Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Ak Parti İktidarında Kemalizm’in Gölgesi

Talip Özçelik Yazdı;

Ak Parti İktidarında Kemalizm’in Gölgesi

30 Ekim 2022 Pazar günü ”Ailene Sahip Çık” mitingine katıldım; Hacı Bayram caminde başladı. Mitingi Ankara Sivil Toplum Platformu düzenledi. Proğram, Hacı Bayram Camiinde başlayan yürüyüşden sonra Melike Hatun Cami önündeki geniş meydanda miting yapılmak üzere kararlaştırılmış. Ancak son anda emniyetten gelen bir kararla Ulus heykel meydanında yapılmasına izin verilmiş.

Hacı Bayram Caminde katıldığım yürüyüş kortejinden Ulus’ta ayrıldım. Bu satırları yazdığım sırada miting Ulus meydanında/ heykelin gölgesinde devam ediyordu. Mitingi, meydanı gören bir kafeden izledim.

Teknik olarak Hacı Bayramdan Ulus’a kadar olan yürüyüş bile oldukça düzensizdi. Üzerinde  “Ankara Sivil Toplum Platformu” yazısının baş harfleri (ASTP) yazılı, beyaz yelekli oldukça fazla görevli göze çarpmasına rağmen, bu kısa yürüyüş bile çok düzensiz geçti.

Mesela sloganlar düzensiz atılıyor ve arada kimi gruplar belirlenmiş sloganların haricinde sloganlar atıyorlardı. Pek çok konuda olduğu gibi basit bir yürüyüşde kendini gösteren amatörlüğümüz, iş bilmezliğimiz ile bir kez daha karşılaşmak doğrusu utandırdı.

Bu yürüyüşün Hacı Bayram Camiinden başlayıp, Ulustaki heykel çevresinde miting olarak devam etmesi oldukça anlamlı. Çünkü, bu gösteri  Ak Parti iktidarının; Din, Devlet, Kemalizm, Halk, İslam, Müslümanların talepleri  bağlamında neye karşılık geldiğini tam olarak resmediyor.

Müslümanların oylarıyla iktidara gelen Ak Partinin en temel konularda bile yani; lutilik, aile, zina, her türlü sapıklık anlamına gelen LGBTİQ vb. Müslümanlara vereceği hakların ne kadar ve nasıl olabileceğinin ifadesidir bu fotoğraf.

Yani Kemalizm’in gölgesi üzerinizde olmadan, Kemalizm’e biat etmeden, Kemalist ilkelerden bağımsız, Ak Parti iktidarında bile bir şey yapamazsınız mesajıydı bu mesaj. 

Ak Parti iktidarında yapılan güzel şeylerin yanında Avrupa birliği ve batılılaşma yolunda yaptığı yanlışları da görmek gerekiyor. Ak Partinin Müslümanları Kemalizm ile barıştırma misyonunu da görmek gerekiyor.

İstanbul sözleşmesinin imzalanması, 6284 sayılı yasa, zinanın suç olmaktan çıkarılması, ekonomik zorluklar, modern devletin bir gereği olarak sermaye sahipleri ve büyük şirketlerin çıkarlarını devamlı kollaması, İsrail’e ilişkiler, BOP projesi altında yaptıkları vs.

Belli bir kesim sürekli yapılan güzel şeyleri; örneğin Savunma Sanayi alanında yapılanlar, yollar, köprüler ve benzerlerini sürekli öne çıkarırken, bunları unutmamak gerekir diye düşünüyoruz.

Bu satırları yazarken ağacın kendisini kesen baltaya serzenişi aklıma geldi; ”ne söyleyeyim ki, sapı benden”. Neticede bu arkadaşlarımızın pek çoğu bireysel ibadetlerini yerine getiren insanlar.

Şu an görevde olan bakanın da bakan adına bütün işleri gören yardımcısının da Anadolu imam hatip lisesinden öğretmeni, ”Müslümanlıklarına kefil” olduğunu belirtmişti; bir vesileyle çay içtiğimiz bir akşam. İslam’ın bireysel ibadetler, ahlak vs. kısmına kimsenin bir şey söylemediğini, bu konuların  problem olarak görülmediğini biliyoruz. Küresel sistem de zaten uzun yıllardır İslam’ın  bireysel hayata ve vicdanlara hapis edilmesini istiyor.

Zaten bireysel hayatta yaşanan din de, ahlak da, ibadetler de İslam’a düşman olan egemenlerin bile çok karışmadıkları bir alan.

Ağaç, balta ve sap örneği çok şey ifade etmekte aslında. İslam düşmanı Kemalistlerin yapamadığı ağaca zarar verme, ağacı kesme işini sapı kendisinden olan iktidar yapıyor. Balta değişmedi, sadece sap değişti.

Atasoy ağabeyin, 50 yıllık İslami mücadelenin karşılığı; “kurban derilerimizi istediğimiz yere bağışlama, kamuda başörtüsü takma ve sakal bırakabilme özgürlüğü oldu.” tespiti önemlidir.

Kendi putlarına saygı duymadıkça hiçbir talebimizi kabul etmeyeceklerinin bir fotoğrafıdır bu fotoğraf. Tam da “sen onlara yumuşaklık gösterirsen onlar da sana yumuşak davranırlar.” ayeti sanki şu an, burada yeniden nazil oluyor; bilinçlerimize...

Hazreti Peygamber (as). “Sen bizim putlarımıza bir gün ibadet, et biz senin ilahını on gün ibadet edelim” tekliflerine ne cevap vermişti? Bilen var mı?

Yıllarca konuştuğumuz bu olayı unuttuk mu?

Yoksa iktidar ve “onun ateşinde ısınanlar” bu olayı unutturdular mı?

Sadece bireysel ibadetleri yerine getirmekten ibaret olan; hukuki, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, felsefi hayata , ya da kamusal hayata hiç karışmayan din hangi din? İslam mı bu dinin adı?

 

Kaynak: hertaraf.com



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz