Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Doğu Akdeniz Krizi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Akdeniz´e komşu ülkeler ve Batılı aktörlerin Doğu Akdeniz´de enerji kaynakları arama faaliyetleriyle bölgedeki gerginlik artmış durumda. Hem kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge gibi kavramların ne anlama geldiğine ve son duruma göz attık. Kaynak: Doğu

Doğu Akdeniz Krizi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Akdeniz´de Hareketliliğin de gerilimin de artması 2000´li yıllara dayanıyor.

Doğu Akdeniz´de zengin doğal gaz kaynaklarının olduğuna dair bilimsel öngörüler, bölgedeki faaliyetlerin hızlanması, gerilimin de tırmanmasına neden oldu.

Türkiye son olarak Fatih ve Yavuz sondaj gemileri ile Barbaros Hayreddin Paşa sismik arama gemisini Doğu Akdeniz´e gönderdi. Hem kendi kıta sahanlığında hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuryeti´nin (KKTC) Türkiye Petrollerine verdiği ruhsat alanlarında doğal gaz arama çalışmalarına başladı.

Başta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan olmak üzere Güney Kıbrıs Rum Yönetimi´ni ?Kıbrıs Cumhuriyeti? olarak kabul eden Avrupa Birliği (AB) ile bölge ülkelerinin duruma tepkileri var.

Türkiye ise sondaj faaliyetlerinde kararlı.

Bu arada Doğu Akdeniz´deki son gelişmelerle birlikte bazı kavramları da yeniden hatırladık. Kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge gibi...

Hem bunların ne anlama geldiğine hem de bölgedeki son duruma bakalım.

Kıta sahanlığı nedir?

Jeolojik anlamda, ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısı ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadarki alan.

Kara sularının ötesinde kıta kenarının dış eşiğine kadar veya bu eşik daha az bir mesafede ise, kara sularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren 200 deniz mili (yaklaşık 370 km) mesafeye kadar olan kısımda, bu devletin kara ülkesinin doğal uzantısının bütünündeki denizaltı alanlarını, deniz yatağı ve toprak altını içeriyor.

Kıyı devletinin kara sularının ölçülmeye başlandığı esas hattan itibaren su altı alanlarının deniz yatağı ve toprak altındaki cansız kaynaklarını araştırma ve işletme konusunda münhasır egemen haklara sahip olduğu deniz alanı burası.

Kıta sahanlığı ilan gerektirmiyor.

Kıta sahanlığının uluslararası olarak belirtildiği ilk belge, İngiltere ile Venezuela arasında imzalanan 26 Şubat 1942 tarihli ?Paria Körfezi? anlaşması. Uluslararası hukuka 1958´de girdi. Daha sonra 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile düzenleme yapıldı.

"Sahildar bir devletin kıta sahanlığı, kara sularının ötesinde kıta kenarının dış eşiğine kadar veya bu eşik daha az bir mesafede ise, kara sularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren 200 deniz mili mesafeye olan kısımda, bu devletin kara ülkesinin doğal uzantısının bütünündeki denizaltı alanlarının deniz yatağı ve toprak altlarını içerir.?

Hangi durumlarda sınırlandırılabiliyor?

BM sözleşmesine göre, kıta sahanlığının sınırlandırılmasıyla ilgili şartlar şöyle:

"Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında kıta sahanlığının sınırlandırılması, hakkaniyete uygun bir çözüme ulaşmak amacıyla, Uluslararası Adalet Divanı Statüsü´nün 38. maddesinde belirtildiği şekilde, uluslararası hukuka uygun olarak anlaşma ile yapılacaktır.

Anlaşma akdedilinceye kadar, ilgili devletler, anlayış ve iş birliği ruhu içerisinde, pratik çözüm getiren geçici düzenlemelere girişmek ve bu geçiş süresi içerisinde nihai anlaşmanın akdini tehlikeye düşürmemek veya engellememek için ellerinden gelen gayreti göstereceklerdir. Geçici düzenlemeler nihai sınırlandırmaya halel getirmeyecektir.

İlgili devletler arasında yürürlükte olan bir anlaşma varsa, kıta sahanlığının sınırlandırılmasına ilişkin sorunlar bu anlaşmaya uygun olarak çözümlenecektir."

Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ne demek?

1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi´nin 5. kısmında düzenleniyor.

"Deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yataklarında ve bunların toprak altında canlı ve cansız doğal kaynaklarını araştırılması, işletilmesi muhafazası ve yönetimi konuları ile; aynı şekilde sudan, akıntılardan ve rüzgarlardan enerji üretimi gibi, bölgenin ekonomik amaçlarla araştırılmasına ve işletilmesine yönelik diğer faaliyetlere ilişkin egemen haklar..."

Kara sularının ölçülmeye başlandığı esas hattan itibaren kıyı devlete, 200 deniz miline kadar deniz yatağı üzerindeki sular, deniz yatakları ve bunların toprak altındaki alanlarında bazı hak ve yetkiler tanıyan deniz alanına deniyor.

MEB, ilan gerektiriyor.

Neden önemli?

Ekonomik değeri yüksek türlerin bu bölgelerde yaşamaları, kıta sahanlığında Münhasır Ekonomik Bölge ilan eden ülkelerin ekonomisine avlanma ve yetiştirme faaliyetleri sonucu katkı getirebiliyor.

Ayrıca deniz dibinde kıymetli fosil kaynakların varlığı ya da olma ihtimali de bu alanların önemini artırıyor.

Hukuki olarak, sahildar devlet kıta sahanlığında araştırmada bulunmadığı veya buranın doğal kaynaklarını işletmediği takdirde, hiç kimse sahildar devletin açık rızası olmadan bu tür faaliyetlere girişemiyor.

Farkları neler?

Kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge, deniz yetki alanları olarak, petrol/doğal gaz arama ve çıkarma bakımından kıyı devletine aynı egemen hakları veriyor. Ancak Münhasır Ekonomik Bölge, su kütlesindeki canlı kaynakları da (balıkçılık) içerdiğinden daha kapsayıcı.

Münhasır Ekonomik Bölge, kıyı devletine canlı ve cansız kaynaklar üzerinde ekonomik haklar veriyor, diğer devletlerle sahil devleti arasında denge sağlıyor. Bu bölge kara sularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan itibaren en fazla 200 mil alana kadar uzanıyor.

Devamı >>>

 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER