CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Suriye´deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Suriye´deki krizin başladığı günden bu yana en çok zarar gören ülkelerden birinin Türkiye olduğuna işaret eden Çiçek, bundan sonraki süreçte Türkiye´nin soğukkanlı siyaset izlemesi, bölge ülkeleriyle dayanışma halinde olması, NATO´daki siyasi konumunu sürdürmesi ve geçmişi iyi analiz etmesini istedi.
Çiçek, "Suriye´de artan gerginliği azaltmak için Türkiye ılımlı, sakin bir dış politika izlemeli. Çünkü, Türkiye etrafındaki yangından en fazla etkilenen ülke olacaktır. Suriye´deki ateşi söndürmek Türkiye´nin birinci hedefi olmalıdır." diye konuştu.
Uyum yasaları kapsamında Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu´ndaki düzenlemelerin TBMM´ye gelmesini beklediklerini dile getiren Çiçek, iktidar samimi ise parti içi demokrasiyi esas alan düzenlemeleri destekleyeceklerini söyledi.
Kendilerine HDP ile seçim ittifakı yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru geldiğini aktaran Çiçek, "Terörle arasına mesafe koyarak Türkiye´nin bütünlüğü ve parlamenter demokrasiye sahip çıkan bir yaklaşıma sahip olurlarsa seçimlerde hayır bloku ile iş birliği yapabilir. Terörü reddederse partimizin, özellikle aday listelerinde iş birliğine olumlu yaklaşacağını düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu´nun dokunulmazlığının kaldırılması talebi
Bir gazetecinin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nun, Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan´a hakaretten hapisle yargılanabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması isteğini sorması üzerine Çiçek, yargılama süreciyle ilgili Kılıçdaroğlu´nun avukatlarının çalıştığını vurguladı.
Çiçek, "FETÖ, kendisini hedef alıncaya kadar, FETÖ´ye yardım yataklık ilişkisini ispat edilmesi konusunda elimizde, dijital medyada, yüzlerce delil var. Bunları yargıya taşıyacağız. Bende bu konuda yaşadıklarımı mahkemede anlatacağım." değerlendirmesinde bulundu.
"İçişleri Bakanı Süleyman Soylu´nun dinlendiği" iddialarına ilişkin bir soru üzerine de Çiçek, bunun Türkiye´nin "eski hastalığı" olduğunu belirterek, bu konuda iktidarın daha ciddi tedbirler almasını, konunun süratle yargıya taşınması gerektiğini söyledi.
