Avrupa Birliği (AB), göçmen düşmanlığında yeni bir evreye geçti. Göçmen dalgasını engellemek için yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan yeni sistemleri test eden AB'nin sistemleri arasında, yalan makinesi, göçmenlerin saklanabilecekleri bölgelerdeki ağaç ve yeşilliklerin 'sanal ortamda silinmesi' gibi sistemler yer alıyor.
Yunanistan-Türkiye sınırında, göçmenleri 'erken tespit etme ve caydırma' amacıyla, projektörler ve uzun menzilli akustik cihazların kullanıldığı otomatik gözetim ağı inşa edildi.
"SINIR ÖNCESİ RESME SAHİP OLACAĞIZ"
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan sınır koruma otoritesi başkanı Polis Binbaşı Dimonsthenis Kamargios, AP'ye yaptığı açıklamada "Neler olduğuna dair net bir 'sınır öncesi' resme sahip olacağız, ağın temel unsurları yıl sonunda başlatılacak" dedi.
Özel firmalarla ortaklaşa çalışan Avrupa genelinden üniversiteler, geliştirdikleri gözetim ve doğrulama teknolojisini Yunanistan sınırlarında test ediyor.
PROJEDE NELER VAR?
Yapay zeka destekli yalan dedektörleri ve sanal sınır koruma görüşme botlarının pilot uygulamalarının, uydu verilerini kara, hava, deniz ve su altındaki insansız hava araçlarından alınan görüntülerle entegre etmeye yönelik denemeler de yapıldı.
Proje kapsamında, avuç içi tarayıcılar, biyometrik tanımlayıcı olarak kullanmak için bir kişinin elindeki benzersiz damar desenini kaydecek ve canlı kamera yeniden yapılandırma teknolojisinin yapımcıları, 'yeşillikleri' sanal olarak silerek sınır bölgelerinin yakınında saklanan insanları ortaya çıkaracak.
İNSAN HAKLARI GRUPLARI ENDİŞELİ
Öte yandan, insan hakları grupları, ortaya çıkan teknolojinin savaşlardan kaçan mültecilerin güvenliğini bulmalarını daha da zorlaştıracağı görüşünde. Avrupa Parlamentosu milletvekili Patrick Breyer, yapay zeka destekli yalan tespit programının ayrıntılarının kamuya açıklanmasını talep etti ve "Sınırlarda ve genel olarak yabancı uyruklulara muamelede gördüğümüz şey, bunun genellikle daha sonra Avrupalılarda da kullanılan teknolojiler için bir test alanı olması. İşte bu yüzden herkes kendi çıkarına göre ilgilenmeli" dedi.
Dijital haklar grubu EDRi'den Ella Jakubowska ise, AB yetkililerinin karmaşık göç sorunuyla uğraşırken ahlaki düşünceleri ortadan kaldırmak için 'tekno-çözümcülüğü' benimsediklerini savundu:
"AB fonlarının, hareket halindeki insanları kriminalize eden, onlar üzerinde deney yapan pahalı teknolojilere aktarılması çok rahatsız edici."
Avrupa Birliği (AB), 2015-16 yıllarında yaşanan mülteci krizinin ardından güvenlik teknolojisi araştırmalarına 3 milyar euro (3.7 milyar dolar) akıttı. AB ayrıca, AB sınır koruma kuruluşu Frontex'i bir koordinasyon mekanizmasından tam teşekküllü bir çokuluslu güvenliğe dönüştürmek için blok dışındaki Akdeniz ülkeleriyle fon anlaşmaları yaptı.
