Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Modern Dünyanın Bunalımı

Rene Guenon, özellikle Batı’ya getirdiği modernizm eleştirisiyle dikkatleri üzerine çekmiş geleneksel yaklaşımlar üzerinde durmuştur.

Modern Dünyanın Bunalımı

hertaraf.com'dan Hall Aykaç yazdı;

René Guénon,1886 yılında Fransa’da dünyaya geldi. Gençlik yıllarından itibaren din, metafizik ve gizli ilimler üzerinde çalıştı. Doğu gelenekleri üzerinde yoğunlaştı. Özellikle Hinduizm üzerinde yaptığı incelemeler onu sahih bir gelenek (Tradition) olamadan bâtınî yolun doğru bir şekilde tecrübe edilemeyeceği sonucuna götürdü. Bu inceleme ve araştırmalar sonucunda 1912’de Müslüman oldu. Daha sonra Fransa’dan ayrılarak Mısır’a yerleşti.

Makalelerini ‘Etudes Traditionelles’de yayımladı. 1951’de Kahire’de dar-ı fâniden dar-ı bekaya irtihal eyledi. Yaşadığımız çağın büyük metafizikçilerinden bir olan bu gayretkeş insan Şeyh Abdülvahit Yahya adıyla da bilinir. Ardından birçok eser bıraktı.

Özellikle Batı’ya getirdiği modernizm eleştirisiyle dikkatleri üzerine çekmiş geleneksel yaklaşımlar üzerinde durmuştur. Aşağıda ‘’Modern Dünyanın Bunalımı’’ adlı eserinden yaptığımız birkaç alıntı derli toplu bir bakış açısını gözlerimiz önüne sermektedir:

‘’Sayın Massis’in korkudan aklının allak bullak olduğunu söylüyoruz; bunun en güzel kanıtı, sözde ‘’Doğulu propagandacılar’’ına isnat ettiği tuhaf ve hatalı akıl almaz şu tutumdur: Bu ‘’Doğulu Propagandacılar’’, Batı’ya karşı şiddetli bir kin duymaktadırlar; Batı’ya zarar vermemek için kendi öğretilerini ona iletmeye, yani en değerli şeylerini, bir bakıma düşüncelerinin özünü oluşturan şeyi ona bağışlamaya çalışmaktadırlar! Böyle bir varsayımda çelişki içeren her şeyin önünde, insan bir şaşkınlık hissi duymaya engel olamıyor: Güçlükle tasarlanan tez bir anda yok oluveriyor; fakat öyle görünüyor ki yazar bunun farkına bile varmıyor; çünkü böyle bir garipliğin bilincinde olduğunu ve bunu okuyucularına kabul ettirmek için onların saflığına, yani onların ileriyi iyi görmeyişlerine güvendiğini düşünmek istemiyoruz. Eğer Batı’dan o kadar nefret eden insan varsa, bunların yapmaları gereken ilk şeyin kendi öğretilerini kendilerine kıskançça saklamak ve tüm çabalarının batılıların onlara dokunmamasını sağlamak olacağını anlamak için çok uzunca ve derince düşünmeye gerek yoktur.

Nitekim bu konuda Doğulular bazen gerektiğinden çok fazla eleştirilmiştir. Oysa gerçeklik çok farklıdır: Geleneksel öğretilerin asıl temsilcileri hiç kimseye karşı kin duymaz. İhtiyatlı olmalarının tek bir nedeni vardır: o da bazı hakikatleri, onları anlamaktan aciz olanlara açıklamanın tamamen yararsız kanısında olmalarıdır. Ama onlar kökenleri ne olursa olsun, gerekli ‘’nitelikler’’e sahip olanlara bu hakikatleri bildirmeyi asla reddetmemişlerdir. Gerekli niteliklere sahip bu insanlar arasında Batılı varsa, bu onların mı hatasıdır? Öte yandan, onlara uzun bir süre ilgisizlikle baktıktan sonra, eğer Doğu halk kitleleri sonunda Batılılara gerçekten düşman olmuşsa, bunun sorumlusu kimdir? Tamamen entelektüel tefekküre dalmış, dış etkinliklerden kesinlikle uzak duran bu elit mi bunun sorumlusu? Tamamen entelektüel tefekküre dalmış, dış etkinliklerden kesinlikle uzak duran bu elit mi bunun sorumlusu? Yoksa daha ziyade, varlıklarını çekilmez ve dayanılmaz kılmak için gereken her şeyi yapan bizzat Batılılar değil mi? Kim olursa olsun, herhangi bir kimsenin bu soruya hemen cevap verilebilmesi için, sorunun bu şekilde sorulmuş olması yeterlidir.

Bugüne kadar inanılmaz bir sabır gösteren Doğulular, diyelim ki nihayet kendi ülkelerinde efendi olmak istiyorlar. Bundan dolayı onları kınamayı, eleştirmeyi kim düşünebilir? Bazı tutkular işe karıştığı zaman, aynı şeylerin şartlara göre çok değişik, hatta tamamen çelişkili biçimlerde değerlendirilmiş olabileceği doğrudur: Örneğin, bir yabancı istilâsına karşı gösterilen bir direnç bir Batı toplumun vakası olduğu zaman, bu bir ‘’yurtseverlik’’ (patriotisme) olarak nitelenirilir ve tüm övgülere layık olur; aynı şey bir Doğu toplumunun vakıası olduğu zaman ise, bu bir ‘’bağnazlık’’ (fanatisme) ya da ‘’yabancı düşmanlığı (xênophobie) olarak nitelendirilir ve sadece kin ve hoşgörüye layık olur. Zaten Avrupalılar, egemenliklerini her yere zorla kabul ettirmeyi, kendilerinin yaşadığı ve düşündüğü biçimin dışında yaşamayı ve düşünmeyi her insana yasaklamayı ‘’hukuk’’, ‘’özgürlük’’, ‘’adalet’’ ve ‘’medeniyet’’ adına yaptıklarını iddia etmiyorlar mı? Ender oldukları oranda şerefli olan istisnalar dışında, Batı’da artık birbiriyle oldukça ilgisiz sadece iki tür insan bulunduğu sonucuna, tıpkı bizim gibi varmadıkça, ‘’ahlâkçılık’’ın (moralisme) gerçekten harika bir şey olduğu kabul edilecektir. Bu iki türden birincisi, büyük sözlere kendini kaptıran ve içine gömüldükleri maddeci vahşetin birer unsuru olduklarından habersiz oldukları halde, kendilerinin bir ‘’medenileştirme misyonu’’ olduğuna inanan aptallardır. İkincisiyse, zorbalık ve açgözlülük içgüdülerinin tatmini için bu ruh hâlini sömüren kurnazlardır. Doğuluların kimseyi tehdit etmedikleri ve hiçbir şekilde Batı’yı istilâ etmeyi düşünmedikleridir. Çünkü şu anda, onların kafalarının içine bile nüfuz edecek kadar kendilerini tehdit eden Avrupa zulmüne karşı kendilerini savunmak için yapacakları çok iş vardır. Saldırganların kendilerine kurban süsü vermeleri ise, en azından tuhaftır (s:181,182, 183, 184).’’


 

Ezcümle görünen, saldıranlar kurban; zulme uğrayanlar istilacı, paradigması Batılılar tarafından şuur altına nakşedilmiş bile…

Yazarın Türkçeye çevrilen başlıca eserleri:

Modern Dünyanın Bunalımı, Yeryüzü Yayınları, İstanbul, 1979

Doğu ve Batı, Yeryüzü Yayınları, İstanbul, 1980

İslam Maneviyatı ve Taoculuğa Toplu Bakış, İnsan Yayınları, 1989

Niceliğin Egemenliği ve Çağın Alametleri, İz Yayıncılık, İstanbul, 1990

Modern Dünyanın Bunalımı, Ağaç Yayıncılık, İstanbul, 1991

Maddi İktidar Ruhani Otorite, Ağaç Yayıncılık, İstanbul, 1992

Doğu Düşüncesi, İz Yayıncılık, İstanbul, 1995

Manevi İlimlere Giriş, İnsan Yayınları, 1997

Geleneksel Formlar ve Kozmik Devirler, İnsan Yayınları, 1997

Kadim Bilimler ve Bazı Modern Yanılgıcılar, İnsan Yayınları, 2000

Savaş Metafiziği ve Sembolik Silahlar, İnsan Yayınları, Rene Guenon/ Julius Evola,2000

Modern Dünyanın Bunalımı, Verka Yayınları, 2000

Yatay ve Dikey Boyutların Sembolizmi, İnsan Yayınları, 2001

Vedanta'ya Göre İnsan ve Halleri Hind Felsefesinde Kamil İnsan, Gelenek Yayıncılık,2002

Dante ve Ortaçağ'da Dini Sembolizm, İnsan Yayınları, 2002

İnisiyasyona Toplu Bakışlar I ve II, Hece Yayınları, Ankara, 2003

Ruhçu Yanılgı, İz Yayıncılık, 2004

Âlemin Hükümdarı Dinlerde Merkez Sembolizmi, İnsan Yayınları, 2004

Doğu ve Batı Hece Yayınları, İstanbul, 2004

Modern Dünyanın Bunalımı, Hece Yayınları, Ankara, 2005

Hristiyan Mistik Düşüncesi, İnsan Yayınları, 2005

Büyük Üçlü, İz Yayıncılık, İstanbul, 2007

Maddi İktidar Manevi Otorite, İz Yayıncılık, İstanbul, 2000

Metafizik Nedir? İz Yayıncılık, İstanbul, 2000

_____________________________________________________________

Modern Dünyanın Bunalımı, Rene Guenon, İnsan yayınları



Anahtar Kelimeler: Modern Dünyanın Bunalımı

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER