Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

DEVA Partisi - Osman Can, Kürt meselesi

İbrahim Güçlü;

DEVA Partisi - Osman Can, Kürt meselesi

li Babacan ve arkadaşlarının parti kuruluşu çalışmaları uzun bir zamandır devam ediyordu. Ali Babacan’ın katıldığı bir televizyon programından partinin niteliği ve programı hakkından kamuoyu genel bilgiler edindi. Kuruluşla ilgili birçok erteleme yapıldı. Bundan dolayı kamuoyunda adı “Erteleme Partisine” çıktı. Ama neticede 10 Mart 2020’de partinin kuruluşu için İçişleri Bakanlığına bildirim yapıldı. Bildirimle birlikte parti resmi olarak kurulmuş oldu. Partinin ismi, oldukça iddialı: “Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA)”.

Kuruluşla birlikte, kimlerin parti kurucusu oldukları açıklanmış oldu. Partinin kuruluşunun resmileşmesiyle birlikte, kurucularının nitelikleri, beklenilen kişiler olup-olmadıkları üzerinde tartışmalar başladı.

Ali Babacan Genel Başkan olarak 12 Mart 2020 günü de parti programını açıkladı.

Babacan, AK Parti’nin kurucu üyelerinden biriydi. Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı yaptı. AK Parti hükümetlerinde ekonomiden sorumlu başat insanlardan biri oldu. Ekonomide başarılı uygulamalara, projelere, reformlara Mehmet Şimşek’le birlikte önemli imzalar atan kişi oldu. Dünyanın önemli ekonomistleri arasında ismi anıldı.

Ali Babacan’ın; kolektif bir yönetimin, katılımcı, çoğulcu bir demokrasinin geçerli olduğu, statükocu olmayan, liberal demokrat ilkeleri benimseyen, mevcut siyasi parti liderliği dışında bir liderlik ve başkanlık kurgulayan bir partileşmeyi savunduğuyla ilgili kamuoyunda bir kanaat vardı.

Kamuoyu, “sosyal liberal demokrat özgürlükçü” bir partinin kuruluşu beklentisine girdi.

OSMAN CAN’IN BAKIŞIYLA DEVA PARTİSİ…

Ortaya nasıl bir parti çıktı? Bunu biraz da Osman Can’dan dinleyelim.

Osman Can, DEVA Partisi’nin çalışmalarına katıldı. Ama partinin kurucusu olmadı. Neden parti kurucusu olmadığına dair yazılı açıklama yaptı.

Osman Can’ın kişiliği ve başından beri DEVA Partisi’nin kuruluş çalışmalarına katılan biri olmasından dolayı, yaptığı açıklamalar hayati ve partinin bugününe ve geleceğine ışık tutar niteliktedir.

Osman Can, çalışmalarıyla kamuoyunda güvenirliği olan bir kişiliğe sahiptir. İyi bir hukukçudur. Hukukçu olarak kariyerini profesörlüğe kadar taşıyan biridir. Anayasa Mahkemesinde raportör olduğu zaman, parti kapatılmalara karşı liberal demokrat raporlar hazırlayan, parti kapatılmalarına karşı çıkan bir hâkim oldu. Yeni bir liberal demokrat anayasa için çalışmalar yürüttü. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin anayasasına yaman muhalif biridir. Kendisini sosyal liberal demokrat olarak tanımlamaktadır. Bir dönem AK Parti’de milletvekili ve parti meclisi üyesi olarak benimsediği liberal demokrat ilkeleri hayata geçirmek için çalışma yürüttü.

Osman Can, Ali Babacan ve arkadaşlarının sosyal liberal demokrat bir parti kuracakları umuduyla çalışmalara katılıyor. Parti ile ilgili çalışmaları sırasında anlaşılıyor ki başka gerçeklerle karşılaşıyor. Bunun için parti kuruluşunda yer almıyor. Partide yer almayışını, “Bugün gelinen noktada, yeni siyasi partinin kuruluş aşamasında ortaya çıkan farklı parametreler nedeniyle yer alamayacağım anlaşıldı” diyor.

Kendi parametrelerini şöyle açıkladı: Katılımcılık, çoğulculuk, demokrasi, yetki dağılımı, etik, insan hakları, özgürlükçülük.

Osman Can’ın açıklaması, DEVA Partisinde bu ilkelerin istenilen ölçüde hayata geçmediğini, benimsenmediğini, geçmeyeceğini; Türkiye’deki siyasi parti, lider anlayışının benimsenmiş olduğunu, liberal demokrat ilkeler konusunda daha başından sorunlu bir parti olduğunu ortaya koyuyor.

Bu açıklama DEVA Partisi açısından iyi olmayan bir performans oldu.

PARTİ PROGRAMI VE KÜRT MESELESİNİN “ÇÖZÜMÜ”

Deva Partisi, 131 sayfadan oluşan bir programa sahip. Programda 14 başlık söz konusu. Programda,   ‘Özgürlükçü, Katılımcı ve Çoğulcu Demokrasi’, ‘Adalet, Hukuk ve  Yargı’, ‘Kamu Yönetimi’  ‘Ekonomi’, ‘Sektorel Politikalar’, ‘Sosyal Politikalar’, ‘Kadın’, ‘Gençlik’, ‘Spor’, ‘Kültür Sanat’, ‘Göç Politikaları’, ‘Çevre, Kentleşme ve Afet Yönetimi’, ‘Güvenlik ve Savunma’, ‘Dış Politika’ temel konuları yer alıyor. 

Deva Partisi’nin program başlıkları diğer siyasi partilerin program başlıklarından büyük bir farklılık göstermiyor. Önemli olan başlıklardaki tanımlamalar, verilen içeriklerdir.

Bu açıdan soruna bakılırsa, asıl sorun devleti nasıl tanımladığınız, “Yeni bir devlet tanımına sahip misiniz” sorusuna verilen farklı bir cevap var mı? “Devlet, üniter devlet olarak mı kalacak?” Eğer devlet, üniter devlet olarak kalacaksa, o zaman devlet sadece Türklerin devleti olmaya devam edecektir. Devletin Kürtlerin, Türklerin, diğer etnik grupların devleti olmayacağı anlamına gelecektir.

Devletle demokrasi birbirini tanımlayan iki kavramdır. Bu durumda demokrasi de sorunlu olur.  O zaman da kimlerin demokrasisine verilecek cevap değişmeyecek. Sadece Türkler için demokrasi olacak. Bu demokrasi anlayışı ile yapılacak yeni anayasa da eski üniter devletin anayasası olacak. Bu anayasa da devlet modelinde yine Kürtler devletin sahibi olmayacaklar, ülkelerindeki işgal ve sömürgecilik devam edecek. Kürtlerin milli kolektif hakları kabul edilmeyecek. Anayasa kimlikler, bireysel-kolektif hakları tanıyan bir anayasa olamayacak.

Kürtlerle ilgili özetle söylenen şeyler sorunun çözümünde radikal bir talebin olmadığını ve devleti değiştirme konusunda bir iddia yok.

Programda Kürtlerle ilgili şunlar söyleniyor: “Türkiye'nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksikliklerin Kürt sorununun kaynağında yatan temel faktördür. Hayati önem taşıyan bu konunun çözümü için Kürt vatandaşların taleplerinin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa etmek ve özgürlükler alanını genişletmek gerekir.”

Burada önerilen Kürt meselesinde özgür tartışma alanı açmak. Bunu önermek bir parti için abestir. Geçmişte de istifa ettiği parti bunları savundu, uzun zamanda bunu hayata geçirme olanağı oldu. Oysa partinin görevi Kürt meselesini çözme yöntem ve modelini ortaya koymasıdır.

“Özgürlükler alanının genişletmek de” Kürtler açısından çok anlam ifade etmek durumunda değildir. Mevcut devlet yapısı için de Türk Kimliği kapsamında bu iş yapılacak demektir.

Programda yine, “Anadil bir çatışma konusu haline getirilmeyecektir. Tüm vatandaşların anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapılacak” deniliyor. Bu tanımlamada eğer, Kürt dili de resmi dil olacak, Kürtçe de eğitim-öğretim olacak denilseydi anlamlı olacaktı. Program bunu bize anlatmıyor.

Ali Babacan, AB Bakanı olarak Kürt meselesiyle ilgili Belçika, İsviçre, İspanya modelini sunmuyorsa; Kıbrıs Türklerine tanınan hak, Kürtlere tanınmayacaksa, o zaman DEVA Partisinin diğerlerinden farkı ne olacak?

 

*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.



Anahtar Kelimeler: Partisi Osman meselesi

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER