Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bugün 29 Mayıs... Bir çağın kapandığı gün: İSTANBUL’UN FETHİ

Orta Çağ'ın en güçlü kara ve deniz kalelerinin, Fatih Sultan Mehmet'in kuşatma teknikleri, ateşli silahları ve düzenli askeri gücü karşısında yenildiği İstanbul'un fethinin 568. yıl dönümü kutlanıyor.

Bugün 29 Mayıs... Bir çağın kapandığı gün: İSTANBUL’UN FETHİ

İSTANBUL’UN FETHİNE GİDEN SÜREÇ

İstanbul, tarih boyu pek çok devlet tarafından defalarca kuşatıldı. Ancak bu kuşatmaların hiçbiri sonuç vermedi. Ta ki Fatih Sultan Mehmed’e kadar…

İstanbul’un Osmanlılar tarafından ilk kez kuşatılması 1391’e dayanır. Kent, I. Bayezid tarafından kuşatıldı ama sonuç alınamadı. I. Bayezid, iki kez daha ordusuyla İstanbul önlerine dayansa da sonuç değişmedi. Osmanlı dönemindeki bir başka kuşatma ise 1412 yılında Şehzade Musa Çelebi tarafından gerçekleştirildi. Sonuç yine aynıydı, kentin güçlü surları yine aşılamadı... İstanbul’u Fatih’ten önce son kuşatan padişah ise II. Murad oldu. Fatih Sultan Mehmet’in babası olan II. Murad, Küçük Mustafa’nın İznik’te padişahlığını ilan etmesi üzerine kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı.

Hz. Muhammed(SAV)'in hadisi

İstanbul’un fethedilmesi Osmanlı Devleti açısından pek çok nedenden ötürü gerekliydi. Bunun ilk sebebi, Hz. Muhammed(SAV)'in bir hadisinde İstanbul’un alınışını müjdelemesiydi: “Kostantiniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.”

İstanbul’un fethi siyasi sebeplerden dolayı da gerekliydi. Bizans İmparatorluğu, şehzadeleri kışkırtıyordu. Şehzadeler birbirine düşerek taht kavgasına tutuşuyordu.

Bizans’ın kışkırtma hareketleri

Bizans, konumu itibariyle Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de büyümesine engeldi. Anadolu ve Rumeli toprakları arasında bağlantı sağlanamıyordu. İstanbul’un alınmasıyla bu engel ortadan kalkacaktı. İstanbul’un fethiyle Anadolu ve Rumeli arasında askeri geçiş için de engel kalmayacaktı. Bizanslılar, Avrupa’daki Hristiyanları kışkırtarak Haçlı Seferleri’nin yapılması için uygun koşulları yaratıyordu. Dahası, Anadolu beyliklerini de Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtıyordu. Bu da Anadolu’daki birliğin bozulmasına neden oluyordu. Ekonomik sebepler, İstanbul’un fethini gerekli kılan bir başka unsurdu. İstanbul’un fethiyle Osmanlı Devleti, kara ve deniz ticaretinde avantajlı konuma geçecekti. Ayrıca İpekyolu’nun bir koluna da hakim olacaktı.

İSTANBUL’UN FETHİ İÇİN BİR YIL HAZIRLIK YAPILDI

İstanbul’u almayı kafasına koyan II. Mehmed, fetih için çok ayrıntılı planlar hazırladı. Öyle ki fethin hazırlık süreci bile bir yılı buldu.

II.Mehmet, babası II. Murad’ın ölümünden sonra 1451’de tahta çıktı. Tahta çıkar çıkmaz da İstanbul’un fethi için hazırlıklara başladı. İstanbul o güne kadar çeşitli uygarlıklar tarafından defalarca kuşatılsa da alınamamıştı. Osmanlılar ise İstanbul’u beş kez kuşatmış ancak başarılı olamamıştı.

Padişah II. Mehmed, zorluğun farkındaydı. Hazırlık sürecinde bu yüzden işi sıkı tutuyordu. Öyle ki, 1452 yılını İstanbul’un fethi için gerekli hazırlıkları yapmakla geçirdi. II. Mehmed ilk olarak Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı’nı yaptırdı. İnşaat dört ay gibi kısa bir zamanda bitirildi. Hisarın kulelerine, o devre göre hayli görkemli toplar yerleştirildi. Rumeli Hisarı’nın inşası Bizans İmparatorluğu’nu huzursuz etti. Çünkü Karadeniz’den Marmara’ya geçiş artık tamamen Osmanlı’nın kontrolündeydi. O yıllarda Venedik ve Ceneviz büyük bir deniz gücüne sahipti. II. Mehmed, her iki tarafla anlaşmalar yaparak Bizans İmparatorluğu’nu iyice çaresiz duruma getirdi.

Güçlü toplar döktürüldü

İstanbul’un kilidini açmak, Bizans’ın güçlü surlarını aşmaya bağlıydı. II. Mehmed, bunu iyi biliyordu. Bu yüzden, kuşatmada kullanılmak üzere büyük toplar döktürdü. Ünlü topçu Urban’ın döktüğü toplar, o güne kadar görülmemiş büyüklükteydi. Topların tek güllesi 550 kilogram civarındaydı. Bir taraftan da İstanbul surlarını aşmak için büyük ve hareket ettirilebilen merdivenler hazırlandı.

Kuşatmaya denizden destek verilmesi için 400 parçalık donanma hazırlandı. Haliç’in, Bizanslılar tarafından zincirle kapatıldığını bilen II. Mehmed, gemileri karadan geçirmek için gerekli teçhizat ve malzemeyi imal etti. O sırada Turhan Bey komutasındaki bir donanma, 1452’de Mora’ya gönderildi. Amaç, Bizans’a yardım gelmesini engellemekti.

II. Mehmed, bir taraftan da farklı cephelere bölünmemek için barış anlaşmaları yapmaya devam ediyordu. Venedik ve Ceneviz’den sonra Eflak, Macaristan, Sırbistan ve Karamanoğulları Beyliği ile barış anlaşmaları yapıldı. Bizans İmparatorluğu’nun elinde bulunan Misivri, Ahyolu, Vize ve Silivri kaleleri hazırlık sürecinde ele geçirildi. Böylece Bizans, tamamen İstanbul’a sıkıştırılmış oldu.

O sırada Bizans…

İstanbul’un kuşatılması için II. Mehmed’in yaptığı hazırlıklar, Bizanslıları da harekete geçirdi. İstanbul’u çevreleyen surlar elden geçirildi. İstihkam çalışmaları yapıldı. Şehrin savunması için yeni mevziler açıldı. İmparator Konstantin, Girit ve Mora yarımadası başta olmak üzere Haçlı dünyasından birçok asker kiraladı. Kentin deniz yönünden savunması için Haliç’in girişi eski gemi ve varillerle desteklenen büyük ve kalın bir zincirle kapatıldı. Bunun yanı sıra karışımı çok az kişi tarafından bilinen ve temas ettiği her şeyi yakan Grejuva Ateşi (Rum Ateşi) stokları yapıldı. Bu ateşin en büyük özelliği, su dökülünce daha da alevlenmesiydi. Bizans İmparatoru, kuşatmanın uzun süreceğini tahmin ediyordu. Bu nedenle yiyecek, içecek ve ilaç stoku yaptı. Sivil halkı kuşatmaya karşı silahlandırdı. Dahası, halk arasından asker topladı. Böylece, Bizans’ın savunma hazırlığı da tamamlanmış oldu.

FETİH GÜNLÜĞÜ

6 Nisan
• Fatih Sultan Mehmed’in otağı Topkapı önüne kuruldu.

• İstanbul, Haliç’ten Marmara’ya kadar kuşatıldı.

• İlk top atışları başladı.

9 Nisan
• Baltaoğlu Süleyman Bey, Haliç’e girmek için ilk saldırıyı yaptı.

9-10 Nisan
• Boğaz’daki surların bir bölümü ele geçirildi.

11 Nisan
• Büyük surlara top atışları yapıldı. Surlarda yer yer gedikler açıldı.

12 Nisan
• Haliç’teki gemiler toplarla vuruldu. Bu saldırıda bir kadırga batırıldı.

18 Nisan
• Baltaoğlu Süleyman Bey, Prens Adaları’nı aldı.

20 Nisan
• Bizans ve Papalık donanması ile Osmanlı donanması Yenikapı açıklarında karşı karşıya geldi. Osmanlı donanması, bu çarpışmada yenilgiye uğradı.

22 Nisan
• II. Mehmed, 70 kadar gemiyi kızaklar üzerinde karadan geçirerek Haliç’e indirdi.

28 Nisan
• Ayvansaray ile Sütlüce arasına köprü kurularak Haliç surları ateş altına alındı. Deniz tarafındaki surlar kuşatıldı.

• Bizans İmparatoru Kostantin’e Cenevizliler aracılığıyla koşulsuz teslim olma önerisi iletildi. İmparator, bu teklifi kabul etmedi.

12 Mayıs
• Tekfur Sarayı ile Edirnekapı arasında büyük bir saldırı gerçekleştirildi.

16 Mayıs
• Haliç’teki zinciri kaldırmak için saldırı başlatıldı.

• Edirnekapı surlarının altından tüneller kazıldı. Ancak Bizanslılar bunu fark edip tüneli çökertti.

18 Mayıs
• Hareketli ahşaptan bir kule ile Topkapı yönünden saldırıya geçildi. Bizanslılar gece kuleyi yaktılar.

25 Mayıs
• II. Mehmed, İmparator Konstantin’e elçi göndererek son kez teslim olma teklifinde bulundu. İmparator, bu teklifi de geri çevirdi.

26 Mayıs
• Batı devletlerinin Bizans’a büyük bir donanma ile yardım hazırlığında olduğu haberi üzerine savaş meclisi toplandı. Saldırıya devam kararı alındı.

28 Mayıs
• İmparator Konstantin, Ayasofya’da düzenlenen ayinde halkı şehri savunmaya davet etti.

29 Mayıs
• II. Mehmed öğleye doğru Topkapı’dan şehre girdi. Doğruca Ayasofya’ya giderek burayı camiye çevirdi.

EYÜP SULTAN’IN KABRİ FETİH SIRASINDA BULUNDU

Eyüp Sultan’ın mezarı İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin tarafından gün yüzüne çıkarıldı.

Emeviler, 669 yılında İstanbul’u kuşattı. Bu kuşatmaya Hz. Muhammed’in sahabelerinden Ebu Eyyup El-Ensari ya da bilinen adıyla Eyüp Sultan da katıldı. Eyüp Sultan, kuşatma sırasında şehit düştü. Vasiyeti üzerine cenazesi surların dibine defnedildi. Ancak aradan geçen zaman içerisinde mezarının yeri kayboldu.

II. Mehmed bu hikayeyi biliyordu ve Eyüp Sultan’ın kabrini bulmak istiyordu. Bir akşam otağında hocası Akşemseddin’le sohbet ederken, bu isteğini dile getirdi. Akşemseddin, fethin yaklaştığı günlerde padişaha müjdeyi verdi: “Şu karşı yakadaki tepenin eteğinde bir nur görüyorum. Orayı kazacağız, Eyüp Sultan orada olmalıdır.” Ve tarif ettiği yer kazılmaya başlandı. Gerçekten de Akşemseddin’in dediği gibi Eyüp Sultan’ın kabri oradaydı. Padişah II. Mehmed, bunun üzerine Eyüp Sultan’ın kabrinin bulunduğu yere türbe ve cami yaptırdı.

İSTANBUL’UN FETHİ

II. Mehmed, 53 gün süren zorlu kuşatmanın ardından İstanbul’u fethetti. Böylece adını tarihe “Fatih Sultan Mehmed” olarak yazdırdı.

II.Mehmed, beyaz atının üzerinde İstanbul’un surları önüne geldiğinde henüz 21 yaşındaydı… Tahta çıktığı andan itibaren İstanbul’u almak en büyük tutkusuydu. Bu uğurda uzun süre hazırlık yaptı, her ayrıntıyı tek tek düşündü.

Kuşatma 6 Nisan’da başladı

Osmanlı ordusu, II. Mehmed önderliğinde harekete geçtiğinde takvimler 6 Nisan 1453’ü gösteriyordu. Ordu, Haliç’ten Marmara’ya doğru surların önünde mevzilendi. Bizanslılar da buna karşılık, bugün Edirnekapı olarak bilinen Adrianopolis Kapısı’na konuşlandı.

İmparator Konstantin’in İstanbul’u vermeye niyeti yoktu. O da boş durmayarak bir savunma planı yapmıştı. Romanos Kapısı (Topkapı), Giustiniani ve askerleri tarafından tutuluyordu. Romanos Kapısı (Topkapı) ve Adrianopolis Kapısı (Edirnekapı) arası Bizans-Ceneviz kuvvetleri tarafından korunuyordu. Romanos Kapısı (Topkapı) ile güneydeki Selymbria Kapısı (Silivrikapı) arası savunmayı ise Bizans-Venedik kuvvetleri yapıyordu. İmparator Konstantin, kuşatmanın başladığı gün, zırhlı ve silahlı bin askerini hem halkın hem de Osmanlı ordusunun görebileceği şekilde surlara çıkardı. Amacı halkın moralini yükseltmek ve Osmanlılara gözdağı vermekti.

Osmanlılar, buna aldırmadan kuşatmaya başladılar. Önce topların yerleştirileceği noktaları belirlediler. Bunun için surların en zayıf bölgelerini seçtiler. Galata cephesine Zağanos Paşa’nın kuvvetleri, surların güney kısmına Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa, kuzey kısmına ise Rumeli Beylerbeyi Karaca Paşa yerleşti. Romanos Kapısı (Topkapı) ve Adrianopolis Kapısı (Edirnekapı) arasındaki merkez cephede ise II. Mehmed, yeniçerileriyle birlikte konuşlanmıştı.

Osmanlı ordusu, topların namlularını surlara çevirdikten sonra II. Mehmed, veziri Veli Mahmud Paşa’yı İmparator Konstantin’e gönderdi, şehrin teslim edilmesini istedi. Ancak Konstantin bunu kabul etmedi. Böylece 12 Nisan 1453 günü ilk topçu ateşi başladı.

Top atışları çok güçlüydü ve çıkan ses, Bizanslıların moralini bozuyordu. Surlarda açılan gedikler, Bizanslılar tarafından çeşitli yöntemlerle onarılmaya çalışıyordu. Top atışı 18 Nisan’a kadar sürdü. Ve nihayet Osmanlı merkez ordusunun bulunduğu noktada, birinci ve ikinci surlarda büyük gedikler açıldı. Surların önünde yer alan hendek dolduruldu. Osmanlı ordusu o gece taarruzu başlattı. II. Mehmed, savaş kuleleri inşa ettirerek taarruzu destekledi. Ancak istenilen sonuç elde edilemedi.

II. Mehmed atını denize sürdü

Osmanlılar denizde de taarruza başladı. 15 Nisan 1453’te Haliç önlerine gelen Osmanlı donanması geri çekilmek zorunda kaldı. 20 Nisan’da bir Bizans ve üç Ceneviz kalyonundan oluşan yardım filosu İstanbul’a yaklaştı. Bunun üzerine Baltaoğlu Süleyman Bey, 18 gemiyle yardım filosunu engellemeye gitti. Ancak başarılı olamadı. Osmanlı donanması ağır kayıplar verdi. Çarpışmayı bir tepeden izleyen II. Mehmed, o kadar sinirlendi ki atını denize sürdü. Peşinden Baltaoğlu Süleyman’ı kaptan-ı deryalıktan azletti.

Gemiler karadan yürütüldü

Hem karada hem de denizde yaşanan bu başarısızlıklardan sonra II. Mehmed, donanmanın Galata surları önünden kızaklarla kaydırılarak Haliç’e indirilmesini emretti. Yine Haliç surlarını ve donanmayı vurmak için Galata civarındaki hakim tepelere toplar yerleştirildi. Gemilerin geçeceği mesafe 2 ila 4 kilometreydi. Güzergah ormanlıktı. Askerler hızla ağaçları kestiler. Zeytinyağıyla kayganlaştırdıkları ağaçları yere sabitlediler. Gemiler, Bizanslıların fark etmemesi için 21-22 Nisan gecesi karadan yürütüldü. Hatta Bizanslıların dikkatini başka yöne çekmek için Romanos Kapısı (Topkapı) civarında büyük bir gedik açıldı. Bizanslılar bu gediği kapatmakla uğraşırken gemiler Haliç’e indirildi.

Sabah olduğunda Osmanlı donanmasının 72 gemisi Haliç’teydi. Bu beklenmedik hamleye karşı Bizanslılar boş durmadı, Haliç’teki Osmanlı donanmasına saldırdılar. Osmanlı donanması her saldırıyı ustaca savuşturmayı başardı.

Osmanlılar, Galata’da mevzilenen topçular ve Haliç’teki gemilerle birlikte surları vurmaya başladı. Bizanslılar da bu ateşe karşılık verdi. Gece gündüz süren ateşe rağmen her iki taraf da birbirlerinin toplarını imha edemedi.

Toplar günlerce surları dövdü

Osmanlı sadece Haliç’te değil, şehrin dört bir yanında saldırılarını sürdürüyordu. Romanos Kapısı (Topkapı) civarındaki surlar da aynı sıralarda top atışlarına tutuluyordu.

Surların yeterince zayıfladığını düşünen II. Mehmed, 6 Mayıs günü taarruz için emir verdi. Fakat Bizans’ın sert direnişi üzerine geri çekildi.

Bizanslılar taarruzları püskürtmeyi başarsa da kuşatma, surların arasında kalan halkı zorlamaya başladı, şehirde kıtlık baş gösterdi. Beklenen yardımların bir türlü gelmemesi İmparator Konstantin’i umutsuzluğa düşürdü. Bizans İmparatoru bir taraftan kıtlıkla uğraşırken bir taraftan da durmak bilmeyen Osmanlı toplarına karşı surları korumaya çalışıyordu.

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz