Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Dönemin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turhan açıkladı: IMF’ye 5 milyar dolar borç verilmedi

Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Turhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden gündeme getirdiği ‘IMF’ye 5 milyar dolar borç verdik’ sözlerini değerlendirdi

Dönemin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turhan açıkladı: IMF’ye 5 milyar dolar borç verilmedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "IMF’ye 5 milyar dolar borç verdik" sözleriyle yeniden gündeme getirdiği konu hakkında dönemin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan’dan açıklama geldi. Borsa İstanbul Başkanlığı ve İzmir Milletvekilliği görevlerinde bulunan, son olarak Gelecek Partisi kurucuları arasında yer alan Turhan, "Şu ‘5 milyar dolar’ işinin aslı" diyerek Twitter hesabından şu bilgileri paylaştı.

2008 Küresel Krizi sonrası IMF’nin müdahale gücünü, dolayısıyla kredi verme kapasitesini artırmak için önce 500 milyar dolar karşılığı SDR(Özel Çekme Hakkı; IMF’nin kullandığı bir döviz sepetinden oluşan sanal para birimi) kota artışı yapıldı.

“GERÇEK ANLAMDA BORÇ DEĞİLDİ”

İlave olarak IMF İcra Direktörleri Kurulu, üye devletlerden 500 milyar dolara kadar borçlanma yetkisi aldı. Gelişmiş ekonomilerin merkez bankaları parasal genişleme yaptıkça, Asya Krizinin olumsuz hatıraları sebebiyle başta Asya ülkeleri olmak üzere EM’ler (Yükselen Piyasalar) rezerv biriktiriyordu.
Bu durumda para dışarı gidiyor, gelişmiş ekonomilerin paraları güçlenmeye devam ediyor ve parasal genişlemeden amaçlanan yarar sağlanamıyordu. Bu borçlanma planının amacı EM’lerin rezerv biriktirmesini bir ölçüde sınırlamak ve küresel para arzında dengelenmeyi sağlamaktı.

Aslında bu gerçek anlamda borç değildi. G-20 üyeleri başta olmak üzere ülkeler IMF’ye, borçlanması halinde kendi yerel paraları cinsinden para vermeyi sadece taahhüt ediyordu. Borç, vadesinde SDR olarak geri ödenecek ama vadeyi beklemeden SDR’ler rezervin parçası sayılacaktı.

“O DÖNEMDE TCMB PİYASADAN DÖVİZ SATIN ALIYORDU”

Borçlanma söz konusu olduğunda;

a) Her ülkeden taahüdü ile orantılı bir şekilde transfer yapılacaktı. Örneğin; bir ülke 5 milyar dolar taahhütte bulunmuşsa (5/500) IMF 10 milyar borçlanmak istediğinde bu ülkeden 100 milyon talep edecekti.

b) Borçlanmada önce cari fazla veren EM’lere başvurulacaktı.

c) Yerli para verilip geriye SDR alınacsğı ve bu SDR’lar rezervin parçası olacaktı. IMF, SDR cinsinden temmerüde düşmeyeceğinden geri ödeme riski yoktu ve bu işlem vadeli döviz satın almakla aynı şeydi. Ayrıca işlem gerçekleşse bile bu, döviz rezervlerini artıracak bir işlemdi.  O dönemde TCMB piyasadan döviz satın almaktaydı.

Ankara bürokrasisi ve bazı siyasetçiler bu konuya sıcak bakmadı. Ben ise hararetle ortada çekinecek hiçbir risk olmadığını anlatmaya çalışıyordum.

“TÜRKİYE, IMF’YE $5 VERMEDİ”

Benim tezim; normalleşmeyi sağlamış ve krizden itibar kazanarak başarıyla çıkmış Türkiye’nin G-20 tarafından başlatılan girişimin dışında kalmamasıydı.

O dönemde görevdekiler, bir toplantıda elime kalemi alıp tahtada, işlemin muhasebeleştirmesini yazarak gösterdiğimi hatırlarlar.
Ama sonra IMF’nin müdahaleleri çok sınırlı kaldı. Piyasalar olağan seyrine döndü. EM’ler finansman ihtiyaçlarını rahatça karşılayabilir hale geldi. Dolayısıyla IMF parasına ihtiyaç duyulmadı. IMF de bu finansman programını hiç başlatmadı.

Yani Türkiye IMF’ye $5 milyar vermedi.

Karşı karşıya olduğumuz vahim tablonun açıklayıcı bir örneği:

“IMF’ye 5 milyar dolar borç verdik” gibi bir sanal kurgu üzerine büyük bir retorik, hatta bir tez inşa ediliyor ve herkes buna inanıyor.

Oysa açıp TCMB bilançosuna bakılsa gerçek görülecek.

ERDOĞAN NE DEDİ? 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, IMF'den borç alınacağına dair iddialarla ilgili yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: 

"Sürekli söylüyorum; IMF’ye olan borcumuz biz göreve geldiğimizde 23 buçuk milyar dolardı. Biz bunu 2013 Mayıs’ında sıfırladık. Türkiye’nin şu anda IMF’ye borcu yok. Ama birileri avucunu ovuşturuyor. IMF’ye gidecekmişiz. Boşuna avucunuzu ovuşturmayın. Biz o kapıları kapadık. IMF bizden 5 milyar dolar istedi. O zamanki bakan ‘bu borcu verelim mi?' dedi. ‘Verelim' dedim. Bugün borcu alan yarın talimat alır. Şimdi parti kurmuş bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunu bir defa herkesin görmesi gerekiyor."



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER