Genel Başkan Yardımcısı Av. Osman YURT:
ANAYASA ve AİHS’E AYKIRI OLAN DÜZENLEME ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖZÜNÜ ZEDELEMEKTEDİR
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Av. Osman YURT , TBMM Genel Kurul’unda kabul edilerek yasalaşan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Dernekler Kanunu’nun 23. maddesinde yapılan değişiklikle ilgili olarak Hertaraf Haber’e açıklamalarda bulundu.
Av. Osman YURT, MAZLUMDER olarak olayı daha önce gündeme getirdiklerini ve konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptıklarını ve tepki koyduklarını belirterek, maalesef Corona Virüsü salgını ile Ülke kıvranırken yasanın meclisten geçtiğini ifade etti.
Yasanın çıkartılması gerekçesinde, katılımcı demokrasinin gereği en çok üyeye sahip STK’nın bilinmesi, kamu yararı vb. sebepler dayanak olarak gösterildiğini sözlerine ekleyen Osman Yurt “ Bir de şöyle denebilir, dernekler üye bilgilerini Devlet’ten neden gizlerler? İstenildiği zaman, belirli şartlar oluştuğunda, gerekli süreçler yerine getirildiğinde, üye bilgileri gizli değildir; bu durumlarda yetkililer her zaman üye bilgilerine ulaşabilirler. Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuluyor? Ülkede yaşanan birçok olumsuz gelişmenin etkisi ile oluşan güvenlikçi hava, sivil toplumun nefes alabildiği son noktaları da ortadan kaldırmaya yönelmiştir. Türkiye’de bir sivil toplum örgütüne üye olmak zaten ateşle oynamak gibidir. Bu düzenleme sivil toplumun gelişmesine katkı sağlar mı? Yasal üyeliklerin bir süre sonra suç örgütüne katılım olarak değerlendirildiği bir ortamda hangi duygular gelişebilir? Halbuki Türkiye’nin tercih ettiği katılımcı ve çoğulcu demokraside derneklere ve üyelerine ancak meşru bir amaç için müdahale edilebilir. Üyeliğe saygı ve kolaylaştırma esastır. Sınırlama ancak yasal, belirli/açık meşru bir amaçla, gerekli/ölçülü olması gerekir” dedi..
Türkiye’nin varolan bürokratik yapısı ve yaşananlar dikkate alındığında, kişisel verilerin korunması ile ilgili gerekli duyarlılığı göstermemenin ne demek olduğuna dair çok sayıda olumsuz tecrübeye sahip olduğumuzu belirten Yurt, 28 Şubat Dönemind MAZLUMDER olarak başlarından geçen bir olaya değinerek şöyle devam etti:
“28 Şubat’ta, dönemin meşhur savcısı Nuh Mete Yüksel, mahkemeden sadece MAZLUMDER genel merkezinin aranması kararı aldırmıştı. Elinde listesi bulunan şubeler dahil bütün yönetim ve denetim kurulu üyelerinin evleri dahil her tarafta arama yaptırmıştı. Bununla ilgili Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkum edildi. Hafıza-i beşer nisyan ile malül. Hepsi unutuldu. O dönemi yaşayan birisi için, yeni yasal düzenleme, benzer bir durumda bütün üyelerin evlerine polis gitmesi demektir. İnsanlar neden riske girsinler. Üyelikten kaçınacaklardır. Fişlenme korkusunu tetikleyecektir. Örgütlenme özgürlüğünün önünde yeni engel olacaktır. “
MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Osman Yurt, belirli olmayan gerekçelerle, sınırlama için meşru bir amaç konulmadan, zorunlu bir ihtiyacı karşılamayan, kişisel verileri koruyacak bir düzenleme içermeyen bu düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olduğunu ; örgütlenme özgürlüğünün özüne dokunduğunu belirtti.
Osman Yurt son olarak: “Güvenlikçi politikalar, yasakçılık ve fişleme sistemleri Türkiye’yi 15 Temmuz’a getirdi. Halka ve Meclis’e bomba yağdıranlar o güvenlikçi politikaların içinde gelişti. Türkiye bu muhasebeyi iyi yapmak zorundadır. Herkesi suçlu gören politikalar yerine gerçek suçlularla hukuk içinde sahici mücadeleler yürütecek sistemlere odaklanmalıdır” dedi.
Fuat TAŞCI - Hertaraf Haber / Ankara