Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Demokrasinin buruk doğum günü kutlaması...

Yıldıray OĞUR

Demokrasinin buruk doğum günü kutlaması...

 

(Kendi ellerimle hazırlayıp sevgiliye verdiğim kalem,

önce benim haksız yere öldürülme buyruğumu yazdı)

O gece seçim sonuçlarını Çankaya Köşkü´nde izleyen CHP´li yöneticiler ve bakanlara ülkenin her yerinden kötü haberler gelirken yaşananları İnönü´nün damadı Metin Toker şöyle anlatır:

?Bir ara İçişleri Bakanı Erişirgil İstanbul´un elverişli olmadığı

anlaşılan sonuçları üzerine Vali Fahrettin Kerim Gökay ile görüştü. "Yahu, hani Rumlar bize verecekti?"

Aldığı yanıttan pek memnun kalmışa benzemiyordu.

Daha sonra Niğde Valisi ile görüştü. Vali ne demişti ki

Bakan onu sert bir tarzda uyardı: "Sakın ha! Öyle şeylere kalkışmayı aklından geçirme!.. İsmet Paşa, kafası bir soruna takılınca yaptığı gibi, odayı arşınlıyordu. Bir ara geldi, eşinin yanına oturdu: ?Kaç günde taşınabiliriz?" diye sordu.

Mevhibe Hanım elini yavaşça paşasının eli üzerine koyup

sakin sakin, "Merak etmeyin, paşam. Çabuk toparlanırım. Bir iki günde evimize geçeriz" dedi. İsmet Paşa omuzlarından büyük bir yük kalkmış gibi rahatladı, arkadaşlarının yerine döndü.?

O gece İsmet Paşa´ya İstanbul´dan bir telefon gelmişti. Arayan CHP´nin İstanbul Müfettişi Sadi Irmak´tı. Irmak, Ordu Komutanı Orgeneral Kurtcebe Noyan´ın kendisini aradığını ?Paşa hazretleri emrederse seçimlere komünistlerin hile karıştırdığı varsayımıyla müdahale edebileceklerini? söylediğini iletmişti. Milli Şef İnönü ise teklifi ?Milli irade nasıl tecelli etmişse buna tüm devlet birimleri başta da kendileri saygı göstermeli? diyerek reddetmişti. (Demirkırat Belgeseli´nde gazeteci Orhan Birgit´in anlattığı hatıra)

Dediğini de yaptı. 27 yıllık bir tek parti rejiminin Milli Şef´i demokratik bir seçimle iktidarı devredip muhalefet sıralarına oturdu. Bu dünyada örneği pek görülmemiş bir olaydı.

14 Mayıs seçimleri üzerine New York Times gazetesinde çıkan başyazıda da İnönü´nün bu tavrı takdir edilmişti:

?Türk seçiminin hayret verici sonuçlarından yalnız Türkler değil, garp demokrasileri de hakkıyla gurur duysalar yeridir. Şimdi seçimi kaybetmiş olmakla beraber, Türkiye´ye demokrasi yolunda büyük bir adımı attırmak hususunda en büyük hisse İnönü´ye aittir. Bu cepheden bakınca son seçim onun bir zaferidir.?

Demokrat Parti´ye yakın gazeteler de ?Halk Partisi mağlubiyeti efendice kabul etti? başlıkları atılmıştı.

DP´ye yakın Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman ?İsmet İnönü´ye Tebrik Mektubu? başlıklı bir yazı yazmıştı:

?İnönü, harpte nasıl düşmanı yenip zafere ulaşmışsa milli iradenin tam tezahürü ile siyasette tam mağlup olduğu zaman da vakiayı olduğu gibi kabul etmekle yine bir şeref kazanmış ve millete karşı vazifesini yapan bir devlet adamının gönül ve kalp ferahlığıyla iş başından ayrılmıştır.?.

14 Mayıs 1950´den geriye sadece Demokrat Parti´nin beyaz İhtilali değil, 27 yıllık bir tek parti iktidarının Milli Şef´inin demokratik olgunluğu da kaldı.

Çünkü demokrasi sadece seçimlerde kazananların iktidarları devraldığı bir rejim değil, kaybedenlerin de olgunlukla iktidarları devrettiği bir rejim.

Maalesef Türkiye, demokrasinin 69. yaş gününe bu olgunluğun gösterilemediği 31 Mart İstanbul seçimlerinin gölgesinde giriyor.

Muhtemelen bugün ortaya ikna edici bir delil bile koymaya gerek duymadan ?Çünkü çaldılar? deyip gülüp eğlenenler de yıllar sonra İnönü´nün 46 seçimleri için yaptığına benzer özeleştiriler yapacaklar.

Bugünlerin aktörlerinin hatıralarında bu işlerin arkasındaki Recep Pekerlerin, Cevat Kerimlerin adları yer alacak, herkes faturayı birbirine kesmeye çalışacak ama yine iş işten geçmiş olacak.

Yine de bu mirasın değerini bilenlerin ve korumaya çalışanların 14 Mayıs Demokrasi Bayramı kutlu olsun...



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz