Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Asıl beka sorunu ve seçimlerin kaybedenleri

Mustafa KASADAR

Asıl beka sorunu ve seçimlerin kaybedenleri

Bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Bu seçimler daha çok beka tartışmaları üzerinden yürüdü. Bu nedenle ben de bu beka sorununa bir başka açıdan bakarak değerlendirmede bulunmak istedim.

Kendisini yakinen tanıma fırsatı bulmam sebebiyle konuyu Mahmut Efendi Hazretleri üzerinden takdim etmeyi uygun buldum. Ben, Mahmut Efendi Hazretlerini İmam Hatip´in orta kısmını bitirdiğim sene tanıdım ve sohbet etmeyi bırakana kadar da kendisini takip ettim. Özellikle İmam Hatip Lisesi tahsilim boyunca kendisini hemen hemen her gün ikindi namazı sonrası okunan asr-ı şerifin manasını açıklamak için yaptığı kısa meal-tefsir karışımı sohbetlerini 4 yıl boyunca hemen hemen hiç kaçırmadım. Tabii o zamanlar namazları kendisi kıldırır ve her namaz sonrası uzaktan gelenler kendisiyle görüşür, soru ve isteklerini direkt olarak iletirlerdi. Yatsı namazını kıldırıp caminin yan sokağındaki evine birkaç kişiyle konuşarak giderdi. Bu günkü gibi -sözde koruma amaçlı- engeller yoktu.

Bu hatırlatmaları bundan sonra yazacaklarımın bir yere oturması için zikretme gereği duydum. Mahmut Efendi Hazretlerinin Erbakan´a karşı duyduğu hüsn-ü niyeti ve kendisine daima destek olduğu halde o bu desteğini hiçbir zaman cami kürsüsüne taşımamıştır. Destek açıklamaları yapmamış ya da bildiriler yayınlamamıştır. Velev ki bu partinin liderinin niyeti mücerret İslam´a hizmet olduğu her kesimce tescil edilmiş olsa bile. Nitekim Milli Görüş partileri aleyhine açılan davaların hepsinde ana fikir ?şeriatı getirmeye çalışma ve irtica merkezi olma? olmuştur.

Mahmut Efendi Hazretlerinin bu hikmetli davranışlarından dolayı bütün siyasi parti başkanları kendisini ziyaret ederdi. Alparslan Türkeş, Süleyman Demirel, Muhsin Yazıcıoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal kendisini ziyaret eden siyasi liderlerdendir. Hatta Turgut Özal kendisini Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü´nde ağırlamıştır.

Bu hikmetli davranış sadece Mahmut Efendi´ye ait bir özellik değil aksine o dönemin bütün meşayıh ve uleması da aynı hikmetli duruş üzere idiler. Ben sadece bir örnek olması açısından bir misal verdim. Geçmişin manevi önderlerinin bu usul ve metotlarının aksine eskiden de bazı sözde cemaat ve hoca kılıklı kişiler çeşitli saiklerle daima bu Allah dostlarının metot ve yöntemlerinden ayrılarak masonlara dahi destek açıklaması yapmışlardır. Ancak bunların çoğu kendilerine Said Nursi´yi kalkan edinen istismarcılar olurdu ve bunlara halk zaten itibar etmez, çıkışlarını şaibeli bulurdu. Onlardan bir tanesi de Pennsylvania´da oturan hocalıktan çok şeytanın sözcülüğünü yapan kişidir. Erbakan´a karşı önce Demirel´i, ardından da Ecevit´i desteklemiştir. Bugün de yine aynı batıl ısrarını sürdürmektedir. Ama onun kirli ilişkileri geçmişte de bilindiği için bu davranışları çok fazla dikkat çekmezdi. Diğer taraftan da bunlar birkaç kişi ya da gruptu. İtibara alınmayacak kadar azınlıktılar.

 

 

Ama aradan zaman geçti son birkaç seçimdir hemen hemen meşhur ve maruf bütün cemaatler, vakıf ve dernekler ve hatta kendilerinin şeyh olduğunu basından öğrendiğimiz bir takım zatlar seçim öncesi tek bir siyasi parti lehine destekleme açıklaması yapma yarışına girmektedirler. Bunu bir zorlamayla mı yoksa kendi iradeleriyle mi yaptıkları konusunda bir bilgi sahibi değilim. Ama ikincisi birincisinden daha tehlikelidir. Bir taraftan siyasetle uğraşmayı faydasız bir meşguliyet ve hatta ?kendisinden Allah´a sığınılacak kötü bir iş? olarak göreceksin diğer taraftan da günlük politik tartışmaların tam ortasında bulunacaksın. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.

Diğer taraftan onların yaptığı malumun ilanıdır ve destekledikleri siyasi parti için de ek hiçbir fayda sağlamaz. Zira bu açıklamayı yapanların takipçilerinin fanatik birer particiden daha keskin duruşları vardır. Hatta tersine bir açıklama yapsalar sözlerini hiçbir kimseye dinletemezler. Bunun örneklerini yakın zamanda gördük. Bu seçimde de göreceğiz. Yapılan sadece ilim ve gönül ehli insanların toplum üzerindeki derin manevi etkisini kırmaktan ve hatta toplumun bir kesimini gereksiz yere hocalara ve gönül ehli insanlara gönül koymalarından hatta düşman edilmelerinden ibarettir.

Bu satırlar yazılırken sandıklar henüz kapanmamıştı. Bunun için de seçimleri sandık sonuçlarıyla değil, seçim öncesi çokça dile getirilen beka sorunu üzerinden bir değerlendirmedir.

Bu ülkede çok ters rüzgârlar esti ama istikamet üzere yürüyen meşayıh ve ulema hep varlığını ve vakarını korudular, etraflarını bir kandil gibi aydınlattılar. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu´da bulunan medreseler çok şiddetli fırtınalara tutulmalarına rağmen hep var oldular. Asıl beka sorunu bir partinin oylarının artması veya azalması değil; işte bu manevi makamların ve bu eğitim müesseselerinin saygınlığa halel getirmektir. Yine asıl kayıp da budur. 



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz