Rawest Araştırma ve Yaşama Dair Vakıf (YADA) tarafından yürütülen “Türkiye’de Genç Kürt Olmak” başlıklı araştırmanın sonuçları bir tanıtım ve tartışma toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu.
Öncelikle bu tip araştırmaların Kürt alan araştırmaları ve özelde Kürt gençlik yaklaşımının müstakilleşmesi ve özerkleşmesi bağlamına çok büyük katkılar sunduğunu düşünüyorum. Yalnızca sahadan kuru veri getirmekle kalmayıp bunları karşılaştırmalı analizlere tabi tutarak sunumlarını çok başarılı bir şekilde yapan genç arkadaşları da tebrik ediyorum.
Bu tip araştırmalar üzerine haddim olmayarak birkaç eleştiri de bulunmak istiyorum. Neredeyse tüm araştırmalarda bir yanda Türkiye, diğer yanda ise Kürt kimliği ortaya konmaktadır. Nitekim burada da böyle bir metot izlenmiş. Kanımca Türkiye gibi dayatılan sınırlar bütünü ile Kürt gibi bir halkı ifade eden doğal tanımların karşılaştırılmasında ciddi sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Zira Kürt ile karşılaştırılacak Türk, Arap, Çerkez, Laz gibi etnik aidiyetlerdir. Kürdün karşısına Türkiye’deki tüm halkları Türkiyelilik kimliği adı altında çıkarmak metodolojik bir hatadır. Her ne kadar tüm araştırmalar böyle yapsa da.
Ayrıca önce Kürdü Türkiyeli içinde hesaplayıp sonra Kürdün ya da genç Kürdün durumunu müstakilleştirip karşılaştırmak ikinci diğer bir sorundur. Zira Kürtler Türkiye’nin demografi-doğum oranları başta olmak üzere tüm alanlardaki istatistikleri değiştirebilen bir kitleye-güce sahiptir. Bu hele gençlik ise durumu tümden değiştirebilecek bir değişkene dönüşür. Kürtler ve Türkiyeliler karşılaştırmalı yapılacak tüm çalışmalarda Kürtler Türkiyelilikten çıkarılmadan ortaya çıkacak sonuçlar çok sağlıklı olmaz.
Son araştırmada bu metot izlendiği için Kürt ile Türkiyeli gençlerin eğilimleri çok yakın çıkmaktadır. Oysa biraz daha araştırma müstakilleşir Kürtler ve diğer etnik yapılar karşılaştırılmalı yapılırsa makasın biraz daha açılacağını düşünüyorum.
devamı...
HaberAzad
