Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Erdoğan’ın seçim stratejisinde Öcalan

Taha Akyol, eski DEP m.v Mahmut Alınak’ın, 2023 seçimleri arifesinde Abdullah Öcalan’ın kullanacağını düşündüğü “tarafsız kalın” ifadesinin gerçekliğini tartışıyor.

Erdoğan’ın seçim stratejisinde Öcalan

Eski DEP milletvekili Mahmut Alınak’a göre 2023 seçimleri arifesinde Abdullah Öcalan’ın “tarafsız kalın” diye açıklama yapabilir.

Alınak’ın Medyascope’taki sözleri şöyle:

Öcalan çıkıp seçmene asla ‘CHP veya AKP’ye oy verin’ demez. ‘Bu koltuk kavgasında tarafsız kalın’ diyebilir. Böyle bir çağrısı bana göre büyük anlamda karşılık bulacaktır. Karşılığında Öcalan’ın talepleri de olacaktır. Sadece tecridin kaldırılması değil, bir müzakere başlamış olacaktır.”

Alınak HDP’den daha radikaldir, keskindir. Erdoğan’ın ikinci turda Öcalan’ın desteğiyle seçilirse ortaya çıkabilecek tabloyu şöyle tasavvur ediyor, belki de temenni ediyor:

Öcalan, seçimde aktif rol alırsa bu seçimin sonucunu etkileyecektir. Cumhur İttifakı belki parlamentoda çoğunluğu kaybedecektir ama cumhurbaşkanlığını alacaktır. Bu da devlet içinde bir çatışma ve kaosa yol açacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Edirne’deki İmralı’ya hesap verecek” diyerek Demirtaş’ın karşısına Öcalan’ı koymuştu.

İSTANBUL SEÇİMLERİ

İmamoğlu’nun 31 Mart 2019’da 30 bin farkla kazandığı İstanbul mahalli seçimleri, siyasi tabloyu görmek bakımından önemlidir:

9 Mayıs: YSK İstanbul seçimlerini anlaşılmaz gerekçelerle iptal etti.

6 Haziran: Binali Yıldırım Diyarbakır’a gitti, TBMM kurulurken Atatürk’ün davet ettiği mebuslar arasında ‘Kürdistan mebusunun da olduğunu’ söyledi. Gerçi ‘Kürdistan mebusu’ kavramı yoktu ama Yıldırım İstanbul’daki Kürt oylarını almak için mesaj veriyordu.

20 Haziran: Akademisyen Ali Kemal Özcan, İmralı’da Öcalan’ın “seçimlerde tarafsız çizgide kalınmasını” isteyen mektubunu açıkladı.

22 Haziran: TRT Kurdî’ye çıkarılan Osman Öcalan, İmamoğlu’nu ve CHP’yi eleştirdi, ‘Kürtler için projesi yok’ dedi, HDP seçmeninin İstanbul seçimlerinde “tarafsız” kalmasını istedi.

Erdoğan ve Bahçeli bunlara hiç tepki göstermedi. İYİ Parti’nin araştırma önergesi de Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi.

23 Haziran: İstanbul seçimlerini 800 bin oy farkıyla İmamoğlu kazandı.

2023 SEÇİMLERİ

Alınak’ın dediği gibi, 2023 seçimlerinde de yine Abdullah Öcalan vasıtasıyla HDP’li seçmenin sandığa gitmemesi çağrısı yapılabilir. Öcalan nasıl bir planla, pazarlıkla bu desteği verir, o da ayrı bir sorun.

2023’teki Cumhurbaşkanı seçimlerinde ilk turda HDP kendi adayını çıkarsa bile ikinci turda HDP seçmeni “tarafsız” kalarak sandığı gitmezse bu, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının milyonlarca oy kaybetmesi, Erdoğan’ın ise, oyları artmadığı halde oransal üstünlük elde ederek seçimleri kazanması anlamına gelir.

Erdoğan bu hesabı yapmıyor olamaz, fakat realitedeki durum bu kadar net değil…

İstanbul seçimleri HDP seçmenindeki iktidar karşıtı duyguların Öcalan’ı dinlemeyecek boyutlarda olduğunu gösterdi. Bahçeli’nin HDP’yi kapattırmak istemesi ve iktisadi krizin bu duyguları daha bir güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Öcalan devreye girse bile seçimlerde iktidarın işi çok zor olacaktır.

HAİN, TERÖR İŞBİRLİKÇİSİ’

Buradan partilerin bugünkü politikalarına bakabiliriz. İktidar, Öcalan’ın bilmediğimiz pazarlıklarla yaptığı açıklamalar ve gerektiğinde AK Partili politikacıların ‘Kürdistan’ kavramını kullanmasıyla DP tabanından oy almaya çalışıyor…

HDP tabanı bütün benzerleri gibi ‘kenetlenmiş’ bir kitledir. Baskılar iktidar karşıtlığını arttırmıştır. İktidar; HDP tabanını Millet İttifakı’nın adayına da oy veremez hale getirmek için Millet İttifakını sürekli “hain, terör işbirlikçisi” diye suçluyor; böyle olmadıklarını göstermek için HDP ile kavgaya tutuşsunlar diye…

Her iki ittifakın da vatanseverliğinden şüphe edilemez; hain, terör işbirlikçisi gibi suçlamalar siyasi güç kavgasının yumruklarıdır, ciddiye almak mümkün değildir.

Ben öteden beri teröre karşı en etkin mücadeleyi ve aynı zamanda HDP’nin sistemden dışlanmamasını savundum. İlk dönemlerde AKP böyleydi. Bugün Millet İttifakı partileri böyle.

Hiç akıldan çıkarmamak lazım; etnik milliyetçilikler dışlanarak körüklenir! Tecrit edilmişlik duygusu öfke ve radikalleşmeye yol açar. Bu hareketler uzun vadede sisteme entegre edilerek birlikte yaşanabilir bir sakinlik düzeyine çekilebilir. “Kürt Aşiretleri” kitabını yazan Ziya Gökalp ve zamanımızdaki bilimsel araştırmalar böyle diyor.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz