Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Aklı zorlayan bir soru: Televizyon ekranını nasıl çatlatmış olabilirim?

Gazeteci yazar Fehmi Koru, günümüz Türkiye'sinde internet satış siteleri üzerinden, yapılan alış verişlerin; ana ve ara firmalar bağlamında, tüketiciye yansıtılan olumsuz durumları dile getiriyor.

Aklı zorlayan bir soru: Televizyon ekranını nasıl çatlatmış olabilirim?

Kusura bakmazsanız bugün fena halde şahsi bir konuyu sizinle paylaşacağım.

Şahsi, ama bir yönüyle pek çoğunuzu yakından ilgilendiren bir konu bu.

Önceleri de internet üzerinden alış-veriş etmişliğim var, ama korona günlerinde uzun bir süre dışarıya çıkamadığım için hemen bütün ihtiyaçlarımı e-ticaret firmalarından karşıladım.

Daha çok da etraftan ‘güvenilir’ tavsiyesini işittiğim için ‘Hepsi Burada’dan…

Firma korona döneminde günü gününe teslim imkanı sağlayan market ürünleri satışına da başladı; Carrefour-Sa yoluyla… Haftada birkaç kez market alışverişini de yine aynı yoldan sağladım.

Evin bir bölümü ofisim benim. Kitaplarım, dergi koleksiyonumla orada baş başayım. Arada bir göz atmam gerektiği için ofisimde bir de TV cihazı var.

Vardı daha doğrusu; yenisini alabilecek durumda olmadığını bildiğim bir tanıdığımızın evindeki TV cihazının bir kazaya kurban gittiğini öğrenince, korona günlerinde mecburen yaşadığı yalnızlığına bir de televizyonsuzluk eklenmesin diye, ofisimdekini ona hediye ettim.

Bizim çocuklar durumu haber alınca aralarında konuşmuş ve 70. yaş günümü vesile edip bana bir televizyon almaya karar vermişler. ‘Hepsi Burada’yı tercih ettiğimi bildikleri için de televizyonu oradan satın almışlar.

Keşke almasalardı.

Televizyon geldi. Öncesinde “Sakın kutusunu açmayın” diye uyarıldığımızdan ertesi gün LG servisi gelene kadar kutunun yanına iki metreden fazla yaklaşmadık.

LG servisi geldi, dokunulmamış kutuyu açtı ve içinden ekranı çatlak bir cihaz çıktı.

Cihazın çatlak olduğunu raporladı LG servisi. Rapora, kutuyu kapatmak için kullanılan bandın LG değil de satın aldığım firma tarafından yapıştırılmış bant olduğunu da eklediler. Raporda kabahatli böylece belirtilmiş oldu.

Ne beklersiniz? 

Yeni bir televizyon cihazının bana gönderilmesini, değil mi?

Hayır, satın alınan firma olaydan haberdar olunca kendilerine iade etmemizi istediği ekranı çatlak cihazı iademizden kısa süre sonra yeniden bize gönderdi.

Neden?

Bilmiyorum.

Şimdi siz düşünün: İçinde ekranı çatlak bir televizyon cihazı bulunan bir kutu… 

Kutudaki cihaz nasıl çatlamış olabilir?

Çatlak cihaz satıcı firmaya LG tarafından öyle gönderilmiş olabilir… Ekran firma içindeki taşımalar sırasında çatlamış da olabilir… Kutuyu eve kadar getiren kargo şirketi tarafından da ekranın çatlamasına sebep olunduğu düşünülebilir…

Ya ben?

Acaba müşteri olarak ben bu olayda nasıl bir sorumluluk taşıyabilirim?

Televizyon kutusunu hiç ellememiş olduğum halde? Kutu kapalıyken uzaktan bakışlarımla mı çatlattım ekranı?

Yoksa bende uzaktan kutu içindeki televizyonun ekranını çatlatacak türden knetik enerji bulunduğuna mı inanıyorlar?

Önce bunu satışı yapan firmanın içinde rakipleri lehine çalışan birilerinin oyunu olarak gördüm. İnternet üzerinden satış yapan çok sayıda firma var çünkü. Böyle gördüğüm için Hepsi Burada’nın sahibine ulaşmaya çalıştım. Ulaştım da. Firmanın sahibi Aydın Doğan’ın kızı Arzuhan Doğan Yalçındağ. Ona, daha çok uyarma amacıyla, haber gönderdim. Haberimin ulaştığını sanıyorum.

Ulaşmamın ertesi günü evde heyula gibi duran çatlak ekranlı Tv’nin kutusunu geri istedi firma.

Nihayet yapmaları gerekeni yapacaklarını düşünerek sevindim.

Yeniden bizzat giderek kargo şirketine iade ettim kocaman kutuyu.

Fakat öyle olmadı. Biraz önce firmadan haber ulaştı: Çatlak ekranlı televizyonu yeniden bana gönderiyorlar…

Mesajları şu:

Şaka gibi. Oysa ‘geçersiz’ dedikleri LG’nin kendilerini sorumlu tutan imzalı ve kaşeli raporunun suretini kutunun üzerine yapıştırdığım bir zarfla yeniden iletmiştim.

LG firması ile görüştüğümüzde oradakiler “Tüketici Hakem Heyeti var, oraya gidin” tavsiyesinde bulundular.

Konuyu bazı dost meclislerinde açtığımda benzer şikayetlerin giderek yaygınlaşmakta olduğunu öğrendim.

Tabii ‘Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuracağız. Diyelim hakkımızı aldık; o arada geçen günler, haftalar, aylarda çocuklarımın peşin ödediği parayı kullanmış olacaklar.

Bütün mesele bu mu?

Peki, bu arada üçüncü kez gönderilmiş ve içinde çatlak ekranlı televizyon cihazı bulunan kocaman kutuyu evin neresinde tutayım?  

Çatlak televizyon maceramı işte sizinle de paylaştım. Anlattığımın eksiği olabilir, ama inanın fazlası yok.

En kötüsü ne biliyor musunuz?

Aldatılma hissi… 

Yalnızca bende değil, bütün aile bireylerimde de var o his; ben olanı anlattıkça aynı hissin yakın ve uzak çevreme de yayıldığını görüyorum. 

İnternet alışverişlerinizde dikkatli olun derim.

ΩΩΩΩ

ÖNEMLİ NOT: Çok şahsi ve çok özel bir konuyla sizleri meşgul ettiğim için özür dilerim. Bu yazıyı bu özelliği sebebiyle yorumlarınıza kapalı tutmaya karar verdim. Kusura bakmayın. FK.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER