Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Gençler ve Aidiyet

Mustafa Kaya, birçok sebepten dolayı ülkesi ile aidiyet bağı gevşeyip soluğu yurt dışında almaya çalışan gençleri anlamak için birçok alanda olduğu üzere siyasetin dilinin değişmesi gerektiğini belirtiyor.

Gençler ve Aidiyet

Benim için zor bir yazı bu. Uzun zamandan beri bu konu zihnimi meşgul ediyor. Her geçen gün gençlerin bu ülkeye bu topraklara olan/olması gereken aidiyet hislerinin zayıfladığını görüyorum. Bu noktada gençlerin kendisini yakın hissettiği parti, ideoloji veya yöre farkı da yok. Kime mikrofon uzatsanız, birçoğu fırsatını bulursa yaşamının kalan kısmını özellikle gelişmiş ülkelerde geçirmek istediğini söylüyor. Bu gerçeğin siyaset kurumu tarafından olması gerektiği şekliyle masaya yatırıldığını düşünmüyorum. Siyasi tartışmaların ötekileştiren dili gençlerin sorunlarını okumaktan aciz.

Amerika Birleşik Devletleri’ne ( ABD) gitmek için Meksika sınırında fırsat kollayan gençler 3 ay önce gündeme oturmuştu. Ayrıca kimi belediyelerin organizasyon adı altında yurtdışına çıkıp geri dönmeyen insanların çıkışlarına aracılık etmesi de ayrı bir felaket olarak çokça tartışılmıştı.

Peki, bütün bunların temel sebebi nedir?

İnsanlarımız neden yüzünü özellikle Batılı ülkelere çevirmiş durumda?

Nasıl olacak da başta gençlerimizin sonra da insanlarımızın bu bakışlarını sağlıklı bir zemine oturtacağız?

İnsanlarımızı doğdukları yerde doyuramadığımız takdirde maalesef bu türden tartışmaları yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca yaşamlarını yurtdışında sürdürmek isteyen gençleri salt vatan sevgileri üzerinden sorgularsak bu da bizleri sağlıklı bir çözüme götürmez. Gençlerin çoğunluğu gidip çalışıp dönerim mantığı ile de hareket ediyorlar. Yani aslında ülkelerine bağlılar. Maddi-manevi bu topraklarda gelecek arayışı içindeler.

Üniversite mezunu gençlerin sayısının artışı ile yurtdışına gitmek isteyen gençlerin oranında aynı zamanda bir artış varsa bu sorun “yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda” diyerek geçiştirilecek bir konu değildir. Gençlerimiz hepsi üniversite mezunu diyerek propaganda yapmak başları kuma gömmektir.

Geçtiğimiz hafta sonu Şanlıurfa’da idim. 700 bin öğrencinin olduğu yerde 10 bin öğretmen açığı olduğu halde, bu ülkede atanamayan öğretmenler diye bir sorun varsa burada çok net bir planlama sorunu var demektir. Hollanda’dan çok daha büyük imkânlara sahip olduğu halde Hollanda’nın yaptığı tarım ihracatının yüzde 1’ini bile yapamayan bir Urfa varsa burada yaşayan gençler hangi iş olanaklarıyla geleceğe güvenle bakabilecekler?

Hegel’in “bugünün içinden geleceğe açılan kapıları görmek” diye meşhur bir sözü var. Olup bitenler bizlere gelecekte yaşamamız büyük olasılık olan sıkıntıları göstermelidir. Aksi takdirde gerçeklerle yüzleştiğimiz an birçok şey için geç kalmış olabiliriz. Pazar günü Tunus hakkında kaleme aldığımız yazıda, siyaset kurumunun yanlışları sonucu gençlerin ülkeleriyle olan ilişkilerinin kısa zamanda nasıl zarar gördüğünü ifade etmeye çalışmıştık.

Gençlerini anlamayan ülkelerin geleceği tehlikededir. Sorumluluk en başta iktidardadır. Sonra da herkes bu konu hakkında özel çalışmalar yapmalıdır. Ekonomi ile aidiyet arasında doğrudan bir ilişki vardır. Hamaset ancak orta yaş üzerinde o da belki etkili olur. Ancak gençler artık elle tutulur çözüm önerileri bekliyor. Arkalarına bakmadan giderlerse hata sadece onların olmaz, hepimizin bunda sorumlulukları olduğu gerçeğinden kaçamayız.



Anahtar Kelimeler: Gençler Aidiyet

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz