Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İlahiyat öğrencileri araştırmasının sonuçları iyi mi, kötü mü?

Ocak Medya´dan Sinan Eskicioğlu´nun analizi...

İlahiyat öğrencileri araştırmasının sonuçları iyi mi, kötü mü?

Seçilen dokuz İlahiyat fakültesi öğrencileri arasında bir araştırma yapılmış ve bu araştırmanın sonuçları da yayınlandı. 

Bu araştırma sonuçlarını çeşitli haber sitelerinde gördüğümde hemen dikkat kesildim. Neden mi? 

Çünkü tam da benim alanım. Çocukluğumdan beri bu çevredeyim ve o kadar çok birikimim oldu ki. Bir de bunların üzerine İlahiyat eğitimi ve sonrasında Protestanlık bölümünde iki yıllık ilerletilmiş eğitim programı. Bu yüzden yapılan araştırmanın sonuçlarını bir çırpıda okudum. 

Peki sonuç? 

Araştırmanın sonuçlarını okuyan sıradan insanlar sevinmişlerdir. Çünkü İlahiyat öğrencileri dini gruplaşmaları tehlikeli bulmuşlar. 

Kısaca sonuçlara bir bakalım, ne dersiniz. 

1595 öğrenci ile görüşülmüş. Bu öğrencilerden %30´u erkek ve %70´i kız. 

En çarpıcı sonuç şu: 15 Temmuz darbe kalkışmasından önce ?dini gruplarla ilişkisi olmayanlar´ın oranı % 20 iken, darbe kalkışmasından sonra bu oran % 70´e çıkmış. Evet, bu sevindirici bir gelişme. 

İlahiyat öğrencilerinden yüzde 26,9´u toplumda dini grupların varlığını gerekli bulurken, gereksiz bulanların oranı ise yüzde 18,5. Öğrencilerin % 21,7´si ise dini grupları ?potansiyel bir tehlike´ olarak gördüklerini belirtmişler. 

Evet, konu aslında sayfalarca yazılması gerekecek kadar uzun. 
Neden mi? 
Çünkü çok boyutlu olarak ele alınmalı. Kısa kısa değinelim. 

Birincisi: Bu öğrencilerden en son sınıfta olanlar tahminen 1997 yılında doğmuş olanlar. Yani kendilerini bilmeye başlamaları ?muhafazakar´ iktidar zamanına denk geliyor. Ve bu öğrenciler ?muhafazakar´ iktidar ile ?cemaat´ dediğimiz dini gruplaşmanın sarmal şekilde çalıştıkları zamanları yoğun olarak gözlemlediler. Tek bir dini gruplaşmanın resmine şahit oldular. 

Sonuç: Dini gruplaşma olarak gördükleri ?cemaat´in ihanetine şahit oldular. 

Sonuç 2: Dini gruplaşma ile ?ihanet´i zihinlerinde bütünleştirdiler. 

Sonuç 3: Dini gruplaşmalar ihanet doğurur. 

Siyasi iktidar için sonuç: Dini gruplaşmalar ihanet doğurur, siz öğrenciler siyasi iktidarın dini söylemine önem vermelisiniz. 

Peki bu salt doğru mu? 

Tabi ki hayır. 

Benim yorumum nedir? 

Dini gruplaşmalar ilmi olmaktan uzak ise hem İslam ve hem toplum için zarardır. 

İlmi olan dini gruplaşmalar, İmam-ı Azam´ın usulü gibi, tartışma zemini üzerine kurulu fikir alış-verişi tarzıyla İslam´ı öğrenmek için büyük fırsatlar sunarlar. 

İlmi olmaktan uzak olanlar ise, ihanet eden ?cemaat´ gibi ?tek adam´ sistemi üzerine kurulu olanlar. 

İkincisi: İlahiyat eğitimi alan bu öğrenciler acaba kaçıncı tercihle bu bölümleri seçtiler? 

Bu öğrenciler ilahiyat alanındaki eğitimlerinin Teoloji dalının ne kadarına tekabül ettiklerini düşünmekteler? 

Ülkemizdeki ilahiyat eğitimi; İslam´ın anlaşılması üzerine mi, yoksa din hakkındaki batı kaynaklarının Türkçe´ye çevirilerinin üzerine mi kurulu? 

Bu sorular ilahiyat eğitiminin nasıllığını da ortaya koyan sorular. 

Ülkemizdeki ilahiyat eğitimi, acıdır ki, batıdaki dinle ilgili eserlerin Türkçe´ye çevrilmesiyle şekillenmektedir. 

Bilinmesi gereken nokta şudur: Avrupa´daki din (religion) kavramı başkadır, İslam çok daha farklıdır. 

İslam´da, batının anladığı tarzda inanç (religion) boyutu vardır ama İslam sadece inanç (religion) değildir. Eğer İslam´a, batının anladığı din boyutuyla bakarsak içinden çıkılamaz yanlışlıklara düşeriz. Zaten ülkemizdeki ilahiyat fakültelerinin kısır kalmasının sebebi de budur. Bu konuyu aslında daha uzun ve ayrıntılı açıklamamız gerekir ama belki başka sefere. 

Üçüncüsü: Bu araştırmayı kimin yaptırdığı ve ne amaçla yapıldığı. Burada da aklıma gelen, araştırmanın batıni yönü. Görünmeyen, kapalı kapılar ardında planlananlar. 

Bu araştırma geleceğin din adamları olacak öğrenciler arasında yapıldı ve bu araştırmadan çıkan sonuçlar aslında bize geleceğin din anlayışını da sergilemekte. 

Peki nedir bu din anlayışı? 

Bireysel (ama kişiye özel değil, çünkü özgür ve özgün düşünceden uzak. Siyasi iktidarın din anlayışının benimsendiği ve kişilere içtihat yapma imkanını sağlamayan statükocu bir anlayış) İslam´ın yaşanacağı (böyle bir İslam anlayışında neden cemaatle namaz kılınıyor bu da sorgulanmalı), batı kaynaklı eserlerle İslam´a bakılan (batıdaki din anlayışıyla İslam´ın anlaşılmaya çalışıldığı) 

İslam: İnanç olan bir anlayış. 

Ve ayrıca esen rüzgara göre şekillenen, fundamenti olmayan yüzeysel bir İslam resmi. 

Bütün bunlardan sonra Hz. Peygamber´in 23 yıllık Mekke ve Medine dönemlerini bu kaygan zemine nasıl oturtacağız? 

İslam, hayatı şekillendiren (tıpkı Hz. Peygamber zamanında olduğu gibi) bir yaşam sistemi mi, yoksa sadece hayata renk katan bir motif mi? 

Sevgi ve Bilgiyle kalın



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz