Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Kemal Edip Kürkçüoğlu’nun dinî ve edebî görüşleri

Milli Gazete’den Siyami Akyel, Osmanlı son dönemi ile cumhuriyet dönemlerinde yaşamış bulunan âlim, edip ve düşünce insanı Kemal Edip Kürkçüoğlu’nun dinî ve edebî görüşlerine vurgu yapıyor.

Kemal Edip Kürkçüoğlu’nun dinî ve edebî görüşleri

1902 yılında Urfa’da doğdu. Babası, Osmanlı Meclis-i Meb’ûsan’ının Urfa temsilcisi Ömer Edib Bey’dir. Urfa’da İrfâniye Mektebi’nde başladığı ilköğrenimini İstanbul’da Menbaü’l-İrfan Mektebi’nde bitirdi. Urfa Rüşdiyesi’nde ve İstanbul’da Vefa Sultânîsi’nde okudu (1919). İstanbul Dârü’l-muallimîn-i Âliyesi’nden mezun oldu (1924). Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Şark Dilleri Bölümü’nü bitirdi.

Edebî bilgisini babasına, amcası şair Osman Remzi ile Ali Emîrî Efendi’ye borçlu olduğunu söyleyen Kemal Edip, bir taraftan cami derslerine devam ederek dinî konularda kendini yetiştirirken, özel hocalardan da faydalanıp Fransızca, Arapça ve Farsça öğrendi; İngilizcesini geliştirdi. Naim Hazım Onat ve M.Necati Lugal gibi hocalardan istifade etti.

Ankara ve İstanbul’da öğretim üyeliği ve üst yöneticilik ve müfettişlik yaptı. Türk Dil Kurumu’nda uzmandı. Ta’lim Terbiye üyeliği yaptı. 1977 Nisan’ında İstanbul’da vefat etti.

Rahmetli Ali Nar Hocamız, Kemal Edip Kürkçüoğlu hakkında şunları söylemektedir:

“Ben O’nu üniversite yıllarımda tanıdım. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nün ilk ve kurucu müdürü idi. Merhum Mahir İz Hoca ile çok samimi idiler. Kemal Edip Bey, hem şâir, hem sofi idi. Mevlevî meşrep ve her tarik ehliyle dosttu. Zaten dost insandı.

27 Mayıs darbecileri Yüksek İslam Enstitüsü’nü kapatmak niyetiyle gelmişti. Merhum konuştu ve uyardı. Cemal Gürsel pes etti ve enstitü devam etti, sonra fakülte oldu. Şimdi o fakültenin dünyalığını tepe tepe kullanan öğretim üyeleri, bu ilk üyeleri, bu ilk sahibi Kemal Edip Kürkçüoğlu’nu ve ikincisini Ahmed Davudoğlu’nu unuttu ve unutturdu”.

Kemal Edip Bey, iyi bir edebiyatçı, iyi bir fikir adamı, İslâmî ilimlere vâkıf Ehl-i Sünnet bir ilim erbabıydı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Türk Dili Belleten Tarih Vesikaları, Ülkü gibi dergilerde, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, İslâm’ın Nuru, İslâm Mecmuası, İslâm Medeniyeti, Özleyiş, Selâmet, Amaç, Tohum gibi dergilerle Tasvir gazetesinde yazılar yazdı. Gerek Ali Nar Hocamız hayattayken gerekse biz, Kemal Edip Bey’in şiirlerini zaman zaman “İslâmî Edebiyat” dergimizde yayınlamaktayız.

Dinde Reform Meselesi

Kemal Edip Kürkçüoğlu’nun kaleme aldığı “Dinde Reform Meselesi” adlı çalışması, dinde yapılmak istenen reforma cevap olarak yazılmıştır.

1957 yılında Ankara’da basılan “Dinde Reform Meselesi” adlı eser, Osman Nuri Çerman’ın “Dinde Reform” kitabına reddiye olarak hazırlanmıştır.

Eserde ayrıca, Enver Behçet-Tahsin Kamav’ın “Adlî Tıp” adlı eserinde yer alan Hz. Peygamber hakkındaki ithamlarla, A.İbrahim’in “Millî Din Duygusu ve Öz Türk Dini” isimli kitabında din konusunda ileri sürülen bazı iddialara cevap verilmektedir.

Eserleri: Fatih Mehmet II Vakfiyeleri (1938), Urfa Ağzı (1945,1991), Fatih’in Şiirleri (1946), Kırk Hadis Tercümesi (1951), İmanda Birlik Vatanda Dirlik (1955), Beng ü Bade (1955), Rind ü Zâhid (1956), Din ve Milliyyet (1956), Radyoda Dinî ve Ahlâkî Konuşmalar (1956), Ramazan’a Girerken (1956), İslâm Dinine Toplu Bir Bakış (1961), Süleymaniye Vakfiyesi (1962), Seyyid Nesîmî Dîvânından Seçmeler (1973, 1985), Şeyh Muhammed Nasuhî: Hayatı Eserleri Divanı Mektupları, Osman Şems Efendi Dîvânı’ndan Seçmeler (1996).

Kemal Edip Kürkçüoğlu’nun iyi bir edebiyatçı ve şair olduğunu belirtmiştik. Aşağıya şiirlerinden iki örnek alıyoruz:

 

NEŞVE-İ TEVHİD

Bana cânânı suâl ettiler. “Allah!” dedim,

Şân-ı sübhânını târif edemem “Âh!” dedim,

Varsa bir bildiğim ancak şu ki, âlemde O’dur,

Kibriyâ mülkünü hükmünde tutan “şâh” dedim,

Ulemâ, zât u sıfâtından açar bahs-i medîd,

Kamu uşşâka fakat rü’yet-i dil-hâh dedim…

 

NA’T-İ ŞERİF

Niyâz-i afv için yokken yüzüm pek yâ Resûl Allah!

Uzaklardan el açdım ürkek ürkek yâ Resûl Allah!..

Sarar hengâme-i savt ü sadâ eflâki, koptukça

Derûn-i dilden âvâz-i “Dahîlek yâ Resûl Allah!

İrâdem gitmiş elden, kalmışım vâdî-i hayrette;

Dirîğâ etmişim isyânı meslek yâ Resûl Allah!

Hatâdır muhtevâ-yi defter-i a’mâl ü ef’âlim;

Yed-i lûtfınla bir hatt-ı atâ çek yâ Resûl Allah!..



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER