Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Hangi devlet, hangi İbrahim Kalın

Sinan Eskicioğlu yazdı;

Hangi devlet, hangi İbrahim Kalın

Yılbaşı sebebiyle evlere kapandık.

Türkiye’deki gibi sokağa çıkma yasağı olmasa da, Almanya’da da hayat durdu. ‘Lockdown’ dediğimiz kısıtlamalar sebebiyle çarşılar kapalı.

Vaktimin çoğunu yeni kitabıma ayırdım. Araştırmalar, okumalar ve kıyaslamalar…

Arada biraz olsun zihnimi dinlendirmek için Armağan Çağlayan’ın kanalına göz attım.

Farklı kesimlerden insanları davet edip kendi merak ettiği soruları yöneltiyor.

Çok farklı isimler gelmişti, bunlardan birisi de Ali Babacan’dı.

Benim izlediğim bölümün konuğu önemli bir isim:

İbrahim Kalın.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü.

Armağan Çağlayan’ın her programı güzel ama İbrahim Kalın’la olan programını gerçekten beğendim.

İbrahim Kalın’ı tanımak, dinlemek keyif verdi.

Her şey çok güzeldi ama program sonunda aklımda olan hüküm şu oldu: ‘Ortada bir terslik var ama ne?’

Neden mi?

Sizler de izlersiniz ama dikkatimi çeken noktaları paylaşmak isterim:

‘Devlet görevi’nin bilincinde’.

Devlet’in nasıl olması gerektiğini çok güzel anlattı.

Cumhurbaşkanı’na en yakın olan isim bunları düşünüp ifade ediyorsa, devletteki sorunları nasıl açıklayacağız?

Farabi’nin Medinetü’l Fazıla’sını okuyan ve okutan bir kişinin baktığı açıdan bakınca yolunda gitmeyen işleri görmek insan için büyük zül ve acı değil mi ki?

Felsefe alanında doktora yapmış ve akademik çalışmasını profesörlükle tamamlamış birisi son günlerdeki atama için neden bir şey yapmaz? (Boğaziçi Üniversitesi)

Ünvanları arazlar olarak gören ve ‘aslolanın insanın kendisi olduğunu’ ifade eden İbrahim Kalın’ın şu cümlesi de çok güzeldi: ‘Ünvanlar, görevlerin ifade edilmesi statü dayatmasıdır’.

Devlet kadrolarındaki statü dayatmalarını acaba kendisi görmüyor mu diye aklıma geldi.

Felsefeyi bu kadar öne çıkaran, sevgi ve bilgi, bilgiyi sevmeyi, sevmeyi bilmeyi anlatan bir kişinin devlet kadrolarındaki ‘kin ile bakma’ konusunu gördüğünde vicdan azabı çekmez mi?

CHP ve Batı düşmanlığı ve hatta kin gütmeyi, Kalın’ın cümleleriyle bağdaştırmak mümkün değil. Ama bu da enteresan bir durum!.

Müziğe, bağlamaya ve Jazz’a ilgili olan, Batı müziğinde olanların Bemol 2’yi bilmediklerine kadar müziğe vakıf birisinin ülkedeki sanat eksikliğini dertlenmemesi de garip geldi bana…

(İbrahim Kalın)

Asya İslamı’na ilgim Malezya’da başladı’ diyen İbrahim Kalın, ‘Avrupa İslam’ı’ diye şeytanlaştıranlara bir sözü yok mudur diye de düşündüm…

Asya İslam’ı var ama Avrupa İslam’ı küfür…

‘Çocuklarımın bir yerlere girmesi konusunda kendi başarılarıyla yapmalılar’ dediğinde aklıma devletteki torpilcilik geldi. Adam kayırmacılık, Ak partili ve MHP’lilerin kadrolaşmaları…

Böyle düşünen İbrahim Kalın acaba yanlış olan bu davranışlarda vicdanı sızlamıyor mudur?

‘Devlet yönetiminde doğru düşünmek önemli’ diyen Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın’ın acaba devlet yönetiminde yapılan yanlışlıklardan haberi mi yok?

Gerçekten garip bir psikolojik hale girdim.

Felsefe, Mantık, Tarih, Aristo, Eflatun ve Farabi üzerine konuşan, Avrupa ve Batı’yı tanıyan, spor yapan ve Jazz müzik dinleyen Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın.

Siyasi yönetimin en tepe noktalarında olan İbrahim Kalın.

Yanlışlıkları görüp onaylamayacak kadar düşünce sahibi olan İbrahim Kalın.

Kişisel ve etnik farklılıkları zenginlik olarak ifade eden ama buna rağmen ülkedeki kamplaşma ve diğer etnik grupları şeytanlaştıran devlet anlayışında en tepe noktada görev yapan İbrahim Kalın.

Zihin, bilgi, düşünce ve sohbet etme kültürüne vakıf olan ama yandaş medya kanallarındaki seviyesizliklere ve sığlıklara sessiz kalan İbrahim Kalın.

Kendi çocuklarına ‘kişisel başarılarınızla bir mevkiye gelin’ diyen ama devletin ihale dağıtımında sürekli olarak yandaş olanlara ihale verilmesine şahit olan ve bu çarka çomak sokmadan sessiz kalan İbrahim Kalın.

Her türlü art niyetten arınmış şekilde gerçekten içimden geçeni soruyorum:

‘İbrahim Kalın ve yapılan icraatları anlamak mümkün değil. İyi de bu nasıl oluyor?’

Aleni yalan beyan desem, Sayın Kalın bunu yapacak birisi değil.

Bu kadar kötülüğü görüp susuyor desem, yok sanmam.

Biz hangi devleti ve hangi İbrahim Kalın’ı kabul edeceğiz?

Armağan Çağlayan’ın hazırladığı programı izledikten sonra ‘ortada bir terslik var diyen’ sadece ben miyim acaba…

Sevgi ve Bilgiyle kalın



Anahtar Kelimeler: Hangi devlet hangi İbrahim Kalın

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz