Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

İmran’ın Kızı Meryem

İmran’ın eşi Hanne ey rabbim karnımdakini sana adadım sana vakfettim dedi. Dolayısıyla bunu benden kabul buyur çünkü sen her şeyi duyansın ve her şeyi bilensin

İmran’ın Kızı Meryem

Zeynep Kılıç yazdı;

İmran’ın eşi Hanne ey rabbim karnımdakini sana adadım sana vakfettim dedi. Dolayısıyla bunu benden kabul buyur çünkü sen her şeyi duyansın ve her şeyi bilensin. Vaktaki Hanne onu doğurdu. Ey Rabbim ben onu kız olarak doğurdum ve Allah onun ne doğurduğunu daha iyi biliyordu. Çünkü eril olan dişil olan gibi değil. Ve ben onu Meryem olarak isimlendirdim onu ve onun zürriyetini kovulmuş şeytandan koru. Ve Hanne’nin rabbi, bu dileğini ondan en makbul şekilde kabul etti.

Zekeriya Peygamber tarafından Celile’den alındığında o (Hz. Meryem) sadece küçük bir kız çocuğuydu. Annesinin sıcak kucağından. Fakat bu Hanne’nin rabbine sözü, vadiydi. Ve yerine getirilmesi gerekiyordu. Zekeriya Peygamber büyük bir sabır ve kararlılıkla Hz. Meryem’i Kudüs’e götürüp bıraktı. Bu İsrail oğulları arasında gerçekleşen normal sıradan bir olay değildi. Onlar Zekeriya’yı engellemek istediler fakat Zekeriya (a.s) Allah’ın emrini gerçekleştirmekten vazgeçmedi. Çünkü İsraillilerin şeriatına göre bir kız çocuğu Allah’ın kutlu evine Kudüs’e bırakılmazdı, vakfedilmezdi. Fakat Allah dilediğini, yapmak istediğini yapar ve yaptı da. Seyyidetuna (hanımefendilerimiz) Hz. Meryem’i dünyada en kutlu seçilmiş dört kadından biri olarak seçti. Bu kutlu seçilmiş ender kadınlardan biri Firavunun eşi Asiye’ydi. Diğer ikincisi Peygamber efendimizin eşi Huveylidin kızı Hz. Hatice’ydi. Üçüncüsü ise Peygamber efendimizin Kızı Fatıma Zehra’ydı.

Hz. Meryem sürekli Beyt-i Makdise hizmet ederdi. O kendini hikmetle ilimle geliştirmekteydi. Ve kendisine yeten Rabbine ibadet etmekteydi. O mescitte dini ilimler edindi. Her ne zaman Zekeriya peygamber, hücresine odasına girdiğinde güzel rızıklarla karşılaşırdı. Şaşkınlık içinde bu sana nerden geldi ey Meryem? diye sordu. Meryem Bunların hepsi bana rabbimden geldi, diye cevaplardı. İsrail oğulları vefat etmiş olan Peygamberleri İmran’ın hamile eşi olan Hanne’nin İsa peygamberi doğuracağını umarlarken onun yerine Hz. Meryem doğmuştu. Dolayısıyla İsrail oğulları Hz. Meryem’i sevmezlerdi.  Bu onlar için bir hayal kırıklığıydı. Fakat Allah’ın mucizesiyle Hz Meryem’in Hz. İsa’nın annesi olabileceğini ihtimal etmediler.

Vaktaki Meryem doğu tarafına yöneldiğinde kendisine Cebrail (a.s) göründü. Melek ey Meryem Allah seni kendisinden olan bir kelimeyle müjdelemektedir. Onun ismi Meryem oğlu İsa’dır. O hem dünyada hem ahrette saygındır. O insanlarla hem beşikteyken ve hem olgun yetişkin iken de konuşacak.

Hz. Meryem, ey rabbim bana hiç kimse dokunmamışken nasıl bir çocuğum olabilir? Fakat Allah her ne isterse onu yapar. Ol der ve olur. Hz. Meryem Allah’ın emriyle hamile kaldı. Hz. İsa’nın yaratılışı babamız Âdem’in ilk yaratılışı gibidir. Hz. Meryem’i bu zor imtihan sancısı tutunca Hz. Meryem kendine şöyle sitemde bulundu. ‘Ya leyteni mıttu qable haza ve kuntu nesiyyen mensiyaaa’.  ‘Ey rabbim keşke bundan evvel ölüp gitmiş olsaydım ve ismim, namım anılmamış olsaydı, unutulmuş olanlardan olsaydım…

Senin  sıcaklığın yakınlığın olmadan senin tebessümün olmadan. Sensiz  ben yalnız başıma. Dünya çok soğuktu. Ben çok kayıp hissetim kendimi senin ışığın olmadan çok kör hissetim kendimi.

Binlerce mil koştum ve yürüdüm. Binlerce kez kaydım ve düştüm. Fakat sadece senin için. Bunu yeniden yaptım binlerce kez.

Bana umut verdin bana hayal kurdurdun. Ve beni inandırdın imanlı yaptın. Ben hala sana güvenebiliyorum dayanabiliyorum. Sen beni yükseltin yukarı kaldırdın. Bana kanat verdin beni kanatlandırdın tıpkı havada uçan süzülen bir uçurtma gibi.

Binlerce mil koştum ve yürüdüm. Binlerce kez kaydım ve düştüm. Fakat sadece senin için. Bunu yeniden yaptım binlerce kez.

Hiçbir söz söylemek istediğim her şeyi taşımaya içine sığdırmaya yetmez. Artık denemeyeceğim bile çünkü biliyorum derinden hissediyorsun ne kadar umursadığımı. Şimdi şuan başımı kaldırıyorum rüyamın gerçekleştiğini görüyorum. Selam üzerine olsun ey değerli dostum, benim kalbimde hep kalacaksın.

Binlerce mil koştum ve yürüdüm. Binlerce kez kaydım ve düştüm. Fakat sadece senin için. Bunu yeniden yaptım binlerce kez, binlerce kez, binlerce…

İMRAN’S DAUGHTER SAİNT MARY

When İmran’s  wife Anne said that: My Raub (my Lord) I vowed  to you  what inside me. So accept  from me verily you are  the All Hearing  One, the All Knowing All Omniscient.  Then when she delivered her. She said My Raub  I have delivered  a female and Allah knows  beter of what  she  delivered.  And male is not like female  and I heve named her Mary. I seek refuge for her with you and I seek refuge her ofspring from satan the rejected. So her Raub (Anne) accepted from her with  the best accaptence.  

She was just a litle girl when prophet Zacharia (PBUH) picked her up  from  Galilee town. From her mother’s compassionate lap. But that was the Anne’s promise. That should have been fulfilled. Prophet Zacharia delivered Mary to the Jerusalem with great patiant and determinantly. This is not normal evvent that was happening among sons of İsrael. They rejected Prophet Zacheriya but Zacheriya did not give up from fulfuling his God’s order. Acording to the şaria of israilities (rule) the girl was not be delivered to the beytül makdis to the blessed Mosque. But Allah does whatever he wants. And he did. He chose Saint (sayyidatuna) Mary among the forth blessed woman in the World. The one of thise blessed woman was the wife of Pharaoh Asiye. The second of them was the wife of our bloved Prophet Mohammed (PBUH) Khadija binti Khuveylid (Khveylid’s daughter) and the thirt  was the Mohammed’s daughter Fatima Zahra.

Mary was serving for baytilmakdis the blessed Mosque. She improved herself with knowledge and she was worshiping for her All sufficienet Allah. She atained the best relgious education in mosque. Whenever prophet Zachariya (PBUH) entered her room prophet Zachariya come across to the good provision. He asked to her with supraised. O Mary, where did these food come from to you? She replaid that was from her Raub all.

İsraelites woldn’t love to the Mary. They were waiting for Jesus who would come from their prophet İmran’s ofspring after his passed away when his wife Anne got pregnant with Saint Mary. But inseted of Jesus Anne gave birth Mary as a girl. Because of their disapointing sons of İsrael hated from Mary. But they could’nt know that Allah would make Mary the mother of Jesus (PBUH) with great miracle. The sons of Israel were just knowing denying. And they have blamed and tortured the Prophet Zacheriya and also Mary.

And remember Mary, when she headed to the estern we sended her to the Gabriel. Angel said O Mary verily Allah gave you gladtdings with word from him. His Name is The Mary’s son Jesus. He is respectful in the world and in the hearafter. He will speak with people in the cradle and in maturity.

Mary said that, o my Lord how can I have a child? When onyone does not touched me? But Allah does whatever he wants. And he says, be and it does. Mary got pregnant with Allah’s order. The creation of Jesus is just like the first creation of our forefather Adam. And because of this dificult and extraordinary situation Mary said O My Lord I would like to be from dead  and Iwish I was  one of the forgaten ones. Iwish my name wasn’t mentioned..

Without your warmth, without your smile without you by my side. The world was so cold. I felt so lost without your light. I felt so blind.

A thousand times I’d run and walk. A thousand times I’d slip and fall but for you I’d do it again. A thousand time.

You gave me hope you let me dream. Made me believe. I can stil trust. You raised me up. You gave me wings. Just like a kite in the sky.

A thousand times I’d run and walk. A thousand times I’d slip and fall. But for you. I’d do it again. A thousand times.

No words enough to convey all the things I want to say. I won’t  even try cos I know. Deep down you feel. How much I care. Now I hold head up high. I see my dream coming true. Peace be with you. My dearest friend in my heart you will remain.

A thousand times I’d run and walk. A thousand times I’d slip and fall. But for you. I’d do it again. A thousand times, a thousand times. A thousand.

 

Kaynak: Farkıl Bakış



Anahtar Kelimeler: İmran’ Meryem

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz