Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Biden 24 Nisan’da ne diyecek?

Mustafa Kaya yazdı;

Biden 24 Nisan’da ne diyecek?

Amerika Birleşik Devletleri’nde ( ABD) senatörlerin Başkan Joe Biden’a mektupları dur durak bilmiyor. Daha önce 54 senatörün S-400, PYD/YPG, Suriye gibi başlıklarla ilgili yazdıkları mektup henüz sıcaklığını korurken, şimdi de 38 senatör sözde “Ermeni Soykırımı” iddialarını tanıması için Başkan Biden’a çağrı yaptı. Zaten ABD ile Türkiye arasında hâlihazırda tarihin en önemli krizlerinden birisi yaşanıyor. Bir de bunun üzerine Biden bu çağrıya olumlu karşılık verirse, işler iyice kontrolden çıkabilir.

Malumunuz her 24 Nisan günü öncesi ABD başkanlarına özellikle Ermeni diasporası tarafından “soykırımı tanıma” çağrıları yapılır. Bu herkesin beklediği bir gelişmedir. Ancak şimdi 100 sandalyeli Senato’nun üçte birinden fazla senatörün bu talebi daha kurumsal bir hâl almış oldu. Biden gerek aday adaylığı, gerekse de adaylığı döneminde Ermeni diasporasının bu taleplerine olumlu yaklaşmış, pozitif mesajlar vermişti. Bu yaklaşımın kampanya dönemlerinin heyecanı olarak değerlendirilmesi artık çok mümkün değil. Hem Demokrat Parti’den, hem de Cumhuriyetçilerden oluşan imza sahipleri, Biden'ın geçmişte yaptığı konuşmaları hatırlatan mektupta, "Ermeni soykırımı gerçeğini resmen tanıma çağrısı” yaptılar. Ayrıca, “Geçmişte Ermenilere yapılanları soykırım olarak tanımıştınız, şimdi Başkan olarak sizi yine aynı şeyi yapmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandılar. Mevcut konjonktür içinde Biden’ın bu çağrılara kayıtsız kalması çok zor görünüyor. Hatta bu mektup Biden tarafından bile organize edilmiş olabilir. Bu durumda Biden topu Senato’ya atmayı ve kurumsal talebe cevap verdiğini söyleyerek sürecin içinden bu şekilde çıkmayı hedefleyebilir. Özellikle Azerbaycan-Ermenistan Savaşı sonrası onurları iyice kırılan Ermenilere Biden’ın soykırımı tanıması moral bir getiri sağlayabilir.

Ayrıca bu zamana kadar ABD başkanlarının 24 Nisan günlerinde yaptıkları konuşmalar ve açıklamalarda hep Ermenice “Meds Yeghern” (Büyük Felaket) tabiri kullanıldı. Görünen o ki özellikle Ermeni diasporası bu tabiri top çevirme olarak görüyor ve yeterli bulmuyor. Ancak şayet Biden bu çağrılara uyar da “soykırım” iddialarını resmen kabul ederse, bu yeni tartışmaların fitilini de ateşleyecektir.

Diğer taraftan bilindiği gibi Rusya 1915 olaylarını 1995 yılında soykırım olarak kabul etmişti. ABD’nin de bu yola girmesinin ardından Türkiye, uluslararası arenada daha da zor duruma sokulmak istenecektir. Ancak bütün bu olanlardan ve olması muhtemel gelişmelerden en fazla zararı ise Ermeni halkı görecektir. Topraklarının yüzde 85’i Türkiye ve Azerbaycan tarafından çevrili olan Ermenistan, bölgesel ilişkileri normalleşemeyeceği için tabiri caizse hep diasporanın eline bakacaktır.

Aslında bugün herkesin şu soruya cevap vermesi gerekir. Osmanlı Devleti’nin son yıllarında, Ermeniler ayrı bir devlet talebi ile çete faaliyetleri yürütmüşler midir? Cevabı ‘hayır’ olanların açıklamalarını gerçekten dinlemek isterim. Yok, böyle bir talepte bulundu iseler, bir devlet bu girişime nasıl tepki verirdi? Hatta bunun karşılığında soykırım uygulandığı söyleniyorsa, Osmanlı neden bunu yerinde, yani Ermenilerin yaşadıkları bölgelerde gerçekleştirmedi de “tehcir” gibi çok daha zahmetli bir yola başvurmuştur? Hem de tehcir sırasında yoldaki Ermenileri saldırılardan koruyamadığı gerekçesiyle Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey (haksız gerekçelerle) neden idam edilmiştir? Bütün bunlar ortadayken küresel güçlerin cezbeden aldatıcı teklifleriyle gözleri kamaşan dönemin Ermeni çetelerinin yaşanan acılarda hiçbir sorumlulukları yok mudur? Kaldı ki bu millet “soykırım” iddialarını siyaseten veya stratejik açıdan değil, bunu kahredici bir iftira olarak gördüğü için kabul etmiyor. Böyle bir suçlamayı kendisine ağır hakaret saydığı için reddediyor.

Sonuç olarak; tarih, bu ortak acılar üzerinden kim çıkar sağlamak isterse onları kalıcı bir şekilde not edecektir. Bu bölgenin halkları sorunlarını kendi aralarında çözmenin yollarını arayıp mutlaka bulmalılar. Şu gerçek unutulmamalıdır ki, Biden, Putin ya da bir başkasının çözüm diye ortaya attıkları yollar veya çareler sorunları daha da çetrefilli hale getirecektir.



Anahtar Kelimeler: Biden Nisan’ diyecek?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz