Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İstanbul seçimlerinde Kürt seçmenlerin önemi

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Independent Türkçe için yazdı

İstanbul seçimlerinde Kürt seçmenlerin önemi

14 Mayıs 1950 yılında Demokrat Parti´nin zaferiyle Türkiye siyasal hayatında, ilk kez halk iktidara gelmiş oluyordu. Ortadoğu tarihinde de bir ilk olan bu olay, kansız ak bir devrim olarak tarihe geçmiştir. DP zaferinin önemini, Eylül 1950 yerel seçimlerinde Başbakan Adnan Menderes şöyle yorumlar: 

14 Mayıs´ta halk CHP´yi iktidardan, şimdi de muhalefetten tasfiye etmiştir.

Aslında biraz daha geriye gidecek olursak ikinci çok partili siyasal hayat denemesi olan Serbest Cumhuriyet Fırkası´nın (SCF) kapatılmasının (1930) sebebi olarak da SCF´nin Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında kazandığı yerel seçimlerdir.

1989 yılından itibaren ANAP´ın çöküş sürecine girmesi ve AK Parti´nin doğuşu sayılabilecek 1994 yerel seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan´ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanması da göstermektedir ki; yerel seçimler Türkiye´nin siyasal hayatı üzerinde etkileyici rol oynamaktadır. 

Bu nedenle 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti´nin 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşadığı ikinci bir ?kalp krizi? olduğu ve İstanbul seçimlerini kaybetmesi halinde bu krizin ölümcül olabileceği düşünülmektedir. Bu seçimlerde bardağın son damlası ?altın oran? % 5´lik ?Kürt seçmen? etkili olarak görülmektedir.

Türkiye´deki 57 milyon seçmenin ortalama olarak % 20´si kısaca ?Kürt Seçmen? olarak tanımlanan Doğu ve Güneydoğu kökenli vatandaşlarımızdan oluştuğu kabul edilmektedir. Bu % 20´nin de yarısından çok fazlası kimlik olarak dindar, geleneksel değerlere bağlı, şiddet karşıtı, milliyetçi-sol ideolojilerden uzak, etnik bir sorunu günlük hayatını bozacak kadar düşünmeyen, İstanbul ağırlıklı olarak Batı´da yaşayan, kendini ortalama bir Türkiye vatandaşı gören ve bugüne kadar muhafazakâr bir partiye (DP, AP, ANAP, AK Parti çizgisi) oy veren ortalama bir Türkiye seçmen profiline sahiptir.

7 Haziran seçimlerinde CHP´den ödünç alınan 1 milyon civarı oy sayılmazsa, % 95´i Kürt seçmenlerden oy alan HDP ise bu seçmenlerin üçte birinden biraz fazla oy almaktadır. Ancak burada altın oran (% 5) olarak tanımladığım ve HDP ile AK Parti arasında konjonktüre göre yer değiştiren ve-ya HDP´ye de milliyetçi, sol ve şiddet yanlısı olmasından dolayı oy vermeyen, yaklaşık 300 bin kişiden oluşan, İstanbullu ama Kürt bir seçmen kitlesi var ki, İstanbul seçimleri üzerinde son kertede belirleyici rol oynamaktadır. 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz