Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Meğerki Feto Ölmemiş Feto Kıtalar Dolaşıyormuş

Zeynep Kılıç Yazdı;

Meğerki Feto Ölmemiş Feto Kıtalar Dolaşıyormuş

Kim bilir hangi zorluklarla büyümüş okumuş, Anadolu’nun bağrından kopmuş bir yerlere gelmiş. Parlak bir geleceğin peşinden. Çocukluktan, oyun, oynaştan, uykusundan, ailesinden, memleketinden birçok şeyden feragat etmiştir. Derece yapmış ama tutunduğu bu bukalemun dünyanın güven vadetmeyen aldatıcı meçhul veçhine kapılmıştı. Çünkü masumiyet özündeydi her ne kadar yanlış yerde tutulmaya çalışsa da özünde temiz masumdu ve sürekli ayağının altından kayan esrarengiz dünyadan habersizdi. Yeri geldi mi olanlar karşısında gözleri fal taşı gibi açılıyor. Fakat öyle bir dünyaya düşmüştü ki yaşadığı her dehşete kılıf uyduranlar yine onun temiz yüreğini teskin edip onu rayına koyuyorlardı. Masumiyeti belliydi fakat onu haşin dünyadan kurtarmaya yeterli değildi. Çünkü itaat et kurtul matrixinde çoktan uyutulmuştu. Sadece kendisi değil aynı şekilde başından ayak parmaklarının ucuna kadar usul, usul süzülen tesettürü de savunmasızdı kim vurduya gitmişti. Bir sabah ansızın evdekilere belli etmeden karanlıkta değiştirmişti kılığını kıyafetini. Gizliden hava daha karanlık iken süzülecekti, millete karışacaktı.

Tam o sıra Zehra’nın uykusu kaçmıştı mutfaktan su içmeye giderken birden irkildi.

Bismillah dedi.

Zümra, korktun mu Zehra.

Zehra ama bu halin ne pardösün nerde Zümra diye kekelemeye çalıştıysa da Zümra parmağını ağzına getirerek hiiişt bundan sonra böyle. Zümra tepeden tırnağa kendini değiştirmişti. İpek eşarp yerine altın sarısı saçları salmış, savurmuş pardösü yerine bir pantolon bir gömleğe sığdırmış kendini

Zehra kara kara düşündü bir insanı hangi güç 360 derece değiştirebilirdi ki diye düşündü fazla da bir şey diyemedi.

Zümra çıktı Zehra da sustu, kâbus görür gibiydi. Ama değildi gerçekti ki olanlar kabustan daha ağır gelmişti. Belki de aklı ermiyordu ama yadırgıyordu.

Zümra’nın takiye taktik diye çıkardığı örtüsü pardösüsü ortalıktan kaybolmuştu.

Zümra her geçen gün deha da değişiyordu. Saçlarını kesip kısaltıyor şekil veriyor. Kot pantolon giyiyor. Taviz tavizi getirir derler ya. Şeklinden taviz verse de  fakat vicdanı hala masumiyetini koruyordu. Zümra’nın vereceği çok sınav vardı anlaşılan.

Zümra kıvranıyordu vardı bir karın ağrısı ama kime diyecekti kime güvenecekti. Korkuyordu dilendirmiyordu. Kendi başarısı ona yetiyordu fakat tüm herkes gibi o da en zaaf olan yerinden yine imtihana tabi tutuluyordu. Vicdanına soruyor vicdanı kabullenmiyor, istemiyor, reddediyor. Fakat diğer taraftan da zorlanılıyor. Belki dil sınavından 99 /100 alıyor ama ales memnun edici değildi daha da yüksek almalıydı bir yerlere girmek için. İçinde hapsolunduğu matrix onu zorluyordu. Fakat vicdanı el vermiyordu.

Bir gün Zümra dayanmadı, Zehra bak bir şey diyeceğim beni çok zorluyorlar bana sınav sorularını almam için baskı kuruyorlar.

Ama ben dedi çaresiz, olmaz dedi ben bir milyon öğrencinin hakkına nasıl gireceğim yok dedi ben alamam. Sen olsan alırı mıydın Zehra?

Zehra dudak büktü düşündü beni adamdan sayıp vermiyorlar ki diye Zümra ile şakalaştı.

Zehra’nın da dil puanına ihtiyacı vardı.

Zümra evet işin şakası bir yana seni adamdan saymadılar.

Zehra niyeymiş o ben insan değil miyim?

Zehra yok öyle değil akademideki tüm kız öğrencilerini dil sınavından bir gün önce topladılar onlara soru anahtarlarını verdiler. Fakat seni çağırmadılar. Zehra şok olmuştu yok daha neler dedi bu kadarını da beklemiyordu çünkü.

Zehra aaa evet, evet hani Ceylan abla var ya o bana şöyle demişti.

Zehracım Allah seni inandırsın rüzgâr esmiş, gelmiş kitabımın sayfasını çevirmişse çevirmiş yoksa ben çevirmedim yoğunluktan ev ev koşuşturmaktan sınava çalışamadım. İngilizcem sıfır hatta keyfine korece çalışıyordum ama İngilizce sınavdan 85 aldım, demişti.

Zümra evet aynen öyle dedi.

Zümra ile Zehra bunları konuşurken Zümra’nın ablası da âşık olmuş sürekli parazit edip kendinden geçercesine habire Zeki Müren’den şarkı patlatıyor

Sorma ne haldeyim

Sorma kederdeyim

Sorma yangınlardayım zaman zamaaaan

Sorma utanırım

Sorma söyleyemem

Sorma nöbetlerdeyim başım dumaaaaan

Zehra sus pus

Zehra yine sesini çıkaramıyordu. Fakat buna rağmen hoşlaşmadığı birçok sahneyle karşılaştı. Ve bir gece ansızın Zehra’yı kovdular. Zehra artık koca şehirde gecenin bir vaktinde kimsesiz sokakta kalmıştı. Bir arkadaşına sığındı.

Ve Zümra ile bir daha haberleşmedi. Fakat Zümra çok iyi bir üniversiteye akademisyen olarak girdi. Zehra ise onların deyimi ile ömür boyu işsiz kalacaksın ve gerçekten de öyle oldu Zehra hala işsiz hala güçsüzdü.

Darbeler oldu memleket değişti ihraçlar işten çıkarmalar derken. Zehra bir hışımla internetten Zümra’nın akademisyen olduğu üniversitenin sitesine baktı. Zümra’yı da Zümra’yı akademiye alan hocaları da ihraç edilenlerin listesinde yer aldığını görünce şok oldu.

İhraçlar, tutuklamalar, kısıtlamalar olsa da daha dün KPSS’de yaşanan kepazelik bu sistemin fay hattı gibi hala aktif olduğunu gösteriyor. Meğerki feto ölmemiş feto kıtalar dolaşıyormuş.

Düşünsene bir de bunlar yarın öbür gün yine kendileri ile barışık bir sistemle geri dönüyormuş o zaman da ne emekten, terden çalınan soruların hakkına girme bizi paklar ne de gereksiz, gereksiz yapılan mülakatlar bizi aklar..

 

Kaynak: Farklı Bakış



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER