Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bab Şarki’den çıkınca, Şam’ın Hıristiyan mahallesi karşınızda

20 milyon nüfusun %20’si Hristiyan. Hristiyanlar ile Müslümanlar sorunsuz bir arada yaşamayı başarmış.

Bab Şarki’den çıkınca, Şam’ın Hıristiyan mahallesi karşınızda

Türkiye’yi daha iyi anlamak için Suriye’ye bakmak lazım. Osmanlı tarihinden izler, eski medeniyetlerin ortak mirası, Türklere duyulan sıcak yakınlık, geçmişimizi hatırlatan sosyal dokusuyla sihirli bir ayna gibi. Her adımda karşınıza Türkiye ile benzerlikler çıkıyor. Suriye çok önemli bir tarih ve kültür zenginliğe sahip. 20 milyon nüfusun yüzde 20’si Hıristiyan. Müslüman mahallesiyle dip dibe duran Hıristiyan yapıları tarihi birlikteliği ayakta tutuyor. Hıristiyanlar ile Müslümanlar sorunsuz bir arada yaşamayı başarmış.

Şam’ın tarihi bölgesi bugün UNESCO koruması altında. Dünya Kültür Mirası listesine girdikten sonra kente altyapı yatırımı yapılmış, eski yollar yeniden restore edilmiş. Binaların yüzleri temizlenmiş, dükkan kapıları da tarihi hallerine uygun şekilde yineden tahta kapaklı hale getirilmiş. Bugün bölgede inşaat izni almak hiç kolay değil.
Şam’ın en çarpıcı turistik noktası Emevi Camii bölgesi. Caminin hemen arkası Hıristayan bölgesi.
Şam’da camilerle kiliseler birbiriyle yanyana ya da karşı karşıya. Süryani Ortodoks, Katolik, Lazarist, Fransisken,
Rum Ortodoks, Anglikan gibi her türden mezhebin kiliselerini görmek mümkün.
Eski şehrin kapıları da aynı orijinallikle ayakta duruyor. Kapılardan Bab Touma (Thomas Kapısı) ve yakınındaki Bab Sharqi (Şark Kapısı) sizi Hıristiyan mahallesine götürüyor. Bu isim sadece kiliseler var diye konmamış. Burada yaşayan ve çalışanların çoğu Hıristiyan.
Sokaklar İstanbul’daki Kapalıçarşı’yı anımsatan dükkanlarla dolu. Aslında sadece bu mahalle değil, Şam’ın tüm tarihi bölgesi için bu benzetmeyi yapabiliriz. Sedef kakmacılardan, halıcılara, gümüş takıcılardan tespihcilere kadar bir ayrıntı insana tanıdık geliyor.

TARİHİ BİNALAR RESTORE EDİLMİŞ

Yüksek tavanlı eski bir marangozhaneden restore edilip bugün Şam’ın en popüler restoranlarından biri haline gelen Nanırc Restoran, Roma Ortodoks Kilisesi’nin bir tarafında. Bir diğer tarafında ise içindeki capcanlı kış bahçesi ve uzun asma kirişleriyle harika bir mimariye sahip Old Town restoran var. Bölgede Ermeni Gregoryen Kilisesi de bulunuyor. Suriye’de Maraş, Antep ve Urfalı Ermenilerin oluşturduğu cemaatler yoğunlukla Halep’de yaşıyor. Şam’da yaşayan daha az sayıdaki Ermeni ise bugün daha çok sosyal faaliyet kulüpleri çevresinde toplanıyor. Şam’daki Rum Ortodokslar zengin vakıflara sahip.
Bu bölgede Hıristiyanlık tarihi açısından  en önemli eserlerden biri Aziz Hanania (Ananias) Kilisesi. Hıristiyanlığı dünyaya yayan St. Paul, yani Tarsuslu Aziz Pavlus’un vaftiz edildiği mekan.
Mahalle Roma döneminde kurulmuş. Ortasından geçen caddenin ismi Medhat Basha, yani Mithat Paşa. Caddenin yanıbaşında Roma döneminden kalma taşlar var. Bunlar arkeolojik kazılarla yer yüzüne çıkartılmış. Eski Roma dönemi kenti burada kurulmuş. Aziz Pavlus bundan 1970 yıl önce Şam’a gelince de bu sokaktan geçmiş.

TARSUSLU AZİZ PAVLUS’U SEPETLE KAÇIRMAK İSTEDİLER

Aziz Pavlus’un hikayesini dinlemek, bu kilisenin önemini anlamak için gerekli: Pavlus aslında koyu Yahudi bir aileden geliyordu. Hıristiyan olmadan önceki adı Saul. Ona Tarsuslu Saul de denirdi. Hıristiyanlığı yayan İsa’ya karşı mücadele etmesi için Yahudiler tarafından Kudüs’ten Şam’a yollandı. Ama yolda gözleri kör oldu. Güçlü bir ışık gördü ve bir ses ona  “Niye beni takip ediyorsun” dedi. Anlatıya göre bu ses Hz. İsa’nındı. Hıristiyanlar onu aldı ve eskiden mağara olan bugünkü Hanania Kilisesi’ne getirdi. Orada Hz. İsa’nın peygamberliğini kabul etti. Vaftiz oldu. Gözleri tekrar açıldı. Adı artık Pavlus olmuştu. Hıristiyanlığı yaymaya başladı. Şam’daki Yahudiler Pavlus’un çalışmalarını görünce onu öldürmek istedi. Arkadaşları onu tahminen bugün kent surlarının dışında bir yerden pencereden bir sepetle aşağı sarkıtarak kaçırmak istedi. Bu hikayenin  tasvirleri Ananias Kilisesi’nin duvarlarını süslüyor. Kaçırma olayının geçtiği tahmin edilen yerde bugün St. Paul adına kilise var.�
Ananias yüzyıllar boyunca Hıristiyanlar için ilk hac noktalarından biri oldu. Çünkü St. Paul sayesinde Hıristiyanlık Şam’dan Antakya’ya geçti. Hac yolculuğuna çıkan Hıristiyanlar bu noktaya gelip Kudüs’e gidiyordu. Hanania’nın etrafında Pavlus’un etkisi ile beraber Hıristiyanlar da fazlalaştı.
Bu etki hâlâ sürüyor. Papa 2. Jean Paul de ölmeden önce son ziyaretini Hanania Kilisesi’ne yapmıştı.

HZ. ZEYNEP’İN TÜRBESİ ALTIN KUBBEYLE ÇEVRİLİ

Suriye, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun tarihini anlamak için birbirinden ilginç eserler barındırıyor. Hz. Ali’nin kızı Hz. Zeynep, kardeşleri Hasan ve Hüseyin’in Kerbela’da ölümünü gördükten sonra Şam’a gelmiş. Kentin dışındaki, daha
sonra Sitti Zeynep adını alan kasabada yaşamış. 1958’de İran hükümeti türbesinin üzerine altın bir kubbe yaptırmış. Mezar altın ve gümüşle, caminin içi kristallerle kaplı. Kapılar yine altından. Bugün İran’dan gelen Şii turistlerin en önemli uğrak yerlerinden biri.

Sizin İçin Seçtiklerimiz



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz