Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

9 MART 1971 CUNTACILARININ DARBE GİRİŞİMİ

Yeni Söz Gazetesi yazarı Hüseyin Yağmur, bundan tam 49 yıl önce gerçekleştirilmek istenen, ama karşı bir darbe/muhtıra ile (12 Mart) akamete uğratılan BAAS tipi sosyalist bir devlet kurmaya yönelik 9 Mart darbe grişimini analiz ediyor.

9 MART 1971 CUNTACILARININ DARBE GİRİŞİMİ

9 Mart 1971... Siyaseti yakından takip edenlerin dahi yeterince bilmediği, ülkemizi çok kötü bir maceraya sürükleyecek bu cunta girişiminden kısaca bahsetmekte fayda var.

1965 yılında Dönemin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay'ın direnmesi üzerine AP iktidarını deviremeyen generaller, 1968 yılından itibaren hükümeti devirmek için yeni oluşumlar içine girdiler. Bunların başında ‘9 Mart Cuntası' geliyordu.

Çalkantılı 1968 yılının ardından 9 Mart 1971'de içinde dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur'un da bulunduğu bir cunta ülkede yönetime el koyacak, Küba tipi bir yönetim kuracaklardı. Cuntanın içinde İlhan Selçuk da vardı.

Org. Muhsin Batur, 9 Mart'ta planlanan darbenin elebaşılarından idi. 'Yavuz' kod adıyla hareket ediyordu. Eğer 9 Mart'ta darbe gerçekleşse Başbakan olacaktı

Tümgeneral Celil Gürkan “Hiyerarşik bir şekilde düzene müdahale edilmesi gerektiğini savunmaktaydı.” (Turhan,1986:28)

Celil Gürkan, aynı zamanda Muhsin Batur'un akıl danıştığı komutanlardan olup, “Doğan Avcıoğlu'nun ‘Türkiye'nin Düzeni' isimli kitabını okumayan subayı eksik sayacağını” (Mangırcı,1999:28) iddia eden bir şahıstı.

Sonraki dönemlerin bütün komuta kademesinin neredeyse tamamı o günlerde 9 Mart Cuntasına dahil vaziyetteydi. Sonraki dönemlerin bir başka kuvvet komutanı Doğan Bayazıt 12 Mart 1971 Muhtırası döneminde, devrim yapmak isteyen 9 Martçı ekibin içindeydi.Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan'ın anlattığına göre Doğan Bayazıt, binbaşı rütbesindeyken 12 Mart 1971 döneminde ‘9 Martçı' ekip içindeydi ve kod adı ‘Sefer'di. (Mercan, 2004:213)

Her şey bu minvalde devam ederken Ankara Gazi Çiftliği'ndeki Marmara Köşkü'nde gece saat 21:00'de başlayıp sabah 05:00'e kadar süren bir toplantı yapıldı. MİT Müsteşarı, Başbakan ve Kuvvet Komutanlarının katıldığı bu toplantıda garip bir diyalog yaşandı.

MİT Müsteşarı General Fuat Doğu, ülkede bazı cunta girişimleri olduğunu, bazı kuvvet komutanlarının da bu oluşum içinde olduğunu ifade etmişti. Bu sözden alınan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur, “Mesela kim var bu cuntanın içinde Kuvvet Komutanı olarak?' diye sorunca MİT Müsteşarı Fuat Doğu ‘Mesela siz”  demişti.(Arcayürek,1985:332)

Çünkü “MİT 9 Mart'ta darbe yapmayı planlayan bu ekibi içlerine sızdırdığı Korgeneral Atıf Erçıkan aracılığıyla takip ettiriyordu.” (Mısıroğlu,1995:187)

Kurmay Yarbay Talat Turhan o gün yapılan darbe hazırlıklarını “9 Mart'ta Silahlı Kuvvetlere mensup 50 yüksek rütbeli subay darbe kararı aldılar şeklinde itiraf ediyor, kendisinin Gürler, Batur ve Kayacan'a bağlı gruptan olduğunu ifade ediyordu.” (Turhan,1986:346)

9 Mart Cuntasının elebaşı Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ise gayet pervasız bir şekilde bir darbe planını bütün ayrıntılarıyla tasarlayarak ortaya koymuştu.Batur, “Silahlı Kuvvetlerde bir teşkilatlanma olduğu belliydi, niçin merak edip de bunun faillerini sormadılar?” (Batur,1985:197)  şeklinde pişkin bir soru soruyordu.

Orgeneral Muhsin Batur'un daha sonra Anılarında yayınlayacağı üzere “Doğan Avcıoğlu'nun teorisyenliğinde bir devrim öngörülüyordu. Devlete el konulduktan sonra devletin nasıl işletileceğine dair şema yapılmıştı. Buna göre Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler Devlet Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur Başbakan olacaktı. Bakanlar Kurulu listesi oluşturulmuştu.Darbeciler kendilerine bir kod adı vermişler, planlarda bu kod adları kullanmışlardı. “Buna göre Devlet Başkanı: Selim Bey, Orgeneral Faruk Gürler, Başbakan: Yavuz Bey, Orgeneral Muhsin Batur, Başbakan Yardımcısı: Tümgeneral Celil Gürkan'dı.” (Batur,1985:215-233)

Dönemin sıkıyönetim savcısı Baki Tuğ bir röportajında Cuntacılardan bahsederken “Üç milyon kişilik ölüm listesi hazırlanmıştı diye bir demeç vermişti.” (Bozbeyli,2009:338)

Tümgeneral Memduh Ünlütürk de cuntacılardan bahsederken döneminin komutanları hakkında ve özellikle Batur hakkında şu ilginç sözleri söylemişti: “Gördüm ki kuvvet komutanları, Genelkurmay başkanını devre dışı bırakmış. Muhsin Batur ile Faik Türün devlet başkanlığı kavgası içinde. İkisine bağlı birlikler Bolu civarında karşılaşarak çatışacak, hangisine bağlı birlikler galip gelirse devleti o yönetecekmiş.” (Mercan, 2004:131)

9 Mart Darbe günü yaklaştıkça BAAS tipi sosyalist bir darbe olacağından endişe eden ve buna karşı çeşitli ön tedbirler alan ABD ve MİT kendi planlarını devreye sokmanın vakti geldiğini düşünürler. Ve plan devreye sokulur. Ani bir gelişmeyle Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, ‘Bu rejimi korumak hepimizin görevidir” (Kemal,1974:54-55) açıklamasını yapar.

Bunun için ilk etapta 9 Mart Cuntasının iki kurmayı Faruk Gürler ve Muhsin Batur, 12 Mart'ta bir muhtıra verileceği vaadiyle niyetlerinden vazgeçirilir.

ABD'nin müdahalesiyle 12 Mart 1971'de karşı darbe oldu. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç yönetime el koydu. Tağmaç'ın müdahalesi hükümete gibi gözükse de aslında 9 Mart cuntacılarına yönelikti.

Hava Kuvvetleri Karargâhına gelmiş tepeden tırnağa silahlı subaylar bir Darbe kararı çıkacağı müjdesi beklerken, derin bir sükut-u hayal içinde ‘Birliklerinize dönün' talimatı alırlar.

Tümgeneral Celil Gürkan, o akşam toplantı sonrası yaşadıkları derin hayal kırıklığını şu kelimelerle ifade eder: Şaşkınlık ve eziklik içinde koridora çıktığımızda Batur'un çalışma odasının yakınındaki odaların ve koridorların müdahale kararı bekleyen subaylarla dolu olduğunu gördük. Bu subaylar toplantıdan darbe kararı çıkmadığını görünce hayli öfkelendiler. Ben kendilerine artık perdenin kapandığını, her şeyin bittiğini söyledim.” (Dursun,2000:124)

Feroz Ahmad  karşı darbe sonrası yaşanan tasfiyeyi şöyle özetler: Ordu içinde 56'sı general, 518'i albay olmak üzere toplam 572 subay ordudan emekli edildi.” (Ahmad,1999:175)

9 Mart'ın ardından Küba tipi sol-marksist bir rejim özleyenler sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandılar. İlhan Selçuk bunlardan biriydi. Celil Gürkan gibi generaller, Ali Kırca gibi teğmenler ise görevlerinden uzaklaştırıldılar. Cuntanın renkli kadrosu şu isimlerden oluşuyordu: Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Ali Sirmen…

CHP'lilerin Altan abisi Altan Öymen de cunta üyesi olmak suçlamasıyla Sıkı Yönetim Mahkemesi'nde yargılandı.

32 sanıklı Madanoğlu davasında adı geçen diğer siviller ise şunlardı: Cemal Reşit Eyüboğlu, Hıfzı Kaçar, Ahmet Güryüz Ketenci.

Bu davada yargılanan asker kökenli sanıklar ise Cemal Madanoğlu, Osman Köksal, Yılmaz Akkulaç, Necdet Düvencioğlu idi.

Her ne kadar cunta girişimi bir başka karşı darbe ile bastırılsa da birçok kurumda 9 Mart zihniyetinin artıkları kaldı. Onlar 9 Martçılıklarından hiç vazgeçmediler. Bu cuntacılardan kimi bürokraside, kimi üniversitede, kimi de medyada konumunu muhafaza etti.

Kaynak: Yeni Söz Gazetesi

 



Anahtar Kelimeler: CUNTACILARININ DARBE GİRİŞİMİ

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz