Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Erbilli Es’ad Efendi’nin şehadeti

M Ali Tekin'in Yazısı,

Erbilli Es’ad Efendi’nin şehadeti

Yeryüzünde, Kemalistler kadar kendi tarihine ve kültürüne düşman olan bir kesim yoktur herhâlde.
Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra ikinci meclis sonrasında; İslâmî değerler, Osmanlı’dan tevarüs eden tüm gelenek ve kültür; geri kalmışlığın müsebbibi olarak görüldü. Kılık-kıyafet, harf ve hilafete darbe yapıldı. Halkın direnmesi üzerine ceberrut tedbirler hızla alındı.

Şapka ve kılık kıyafet değişikliklerinin halka benimsetilmesi, halkın tepkisinin sindirilmesi için darağaçları kuruldu. İskilipli Atıf, Babaeski Müftüsü Ali Rıza Efendi, Şeyh Muharrem Hafız, Şeyh Said gibi âlim ve toplumun önde gelenleri, sözde muhakeme neticesinde idam sehpasına gönderildi.

Bütün baskılara rağmen, bazı âlim ve ileri gelenlerin halkın teveccühüne mazhar olmaları Kemalistlerin kinlerini artırıyordu.

Bu alimlerden Es’ad Efendi, kaplıcalardan faydalanmak maksadıyla Bursa’ya gider ve Hakkı Paşa Oteline yerleşir.

Es’ad Efendi’nin Bursa’ya geldiğini işiten halktan kalabalık bir grup; otelin önüne gelip, Es’ad Efendi’yi görmek ister. O sırada tam karşıda bulunan Ada Palas otelinde, CHP’nin ileri gelen milletvekillerinden Şükrü Kaya, Mahmut Esat Bozkurt ve Hüseyin Vasıf Çınar bulunmaktadır. Kalabalık dikkatlerini çeker ve bir görevliyi çağırıp ne olduğunu sorarlar.

Hizmetçi geri geldiğinde “İstanbul’dan Esad Efendi adında bir âlim gelmiş. Halk onu görmek için doluşmuş” diye bilgi verince; Şükrü Kaya: “Nereden çıktı bu adam? Biz hepsini temizlediğimizi sanıyorduk” diyerek hiddetlenir.

Vakit Gazetesi, hem toplumu hem de CHP’nin ileri gelenlerini, Es’ad Efendi aleyhinde yönlendirmek için her türlü tezviratı yayıyor.

23 Aralık 1930 sabahı erkenden Menemen’e gelen Derviş Mehmet ve 4 arkadaşı, tekbirler getirerek çarşı içindeki Müftü Camii önüne gelir. Namaz sonrasında Derviş Mehmet, sabah namazına gelmiş 8-10 yaşlı kişiye kendisini ‘Mehdi’ olarak tanıtır. Cami içinde bulunan “La ilahe İllallah İnna Fetahneke” yazılı bir sancağı, adamlarından birisinin eline verir ve camiden çıkıp Belediye Meydanına yönelir.

Meydana ulaştığında dükkânlarını yeni açanların, camiden çıkanların dikkatini çekecek şekilde tekbir getirmeye başlar. Kalabalık 100 kişi civarındayken Jandarma Yazıcısı Ali gelir ve Derviş Mehmet ona “Sen git komutanın gelsin!” der.

Yazıcı Ali, Bölük Komutanı Fahri Bey’in evine gider ve durumu anlatır. Fahri Bey evinden olay mahalline gelerek, Derviş Mehmet’e ne yapmak istediğini sorar. Derviş Mehmet, Bölük Komutanı Fahri Bey’e, kendisinin Mehdi olduğunu, dini yaydığını ve kendisine karşı koyamayacağı tehditlerini savurur.

Bölük Komutanı Karakola döner. 43. Alay komutanlığına telefon açar ve durumu anlatarak, yardım ister. Alay Komutanlığı Yedek Subay Mehmet Fehmi Kubilay’ı bir müfreze ile görevlendirir. Asteğmen Kubilay olay mahalline ulaştığında, Derviş Mehmet’in karşısına çıkarak yakasına yapışıp silkeler ve teslim olmalarını ister.

Derviş Mehmet o esnada tabancasını çeker ve Kubilay’ı vurur. Kubilay yere düşer. O esnada askerler, tüfeklerini ateşlerler. Tüfeklerde manevra mermisi olduğu için Derviş Mehmet ve adamlarına bir şey olmayınca, daha da cesaretlenirler. Bu kargaşa esnasında Kubilay yerden kalkıp, Gazez Camii’ne doğru koşar. Yarasından dolayı biraz ileride, yere yığılır kalır. Derviş Mehmet peşinden gelir, Kubilay’ın başını keserek, gövdesinden ayırır ve sancak direğine bir iple bağlar.

Bu arada Alay komutanlığı, yeni bir birliği olay mahalline gönderir. Komutanın ‘teslim ol’ çağrılarına ‘bize kurşun işlemez’ diye karşılık veren Derviş Mehmet, adamlarından Sütçü Mehmet ve Şamdan Mehmet orada ölürler. Emrullah oğlu Mehmet ve Hasan adındaki müritleri yarılı olarak kaçarlarken, sokak aralarında yakalanırlar.

Bu arada olayla hiç alakası olmamasına rağmen Esad Erbilî, 23 Aralık 1930’da İstanbul’da tutuklanarak Menemen’e sevk edilir.
Olay böylesine tiraji komik cereyan eder ve 31 Aralık 1930 günü Başbakan İsmet İnönü ve Bakanlar Kurulu toplantısı akabinde; Menemen, Manisa ve Balıkesir ilçelerinde sıkıyönetim ilan edilir. Sıkıyönetim Komutanlığına Fahrettin Altay, Divan-ı Harp Reisliğine de Mustafa Muğlalı tayin edilir. Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divan Harp Mahkemesinde 24 Ocak 1931 günü iddianame okunur.

29 Ocak 1931 günü mahkeme 36 (ölmüş olan bir sanık ile 37) kişinin, idama mahkûm edilmesine karar verir. İdam edilenler arasında, Es’ad Erbili’nin oğlu Mehmet Ali Efendi de vardır. İdam talebiyle yargılanan Es’ad Efendi, 84 yaşında olması nedeniyle müebbed hapse mahkûm edilir. Çok yaşlı ve hasta olduğu için hastaneye kaldırılır ve 4 Mart 1931 sabaha karşı vefat eder.

Gerçek Hayat



Anahtar Kelimeler: Erbilli Efendi’ şehadeti

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz