çıkmıştı CHP.

Muhalefet açısından en uygun ortamda gidilen önümüzdeki seçimden yenilgiyle çıkılmasının öncekilerden beter bir sonuç doğurması kaçınılmaz olur.

Kılıçdaroğlu, AK Parti’yi ve Tayyip Erdoğan’ı beş yıl daha iktidarda tutan lider olarak kendi partisi içinde bile tartışılır hale gelir.

Ahlatlıbel’de gerçekleşen dünkü buluşmada herhalde Akşener kendisine bu kara senaryoyu hatırlatmıştır.

Buluşmanın ardından tarafların açıklama yapmaktan kaçınmaları bana bunu düşündürüyor.

Masanın dağılması göze alınamayacaksa, aday olarak Kılıçdaroğlu dışında bir CHP’li üzerinde uzlaşmaya gidilecektir.

Herkes, Akşener’in İstanbul’un CHP’li büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığından yana ağırlığını koyabileceği beklentisinde. Ben ise, en baştan itibaren, Akşener’in, İYİ Partili sözcülerin ismini sıklıkla telaffuz ettikleri Ankara’nın CHP’den seçilmiş olsa da MHP kökenli büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş’ı tercih edeceğini düşünmekteyim.

İmamoğlu üzerinde mi olur uzlaşma, Yavaş üzerinde mi?

Bu soruyu geçersiz kılan bir gerçek var: CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak düşünmediği ilk günlerden başlayarak, CHP tarafından zor kazanılmış iki en önemli kentin belediye başkanlarının adaylığına karşı olduğunu açıklayıp duruyor.

Kendisinin aday olamayacağı bir ortamda bu vetosunu başkanlardan biri için kaldırır mı Kılıçdaroğlu?

Zor.

Uzlaşma “CHP’den Kılıçdaroğlu dışında biri” üzerinde olacaksa, iki belediye başkanı dışında CHP’li bir ismi önermesi İYİ Parti lideri Akşener’den istenebilir.   

Yoksa Ahlatlıbel’de bu da konuşulmuş ve aranan formül bulunmuş olabilir mi?

Konuşulmuş ve böyle bir formül üzerinde uzlaşılmışsa hiç şaşırmam.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz