Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Muhafazakârlarla helalleşmek

Mustafa Karaalioğlu yazdı;

Muhafazakârlarla helalleşmek

Cumhuriyet modernleşmesine eşlik eden tek parti yılları; din ile devlet, dindar olanla sistem ve dindarlıkla laiklik arasındaki ilişkileri uzun yıllar süren bir gerilime mahkum etmiştir. Çok partili hayata geçişin ardından uzun yıllar muhafazakar/sağ iktidarlara ve en nihayet 20 yıla yaklaşan AK Parti iktidarına rağmen zihinlerde hala bir “kazanımları kaybetme” korkusu varsa bu, o dönemin sosyal ve politik mirasıdır. Dindar olanın ve dini görünürlüğün sadece devletten değil esasen sivil hayattan da dışlandığı dönemin ardından bazı endişelerin aşılamaması tabiidir. En başta da modern hayat tarzını tanımlayan, normlaştıran ve elindeki güç vasıtalarıyla dayatan otoriteden hala çekinmek tarihsel serüven içinde normaldir.

AK Parti iktidarları döneminde muhafazakar kitlelerin devletle yaşadığı sorunların büyük ölçüde üstesinden gelindiği de açıktır. Sadece başörtüsü meselesi değil, dindar kimlikle hayatın bütün alanlarında rol almak, ayrımcılığa uğramamak ve en nihayet jakoben disiplinle sunulan hayat tarzının mecburi norm olmadığının kabul edilmesi bu dönemde sağlanmıştır. Bununla birlikte AK Parti’nin bir yandan laikleri kötü hissettiren ve dolayısıyla bu kez de o kesimle devlet arasında gerilim üreten yanlış politikalarını ıskalamıyorum. Hatta, hak, adalet, liyakat, dürüstlük, kamusal ahlak gibi her biri olmazsa olmaz öneme sahip temel dini ve muhafazakar değerlerde yarattığı aşınmanın da devasa bir mesele olarak kayda geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Ve hatta muhafazakar kitlelerle helalleşmeye AK Parti’nin de bir başka açıdan ihtiyacı olduğunu görüyorum.

Ancak bugün konunun merkezinde CHP ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bulunuyor. Kılıçdaroğlu, uzun bir süredir partisi ve parti geleneğini kuşatan çevreler adına başta başörtüsü yasağı olmak üzere dindarların hayatını zorlaştıran konularda özeleştirilerde bulunuyor. Bu meseleyi aşmak için cesur adımlar atıyor ve dindar hayat tarzını sadece anlamak değil, bunu parti tabanına da aktarmak için hiçbir çabadan geri durmuyor. Son mahalli seçimlerdeki aday tercihleri ile parti meclisi ve teşkilatlarda yer verdiği başörtülü isimlerle yeni yaklaşımını hayata da geçiriyor. CHP açısından bunların çok değerli; ülke açısından ise gerekli ve önemli olduğu açıktır. Büyük meseleler ancak karşıtların ortak noktaya gelmesiyle çözülebilir ve hiçbir temel meselede uzlaşma sağlayamayan Türkiye bu konuda şaşırtıcı bir gelişmeye imza atmıştır. Bunda iktidarın girişimleri kadar, başta CHP olmak üzere muhalif kesimlerin sergilediği değişimin rolü büyüktür.

Kılıçdaroğlu, hafta sonu Karar TV’de Taha Akyol ve Elif Çakır’a verdiği röportajda bu kez daha ileri giderek “Eksiğimiz var, konuşmadık, derdinizi dinlemedik. Ankara’da oturduk durduk. Bizim muhafazakar dünyayla helalleşmemiz lazım. Şimdi bu yıkılıyor, karşılıklı güven oluştu” dedi. Doğru ve yerinde bir tespittir. CHP için ifade etiği anlamın ötesinde ülke için gereklidir de. Kılıçdaroğlu gayet tabii, muhafazakar/dindar kesimdeki kaygıları ve iktidar değişimi ihtimalinin bu kaygıları artırdığını fark ediyor. Siyasi tercihini de kendi tabanının -en azından bir kesiminde kemikleşmiş- duyguları tatmin etmek yerine, ortak faydadan yana kullanıyor. Bağlayıcı bir tavırla, zihinlerde hala endişe tortuları bırakan meselenin çözümünü kalıcılaştırıyor.

Öte yandan, bu yaklaşımın aynı zamanda partisine ve içinde bulunduğu ittifaka sempati sağlayacağı da muhakkaktır. Öyle de olmalı… Problemlerin demokrasi içinde ve halkın talepleriyle şekillenen demokratik süreçlerle halledilmesinden daha iyi ne olabilir?



Anahtar Kelimeler: Muhafazakârlarla helalleşmek

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz