Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İKTİDARIN ‘ALEVİ’ HASSASİYETİ’ YANILTICI MI?

Akif BEKİ’İN ANALİZİ…

İKTİDARIN ‘ALEVİ’ HASSASİYETİ’ YANILTICI MI?

Deniyor ki aile, CHP'li ilçe belediyesini suçlamasa iktidar da olayı bu kadar umursamazdı.

Yani İzmir'de kapısına 'Defol Alevi' yazılıp çarpı konan aileye, siyasi beklentiyle sahip çıkılıyor.

O kadar basit mi? Altından bir CHP'li çıkacak diye mi üstüne topyekün gidiliyor? Ciddiye alınmasına, duyarlılık gösterilmesine sevinmek için erken mi?

Aile, tartıştığı belediye başkan yardımcısından şüphelendiğini söylemese AK Parti sözcüleri ciddiye almayacak, iktidar medyası büyütmeyecek miydi? Bunun için mi köpürtülüyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik teşkilatlarının üstünde çalıştığını, sorumluların mutlaka yakalanacağını ve hesap sorulacağını bildirdi.

İçişleri Bakanı Soylu ile AK Parti sözcüleri, saldırıyı kendilerine yapılmış saydıklarını  açıkladı.

Nasılsa ucu bir CHP'liye uzanacak diye, kimi suçüstü yakalayacaklarını bilmenin rahatlığından mı dersiniz?

Oysa...

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda dün basın toplantısı düzenledi. İddiaya çok öfkeli, ateş püskürüyor.

Aileyle, yaşadıkları mahallenin imar ve altyapı sorunları yüzünden gerildiklerini Başkan da doğruluyor. Ama aralarındaki gerginliğin, 'Defol Alevi' provokasyonuyla ilişkilendirilmesini şiddetle reddediyor.

Polisin yanı sıra MİT'in de seferber edildiğini biliyormuş. Bundan memnun görünüyor Başkan. Soruşturmaya güveniyor. Failler bulunduğunda gerçeğin anlaşılacağından emin konuşuyor.

Doğru tepki bu olmalı değil mi?

İç yüzünün aydınlatılmasından CHP'li başkanın korkusu yokken iktidarın niyetinden kuşkulanmanın alemi ne?

Hem başka hesap varsa bile tutar mı?

Bir CHP'linin olayla irtibatı tespit edilse, Alevi-Sünni çatışmasını kışkırtarak içimizi karıştırmak isteyenin CHP olduğuna mı inanılacak?

Partili Aleviler, bu yüzden oy vermekten vaz mı geçecek; CHP'yle araları mı açılacak?

Hadi canım, külahıma anlatın.

Hem 'kimlik siyasetinin bütün inceliklerine vakıflar, kutuplaştırma sanatını onlara sorun' diyecek, din ve mezhep duyarlılıklarına oynamakta ustalaşmakla suçlayacaksınız... Hem de böyle bir nefret saldırısını kullanarak CHP'yi Alevilerin gözünde şeytanlaştırabileceklerine ihtimal verdiklerini düşünecek, bu acemiliği onlara yakıştıracaksınız?

CHP'yi Alevi düşmanı gösterme fırsatı sanıp bundan yararlanmaya kalkacağını vehmetmek, AK Parti'yi hafife almaktır. Asıl safdillik bu olur.

Ha... İktidarın yaklaşımında da sorunlu taraflar var.

Alman istihbaratı 'Alisiz Alevilik' projesi yürütüyor, mezhep fitnesini kaşıyarak Türkiye'yi bölüp parçalama entrikası kovalıyor derseniz... İstemesine isteyebilirler.

Ama siz provokasyona açık kapı bırakmadıktan, karanlık parmakların sızacağı toplumsal çatlakları kapattıktan, din, ırk ve mezhep ayrımcılıklarına geçit vermedikten sonra... Yabancı servislerin böyle emelleri, hevesleri olsa kaç yazar?

İktidarın, nefret suçlarını önemsizleştirmesindense önemsemesi her halükarda iyidir. Medyanın, 'abartmayın' diye ufaltmasındansa büyütmeyi seçmesi daha iyidir. Siz de sevinin.

19-11/29/ekran-resmi-2019-11-29-235330.png

‘Sahte peygamber’i uğurlayan kalabalıklar

Cami, Müslüman mabedidir. İslam’ın son din, Kuran’ın son kitap, Hz. Muhammed’in son peygamber olduğuna, kıyamete dek Allah’tan bir daha vahiy gelmeyeceğine ve ondan sonra başka peygamber gönderilmeyeceğine inanmıyorlarsa... Ne işleri var da ‘sahte peygamber’lerinin cenazesini camiden kaldırıyorlar?

Yerinde bir soru olmalı ki...

Bursa Müftülüğü de ‘İskender Evrenesoğlu’nun namazını bizim imam kıldırmadı, cenazesini Diyanet personeli defnetmedi, zinhar karışmadık’ diye alelacele açıklama yapma gereği duydu.

Yine de şaşkınlık sürüyor.

Vahiy aldığını söyleyen ve peygamberlik iddia eden Evrenesoğlu’nun cenazesine, 3 bin inananı katılmış.

Kalabalık bir cemaat, ne derseniz deyin. Şaşkınlık da ondan.

Hem İslam’ın açık amentüsüne rağmen ‘sahte peygamber’e iman edecek hem de cenazesini ayrıldığınız ümmetin camisinden kaldıracaksınız. Akıl sır ermez!

Ama ondan da çok, imanı şarkılarla bile kolayca çalınabilecek bir şey zannedenlerin şaşırmasına şaşırıyorum.

Hani Yıldız Tilbe’nin ‘o kadar zayıf mı ki hemen çaldırıyorsunuz, ben kimsenin imanını çalmadım, nerede bıraktıysanız orada arayın’ dedikleri... Onlar niye şaşırıyor?



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz