Fransa'da çimento şirketi Lafarge'ın IŞİD'e finansman sağlayarak "insanlığa karşı suça ortak olduğu" gerekçesiyle yargılanmasına onay verildi. Böylelikle ilk defa çokuluslu bir Fransız şirketi hakkında bu suçtan dava açılması kararı alınmış oldu.
18 Mayıs'ta başkent Paris'teki temyiz mahkemesi, Fransız çimento devi Lafarge hakkında Suriye'de süren iç savaşta IŞİD'e ve diğer silahlı gruplara finansman sağlayarak "insanlığa karşı suça ortak olduğu" iddiasıyla soruşturma açılmasını onayladı.
Artık İsviçreli yapı malzemeleri şirketi Holcim'in bir parçası olan Lafarge, 2013-2014'te Suriye'deki çimento fabrikasını çalışır durumda tutmak için IŞİD ve diğer örgütlere yaklaşık 13 milyon euro ödemekle suçlanıyor
Fransa'da 2017'de ortaya çıkan bu iddialar üzerine 2018'de Lafarge hakkında "teröre finansman sağlamak"tan ve "insanlığa karşı suça ortak olmak"tan soruşturma başlatılmıştı.
Şirketse fabrikaların kapanmamasını sağlamak amacıyla iştiraklerine söz konusu parayı ödediğini kabul ederken, bu paranın Suriye'deki IŞİD ve diğer silahlı grupların eline geçmesine dair sorumluluk kabul etmediklerini savunmuştu.
Lafarge, paranın "ticari aktivitelerin devamın sağlanması için ödendiğini" öne sürmüştü.
Temyiz mahkemesi, son aldığı kararda savcıların "Lafarge'ın iştirakleri üzerinden, eylemlerinin farkında olmasına rağmen IŞİD'e milyonlarca euro para gönderdiği" iddiasının yeniden araştırılması için hukuki işlem başlatılmasını onayladı.
Kasım 2019'da görülen davadaysa mahkeme, şirket hakkındaki "insanlığa karşı suça ortak olduğu" suçlaması kapsamında açılan soruşturmayı düşürmüştü.
Yüksek mahkemeyse 2021'de davanın yeniden görülmesine karar vermiş, burada Lafarge'ın "terörizmi finanse etmekten" yargılanması gerektiği duyurulmuştu.
Böylelikle şirketin "insanlığa karşı suça ortak olduğu" suçlamasıyla yargılanmasının da önü açılmıştı.
Temyiz mahkemesinin son kararıyla aralarında şirketin eski CEO'su Bruno Lafont'un da yer aldığı 8 üst düzey yöneticinin yargılanması mümkün hale geldi.
IŞİD, 2014'te Halep yakınındaki Celabiye kentini ele geçirmiş ve şirketi bu bölgedeki fabrikasını terk etmek zorunda bırakmıştı.
Temyiz mahkemesinin kararında şirketin bu dönemde fabrikada çalışan işçilerinin hayatını tehlikeye attığına dair suçlamaların da geçerli olduğu belirtildi.
